Bacaklarını duvara dayamış bir şekilde yan yatmış, olacakları düşünüyordu. Aradan yaklaşık 10 gün geçmişti. Bu süreç içinde hiçbir şekilde Yibo ile iletişim kurmamış, konuşmamış, eskiden yaptığı şeyleri yapmamıştı.
O günden sonra da yapamazdı zaten. Cheng'den sağlam bir azar işittikten sonra bir hafta morali bozuk gezmişti. Onlara haber vermeden biriyle takılması, üstelik onları onun yanında geri çevirmesi işleri biraz yokuşa sürmüştü.
Zaten bozuk olan morali daha da bozuluyordu. Her gün bir ot gibi okula gidip geliyor, dışarı çıkmıyor, fazla yemek yemiyor, eğlenmek adına bir aktivite yapmıyordu. Uyuyor, dersleri dinliyor, arkadaşlarının yanında öylece oturup onları dinliyordu.
Ondaki bu değişimin herkes farkına varmıştı. Arkadaşları, ailesi, öğretmenleri... herkes onu gördüğünde "Her şey yolunda mı? Solgun görünüyorsun. Bir sorun mu var?" tarzında şeyler söylüyorlardı.
Bu elbette Yibo'nun da dikkatini çekmişti. Tartıştıkları günden sonra sürekli "acaba fazla mı ağır konuştum, kabul etse miydim" gibi şeyler düşünmeye başlamıştı. Hatta bu konuyu grubundaki arkadaşlarına da açıp, onların fikirlerini almak istedi. Tabii ki Jiyang hemen kabul etmesini söylemiş, gruba yeni bir üyenin katılmasının çok heyecanlı olacağını söylemişti.
Öte yandan Xichen, gruptaki en büyük kişi, mantıklı düşünmesi gerektiğini ve bu kararın herkesi etkileyeceğini söylemiş, ona destek verdiğini belli etmişti. Ne evet ne de hayır, sadece mantıklı olanı ve kalbinin istediği şeyi yapmasını söyleyerek onu cesaretlendirdi.
Yibo'nun kafası karışıktı. Gruptaki diğer arkadaşları da eğer onu kabul ederse onlar için sorun olmayacağını, seve seve kabul edeceklerini söylemişlerdi o yüzden iş Yibo'da bitiyordu. Aslında önünde hiçbir engel yoktu. Grup arkadaşları bu fikre karşı çıkmıyordu, Xiao Zhan zaten fazlasıyla istekliydi.
Ama Yibo yine de tereddüt ediyordu. Üstelik onu okulda her gördüğünde içinde bir yerlerde üzülüyordu çünkü ona kendi çocukluğunu hatırlatıyordu. Kendisi de ilk başta motor sürmeyi öğrenmek istediğinde ailesi karşı çıkmıştı.
Tehlikeli bir hobiydi, ayrıca masraflıydı. Yibo'nun ailesi o zamanlar biraz sıkışık olduğu için bu fikre karşı çıkmışlardı. Yibo da aynı Xiao Zhan gibi günlerce yemeden içmeden kesilmiş, sürekli depresif bir modda gezinmişti.
Yibo motor sürmeyi gerçekten çok istiyordu. Onun için bu tutku, özgürlüğün, rahatlığın, heyecanın simgesi gibiydi. Motorun üstündeyken sanki gaza sonuna kadar bassa, dünyanın öbür ucuna dek gidebilecekmiş gibi hissederdi. Önünde hiçbir engel olmadan, kimse onu durdurmadan... Rüzgarı yüzünde, saçlarında hissetmeyi çok seviyordu. Arabalar trafikte tıkılıp kalmışken onların arasından sıyrılıp en önde olmayı ve bu üstünlük hissini seviyordu.
O yüzden bu tutkusundan vazgeçmedi. Aynı anda 2-3 işte birden çalışıp yaz boyunca para biriktirdi. Özellikle tamirhane gibi yerlerde çalışarak motorla alakalı bütün temel bilgileri öğrenmişti. Boş zamanlarında motor dergileri okuyor, ünlü yarışçıları, motor şirketlerini araştırıyordu.
Böylece Yibo ailesine ne kadar kararlı olduğunu göstermiş ve izni kapmıştı. Tabii onlar şimdi onun yasadışı motor yarışlarına katıldığını bilmiyordu. Bilseler kesinlikle Yibo'nun elinden her şeyini alırlardı. Çünkü en başta ona motor sürmek için izin vermemelerinin nedeni tehlikeli olmasıydı. Yibo ise tehlikenin tam göbeğindeydi.
Motor sürmeyi öğrendiği zamanlar bu dünyanın kirli taraflarını da öğrenmişti. Birkaç arkadaş aracılığıyla yarışmaya başlayan Yibo, her geçen gün daha çok sevmiş, daha çok bağlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake loser || yizhan
FanficXiao Zhan, okulun sevilen, yakışıklı ve popüler çocuğu; Wang Yibo ise gözlerden uzak, çoğu kişinin tanımadığı, tüm derslerde uyuyan o pasif öğrenci tipi... Birbirinden oldukça uzak olan bu iki gencin yolları Xiao Zhan'ın Wang Yibo'nun gerçek kimliği...