Sabah kahvaltı yaptıktan sonra Melisle beraber okula geçtik. Ağzıma bisküvi tıkayan kişiye karşı gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Durun size olayı baştan anlatayım.
Okula geldikten sonra Melis arabayı park etmeye çalıştı. Sadece çalıştı çünkü birden tak diye ses geldi ve ne oldu biliyor musunuz tahmin edenler kesin vardır. Melis gitti bir arabaya çarptı.
Hemde okulun bir hocasının arabasına!
Bir saat boyunca özür diledi en sonunda hocayı bıktırdı ve hoca "Sorun yok kızım suç zaten bende lütfen artık git" dedikten sonra bende daha fazla dayanamayıp kahkahayı patlattım.
Melis'te bininci kez özür dileyip koluma girdi ve şuan bahçede tur atıyorduk. Sinirden hem bisküvi yiyor hemde bana yediriyordu gerçi işime gelmiyorda değildi.
"Ya abartma alt tarafı ne sanki" dedikten sonra çarpılmamak için dua ettim.
"Ya ne alt tarafı nesi salak mısın kızım hocanın arabanın bir kenarı pert oldu. Bunu babam öğrense heralde arabayı alır elimden düşünmesi bile korkutucu. Allahtan benim bebeğim sağlam çıktı" gözlerimi devirip ağzımda ki bisküvinin erimesi için sabır diledim.
Melis sinirle en az beş tane ağzıma bisküvi tıkamıştır. Umarım sindirebilirdim..
"Kızım ne fenasın bende hocanın araba pert oldu diye üzüldün sandım" dedikten sonra Melis'in kıkırtısı kulağıma ulaştı.
"Ne üzülceğim be o da düzgün sürseymiş" kaşlarım havalanırken çenemi tutamayıp
"Yalnız sen park halinde olan arabaya çarptın Melis sorun sence buradan kimde oluyor?"
"Ayyyy tamam şiştim olan oldu sorun çıkarmadı değil mi" evet dercesine başımı salldıktan sonra aklıma takılan soruyla Melis'e döndüm.
"Beni kurtaran kişiyi buldun mu"
"Eh aşkım sence benim hayatımda bulamamak gibi bir ihtimal olabilir mi tabi ki buldum." Gözlerimi şaşkınlıkla açıp yolun ortasında durdum.
"Valla de"
"Vallahi kız yalan mı söyleyeceğim"
"Kim peki?"
"İnanabilir misin bilmiyorum ama sana geçen bastonu verenmiş tabi kim olduğunu bilmiyorum" gözlerim şaşkınlıkla aralandı.
"Sen nasıl öğrendin ki o olduğunu" kıkırdama sesiyle ne yaptığı az çok anlamış oldum.
"Metecik ne güne var çocuk kendini hacker sanıyor dayısının işyerisi kafenin hemen karşısında ve kamera net bir şekilde oraya bakıyor mübarek sanki holding işletiyorlar dükkanın etrafı full kamera neyse gittim işte sordum gösterdi falan ama nasıl heyecanlı sanki film çekiyor yine de sonuç olumlu çıktı mı çıktı" ne tepki vereceğimi bilemeyip şaşırıp kaldım.
Bu kız gerçekten zekiydi.
"E desene bulamayız onu teşekkür de edemem" dudaklarımı büküp başımı eğdim. Cenemde hissettiğim eller ile irkildim "Anka kuşum sence senin bu mükemmel arkadaşın üzülmene izin verir mi merak etme stalk başladı bile" sırıtıp Melis'e sarıldım.
"Kızlar arabam yetmiyormuş gibi bir de yolun ortasında önümü mü kesiyorsunuz?" arkamızdan konuşan kişiyle birlikte Melis kulağıma eğildi "İşte şimdi ayvayı yedim bu hoca taktı kafayı bana" kıkırdayıp ciddi yüz takınıp hocaya dönüp özür diledik ve kenara çekildik. Daha doğrusu Melis beni kenara çekti.
Bir kaç dakika sessizlikten sonra ilerlerken birden Melis sessiz çığlık attı. "Kızım tıp bölümünden bir çocuk ateş ediyor böyle doktorlar oldu da biz mi doktorluk okumadık" gözlerimi devirip "evet okumadık" dedikten sonra koluma çimdik yemem bir oldu. "Ne odusun ya" sırıtıp teşekkür ettikten sonra uzun bir derse merhaba dedik...
