Saçımı okşayan eller ile gözlerimi araladım. Korkuyla doğrulduğum sırada "korkma güzelim benim" annemin sesiyle içimde ki tüm korkunun gitmesi bir oldu.
Gözyaşlarımın çenemden süzülmeye başlamasıyla anneme sarıldım. "Bebeğim baban sana kızgın tabi en çok kendisine sana dediği hiç bir şey doğru değildi bunu kendisi de biliyor ve sende bil olur mu?"
Annemin kadifemsi ve rahatlatıcı sesiyle tebessüm ettim. "Anne babam çok üzülmüş müdür?" Annemin gülmesiyle bende güldüm. Bu soruyu en son 9 yaşında sormuştum..
10 yıl önce;
"Ya neden göremiyorum halen baba ne zaman iyileşeceğim" Efe Bey kızının sorusu ile elindekileri yere düşürdü. Sesleri duyan Anka, babasına zarar gelme korkusuyla sandalyeden hızla indi ve ilerlemeye çalıştı.Fakat yere düştüğünde gerçekler acı bir şekilde gün yüzüne çıktı. Anka göremiyordu ki....
Yere düşen cam parçaları Anka'nın ayağını kesmişti. Kanlar yerde süzülürken Anka ayağının kesildiğini hissetmemişti bile tek düşüncesi babasına zarar gelmiş olma korkusuydu.
"Babacığım iyi misin" Efe Bey karşısında ki manzaraya gözyaşları içinde bakarken nasıl konuşacağına karar vermeye çalışıyordu. Boğazında ki yumruyu yok sayıp
"İyiyim kızım sen sandalyene geri otur ben ayağın için bir şeyler getireyim" Melek hanım olanları kapıdan büyük bir acıyla seyrediyordu.
Minik kız babasını dinlemeyip sinirle homurdandı "ya baba neden hep beni geçiştirip duruyorsun! Ne zaman görüceğim diye sana yüz kere sormuşumdur.
Neden cevap vermiyorsun yoksa beni sevmiyor musun?"Melek hanım kızına sarılıp "Hayır bebeğim baban seni seviyor hadi gel uyku vakti" Efe Bey sessizce yere çökmüş, kızına bakıyordu.
Melek hanım kızını yatağa uzandırdı hafif sıyrılmış ayağına pansuman yaptıktan sonra kızına sarıldı. Anka üzüntüyle annesine döndü.
"Anne babam çok üzülmüş müdür?" Melek hanım tebessüm edip kızının saçına öpücük kondurdu.
"Hayır güzelim o senin baban seni her şeyden çok seviyor" Anka duyduklarından sonra gülümseyip derin bir iç çekti.
"Anne ben artık anka kuşu olamam ki" Melek hanım duyduğuyla derince yutkundu.
"Hayır bebeğim sen her zaman bir Anka kuşu olarak kalacaksın" diyen Efe Bey'in odaya girmesi bir oldu.
"Hayır baba ben seni üzdüm oysa Anka kuşu herkese yardım ediyor kimseyi üzmüyor ve Anka kuşu küllerinden yeniden doğuyor bense göremiyorum bile nasıl tek başıma yuvamı göremeden yapabilirim ki? Bu yüzden ben asla Anka kuşu olamayacağım" hüzünle birbirine bakan çift kızlarına her zaman ki gibi sıkıca sarıldı.
Anka'nın gözleri kapanmaya yakın Melek hanım sevgiyle mırıldandı
"Hayır bebeğim sen anka kuşusun görememen senin en büyük doğuşun sen küllerinden doğacaksın ve bizim her daim Anka kuşumuz olacaksın" minik kız gülümseyip annesi ve babasının arasında uykuya daldı...
Aklıma gelen anıyla bir kez daha gülümsedim annemin bacağına uzanıp gözlerimi yumdum.
"Anne bana Anka kuşunun doğuşunun hikayesini anlatır mısın?" Alnıma öpücük kondurulmasıyla burukça gülümsedim.
"Efsanelere göre Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü beklermiş. Ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar... Anka kuşu oluşturduğu yuvada yanarak ölür ve küllerinden yeniden doğarmış. Bu nedenle birçok dinde yeniden varoluş veya diriliş sembolü olarak ifade edilmiş ve sende bizim Anka kuşumuzsun kızım sana o yüzden babanla birlikte Anka ismini verdik."
Gülerek gözyaşlarımın çenemden süzülmesine izin verdim. Karanlık...
Küçükken tek korkumdu şuan ise ailemden sonra yanımda olan tek şeydi...
Annemin sesine doğru bakışlarımı çevirdim.
Keşke koca bir karanlık değil de annemi görebilseydim..Derin bir nefes alıp sesimin titremesini önemsemeden "Ben Anka kuşuyum anne fakat onlarla aramda büyük bir fark var onlar küllerinden yeniden doğuyorlar ve diriliyorlar bense küllerinde boğulan ve dirilemeyen bir Anka kuşuyum..."
Yanağıma damlayan gözyaşı ile kendime lanetler ettim. Annemi üzmüştüm neden duygularımı saklayamıyordum ki?
"Bence artık süper kahramanınız gelip bu romantik anı bölmesi gerekiyor" babamın sesini duyunca gülümseyip yana kayıp yer açtım. Küçükken olduğu gibi anne ve babamın arasında ilk defa karanlıkta da olsam huzurla kendimi uykuya teslim ettim.
Etmeden önce babamın mırıldandığını duydum "Sen bizim Anka kuşumuzsun görememek senin için bir engel olmamalı bunu insanlara göstermeni istiyoruz kızım. Aslında en büyük engelin kendin hakkında olumsuz düşüncelerin olduğunun farkına varmanı istiyoruz. Belki bu yolda çok üzüleceksin ama sonunda bize teşekkür ediceksin. Ve son olarak sen asla şımarık biri değilsin böyle dediğim için özür dilerim. İyi uykular kızım."
Efe Bey,Melek Hanım'a bakarak gülümsedi bugünden sonra hayatlarının daha farklı şekile gireceğinin ikisi de farkındaydı. Minik kızları büyümüştü ve artık kendi ayaklarının üzerinde durmasının tam vaktiydi..
.
.
Evvvet bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayızzzz. Umarım beğenmişsinizdir bakalım bundan sonra Anka'yı neler bekleyecek🌟Bölüm hakkında düşünceleriniz?
✨Soru köşesi; Dalgınlık anında yaptığınız en komik şey? (Ben bayramda iyi bayramlar diyeceğime 'iyi paralar' dedim😳)
O zamannnnnnn MUTLU KALIN,HUZURLA KALIN VE EN ÖNEMLİSİ SAĞLICAKLA KALIN 💜
-LİNDA 🌸
![](https://img.wattpad.com/cover/263158841-288-k393140.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA
Teen FictionHAYAT ENGEL TANIMAZ SERİSİ -1- "Efsanelere göre Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü beklermiş. Ta ki güneş büt...