"Çabuk ol, hadiii! Şimdi ismini anons edecekler!" Yibo, iki eli birbirine dolanmış bir halde sevgilisine cübbesini giydirmeye çalışıyordu.
"Yibo sakin ol, daha asıl konuşmayı bile yapmadılar." Xiao Zhan olabildiğince sakin, etrafına bakınıyor ve Yibo'nun onu yönlendirmesine izin veriyordu. Cheng ileride gözüktüğünde hemen elini kaldırıp onu görmesi için çırpınmaya başladı.
"Cheng! Buradayız!"
Cheng ve diğerleri onların yanına geldiğinde Xiao Zhan çoktan hazırdı. Üzerindeki cübbe ona tam oturuyordu. Saçları yine uzayıp eski haline dönmüştü. Yüzü parlıyordu. Cheng, "Çok yakışıklı olmuşsun, birileri yine zor zamanlar geçirecek," derken sırıtarak Zhan'ın omzuna dokundu.
Yibo genzini temizleyip samimiyetsiz bir gülüş koydu suratına. "O sensin sanırım."
"Çocuklaaar, başlamayın yine." Bu atışmalar herkese bıkkınlık getirdiğinden kimse onları takmıyordu artık. Tatlı atışmalar olsa da bazen eğlenceli, bazen sevimsiz oluyordu. Mesela bugün hiç yeri değildi. Zira mezuniyet törenindelerdi ve Xiao Zhan birazdan okul birincisi olarak kürsüye çıkacaktı.
Salon hınca hınç doluydu. Herkes kendi grubuyla sohbet ederken, onların yanından geçenler Xiao Zhan'ı tebrik edip öyle gidiyorlardı. Hepsine sırıtmaktan yüzü felç geçirecek olan Yibo, yanlarına kim yaklaşırsa yaklaşsın kedi gibi kuyruğunu dikiyordu. Mantıklı ve olgun biri olmak istiyordu ama her gelen kişi sakız gibi yapışıp "Xiao Zhaaaağğnn tebrik ederiiğğiimm cınımmm.. ihihi" demeye başladığı için kendini kontrol etmekte zorlanıyordu.
Ne yapabilirdi ki... içindeki barzoyu öldürmek kolay değildi.
Onlar kendi aralarında sohbete devam ederken biraz sonra yanlarına aileleri geldi.
"Merhaba çocuklaaar!" Xiao Zhan'ın annesi Yibo'ya doğru yaklaşırken Cheng'in yanağından makas alıp onun utanmasına neden olmuştu. "Pişt, naber atarlı kuzum benim." Gülerken Zhan'ın babasına göz kırpmıştı. Bu atarlı kuzu mevzusu kendi aralarında bir espriydi. Cheng'in sinirli biri olduğunu herkes bilirdi ama Zhan'ın ailesi onu çocukluğundan beri tanıdığı için içinde bir kuzu yattığını biliyorlardı.
"Dalga geçme benim oğlumla bakayım." Zhan'ın babası kolunu Cheng'in omzuna dolayıp 'yanındayım' mesajı verdiğinde diğerleri de olaya gülmeye ve Cheng'i kızdırmaya devam ediyorlardı. Çünkü Cheng yanında Zhan'ın ailesi varken süt dökmüş kediye dönerdi. Hiç olmayan ailesinin yerine koyduğundan onlara büyük bir saygısı ve sevgisi vardı. Onları gerçekten seviyordu o yüzden arkadaşları dalga geçse bile kimseye bir şey demedi.
Sonucunda biri ona sarılıp "oğlum" diyecekse eğer, herkes onunla dalga geçebilirdi.
"Eee heyecanlı mısın bakalım?" Babası nihayet kendi oğluna dikkatini verdiğinde annesinden alaylı bir ses çıktı. "Pfft, ne heyecanı ayol sanki hiç yaşamadığı şey. Zaten her sene birinci oluyor." Sesindeki gizlenemeyen gurur biraz da kibirle karışıktı. Neyse ki herkes onları tanıdığından kötü algılanacak bir durum yoktu.
"Anneee, kaç kere dedim sana... Mütevazı ol biraz, beni utandırıyorsun." Xiao Zhan da gülümsemesine engel olamıyordu.
"Yeterince mütevazı bir hayat yaşadın bence," diyen Cheng, gözlerini Yibo'ya çevirip onu ima etti. "Seçimlerinden hayattan pek bir beklentin olmadığı belli oluyor arkadaşım. Biraz iddialı olma vaktin geldi. Değil mi anneciğim?" Yanındaki kadından da onay alınca sırıttı. Lakin Zhan'ın annesi onun Yibo'ya laf soktuğunu bilseydi aynı tepkiyi verir miydi bilemiyordu.
Yibo "Katılıyorum Cheng, çocukluktan beri çok mütevazı bir hayat yaşamış," derken aynı şekilde sırıtıyordu. "Sayende."
Karşılıklı göz devirip dil çıkarırken ortamdan "ayyyy yine başladı bunlar, başlatın şu töreni yaa" sesleri yükseldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake loser || yizhan
FanfictionXiao Zhan, okulun sevilen, yakışıklı ve popüler çocuğu; Wang Yibo ise gözlerden uzak, çoğu kişinin tanımadığı, tüm derslerde uyuyan o pasif öğrenci tipi... Birbirinden oldukça uzak olan bu iki gencin yolları Xiao Zhan'ın Wang Yibo'nun gerçek kimliği...