Ufak bir araştırmanın ardından, mantık süzgecinden geçirerek yarış yerini öğrenen Xiao Zhan, alana vardığında bir kez daha büyük bir şok dalgasıyla sarsıldı.
Bunca zamandır böyle bir şeyi nasıl fark etmemişti?
Kör müydü ya da kendini çekirdek arkadaş grubuna fazla mı kaptırmıştı?
Geldiği yer kocaman bir araziydi. Etrafta ne bir bina, ne bir market ne de yaşam belirtisi vardı. Sadece kocaman bir düzlük ve önünde uzanan bir dağ yolu gözüküyordu. Etraf uçsuz bucaksız olmasına rağmen, yarış için oraya gelen yüzlerce insan vardı.
Oraya yabancı olduğu anlaşılmasın diye büyük çaba sarfediyordu ama dakikalardır ağzı bir karış açılmış etrafı inceliyordu. Önce alana, sonra önündeki uçsuz bucaksız ve hiç de tekin görünmeyen karanlık dağa, sonra insanlara şaşırmıştı.
Tam daha ne kadar şaşırabilirim ki diye düşünürken alanda yükselen motor sesleriyle gözleri bir kez daha yırtılırcasına açıldı. Çeşit çeşit insan, dev gibi motorlar, tehlikeli insanlar... Herkes ya deri ceketler, ya siyah kıyafetler ya da karanlık temalı konseptler yaratarak giyinmişti fakat Xiao Zhan sanki pikniğe gelir gibi açık renk bir kot ve sarı bir gömlekle çıkagelmişti.
Daha ilk andan buraya ait olmadığını o kadar belli ediyordu ki gören herkes ona dik dik bakmaya başlamıştı. Yavaşça insanların arasından sıyrılarak geriye doğru yürüdü. Gözden uzak, sakin bir yere ulaştı, yoksa sonu ne olur bilmiyordu. Zaten fazlasıyla tedirgindi, bir de bu insanları gördükçe daha çok geriliyordu.
Arka taraflarda en ıssız görünen yere ulaştığında yan tarafta bir arkadaş grubu ellerinde biralarla sohbet ediyorlardı. Xiao Zhan yarış pistine bakıyormuş gibi yaparak onlara kulak kabarttı.
Kırmızı saçlı kız sordu. "Bugün kime bahis oynayacaksınız?"
Küt saçlı, minyon kız piste bakınırken "Tabii ki Guang Jun'a," sigarasından bir nefes çekip gruba döndü. "Ondan başka düzgün yarışçı mı var?"
"Bugün Xuanlarla yarışacaklar ama."
"O zaman işler değişir." Pek de yakışıklı olmayan ama tarzı ıslık çaldıracak türden bir oğlan sırıtarak yorum yaptı. "Başka zaman olsa Guang Jun kesin alırdı ama Xuan geliyorsa bu pistten cesetleri bile çıkabilir."
Xiao Zhan kimden bahsettiklerini bilmiyordu ama bugün önemli bir olay olacağını hissetmişti. Zaten Yibo da tuvalette fazlasıyla agresifti. Sıradan bir olay olmadığı bariz belliydi. Dinlemeye devam etti.
"O orospu çocukları kesin yine bir boklar yemiştir. Hakkıyla kazandıkları nerede görülmüş?"
"Belki biraz şerefsizlik yapıyor olabilirler ama tek başına düşündüğünde çok yetenekliler. Kiminle yarışsalar kazanıyorlar. Sadece Guang Jun'la işler fazla kızışıyor." Oğlan yine konuştuğunda kırmızı saçlı kız çemkirdi.
"Ay tamam anladık. Sen Xuan'ın tarafındasın. Ama biz Guang Jun'u tutuyoruz. Paralarına şimdiden elveda de bakalım." Orta parmağını kaldırıp gülerken çocuk suratını astı.
"Bir kere siz sadece yakışıklı olup olmamasına bakıyorsunuz. Ben motorculuk yeteneklerini göz önüne alıyorum. Bu gece buradan gülerek ayrılanlar biz olacağız bekleyin görün."
"Hiç de bile! Guang Jun gayet yetenekli. Bu sene yarışların yarısından fazlasını o aldı. Gusu takımının en iyisi de o. Bahislerin çoğu ona oynanmıştır. Asıl sen bekleyip gör."
Arkadaş grubu hararetle tartışmaya devam ederken Xiao Zhan bu kişilerin kim olduğunu merak etmişti. Yarış pistine göz gezdirirken, seyircilere de bakarak Yibo'yu arıyordu. Acaba ne giymişti. Yalnız mıydı yoksa onun da böyle bir arkadaş grubu mu vardı. Arkadaşları olduğunu sanmıyordu ama burada yalnız takılan kişiler de neredeyse yok denecek kadar azdı. Herkes bir grubun arasındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake loser || yizhan
FanfictionXiao Zhan, okulun sevilen, yakışıklı ve popüler çocuğu; Wang Yibo ise gözlerden uzak, çoğu kişinin tanımadığı, tüm derslerde uyuyan o pasif öğrenci tipi... Birbirinden oldukça uzak olan bu iki gencin yolları Xiao Zhan'ın Wang Yibo'nun gerçek kimliği...