"Anne tamam geliyoruz diyorum ya ne kocaya kaçması Ege senin o koca kafanı koparırım ablanla düzgün konuş yer cücesi" dudaklarımı ısırıp gülmemek için kendimi tuttum. Ege ve Melis'in kavgaları yok muydu bir kere gülmekten altıma etmiştim tabi 15 yaşındayım yani küçüğüm demek isterdim ama ben bile o an gülerken fark etmedim olay hızlı gelişti ah her neyse çok saçmaladım değil mi? Araba sürüp bir yandan da kardeşi laf atan arkadaşımı hayretle dinliyordum.
"Sonunda kapattılar bir an telefonla kulağım birleşti sandım." Sırıtıp "Umarım kocaya kaçmıyorsundur kaçıcaksan beni köşe de bırak öyle kaç" dedikten sonra Melis'in sinirle homurdandığını duydum.
Aklıma gelen şeyle Melis'e bedenimi döndürdüm. "Ya bugün hocaya nasıl rezil olduk ama" Melis'in gülmesiyle bende güldüm. Arabanın aniden frenlemesi ile başım torpidoya çarptı. Doğrulup "Melis iyi misin neden ani fren yaptın?" Derin bir sessizlikten sonra telaşlanmaya başladım.
"Melis neden ses vermiyorsun bak şaka yapma"
"İ-iyiyim başım döndü bir an özür dilerim kuzum başın acıyor mu? Dur bakayım" kafamda hissettiğim elle tebessüm ettim.
Bu hayatta seni düşünen kardeşinin olması ne kadar güzel bir histi.
Kaşlarımı çatıp Melis'in elini ellerimin arasına aldım. "Elin neden bu havada bu kadar soğuk hem neden titriyor" dedikten sonra gözlerim istemsizce dolmuştu.
"İyiyim ben kız vallahi korkudan ellerim titriyor ve ellerim hep soğuktur üzülme döverim seni. Hadi şarkı açta eğlenelim." Tebessüm edip ellerim radyoya gitti her ne kadar kötü hissetsem de Melis'i daha fazla sıkmak istemedim.
Eve vardıktan sonra arabadan inmeden önce Melis'i öptüm ve sıkıca sarıldım ardından beyaz bastonu alıp eve doğru ilerledim. Boynuma sarılan eller ile annemin kokusu burnuma geldi. Gülümseyip bende sıkıca sarıldım anneme.
"Hadi gel anne kız piyano çalalım" tebessüm edip tamam dedikten sonra annemle kendimizi piyanoya bıraktık..
Hayatta bence bir sonraki günü düşünerek ilerlenmemeli,gelecek stresine girilmemeli anı yaşamak önemliydi. Çünkü ölüm her an kapıdaydı. Ve ben bunu son olanlardan sonra çok daha iyi anlamıştım. Size tek tavsiyem hayatı anında, mutlu sevdiklerinizle yaşayın sonrayı o zaman gelince düşünün. Ve kendinizi boşa yıpratmayın ne boş insanlar için ne de boş korkular için çünkü ölüm sadece bir saliseye bakıyor..
.
.
.
.
Bende bir kaç şey eklemek istiyorum bu hayatta gelecek elbet düşünülmeli bir hedef belirlenmeli fakat hayatımızın her anını yaşamakta çok önemli. Biz gelecek stresine girerken bence şunu da göz önüne almalıyız 'acaba o gelecek gelicek mi?' şuan yaptığınız gelecek için stres tamamen hayatınızı kaplamasın veya başka bir örnek bir kaç kişi ile yaşadığınız sorunlar hayatınızı kaplamasın veya bir pişmanlığınız hayatınızı tamamen kaplamasın.. Hayat çok kısa arkadaşlar o kadar kısa ki ölüm sadece bir saliseye bakıyor.. Bu yüzden size tavsiyem her anınızı gülerek, mutlu sevdiklerinizle beraber yaşayın en önemlisi kendiniz için yaşayın. Her gününüzde başka şeyler için strese girerek yaşamaktsansa günü yaşayarak yaşamak en güzeli :)Yeni karakter hakkında düşünceleriniz?
Bölüm hakkında düşünceleriniz?
✨Soru köşesi; Tekrar tekrar okusam asla sıkılmam dediğiniz bir kitap var mı?
O zamannnnn MUTLU KALIN,HUZURLA KALIN VE EN ÖNEMLİSİ SAĞLICAKLA KALIN 💜
-LİNDA 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA
Genç KurguHAYAT ENGEL TANIMAZ SERİSİ -1- "Efsanelere göre Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü beklermiş. Ta ki güneş büt...