Her günün adeta bir askeri okul programı gibi olduğu koca 2 ayın ardından, nihayet büyük yarışa sayılı gün kalmıştı.
Yibo ve Xiao Zhan geçtiğimiz 2 ay boyunca bir an bile durmadan çalışıp pratik yaptılar. Hız, uyum, denge, süre gibi önemi büyük olan tüm kritik noktalar için günlerce çalıştılar. Bu zamanlarda Xiao Zhan genellikle Yibo'nun evinde kalmıştı.
Bu sırada çok güzel anılar biriktirip daha da yakınlaşan ikili ilişkilerini birkaç adım daha ileri taşıyarak samimi bir yola girdiler. Artık zihinsel olarak da fiziksel olarak da eskisinden daha yakınlar. Sadece arkadaş değil 'en iyi arkadaş' kategorisindeler.
Birlikte yemekler yaptılar, ev temizlediler, filmler izleyip müzikler dinlediler, koşuya çıktılar. Beraber duş aldılar, uyudular, alışveriş yaptılar, yeri geldi dertleştiler, yeri geldi dünya görüşlerini paylaştılar... En önemlisi de bol bol gülümsediler.
Aslında tüm bunları birbirlerini daha iyi tanımak, nasıl insanlar olduklarını bilmek için yapmışlardı ama fark etmeden hem en iyi arkadaş hem de iki aşık olacaklarını bilemediler.
Şimdi sorsanız ikisi için de gençlik yıllarının en güzel zamanlarının bu iki ay olduğunu söylerler.
Kalplerinin ilk defa başkasının gülüşü için attığını ve bunun adının aşk olduğunu fark ettikleri o güzel günler...
***
"Ahhh açlıktan geberiyorum!" İçeri girer girmez çantasını köşeye fırlatan Yibo, koşar adımlarla mutfağına yöneldi.
"Zhan? Ne yiyeceğiz?" Ondan saniyeler sonra kapıdan giren çocuğa baktığında bir cevap arıyordu. Normalde kendisi pek yemek yapan biri değildi, ya annesinin getirdiklerini yer ya da sipariş falan verirdi. Ama bu aralar dengeli beslenmeye çalışıyorlardı çünkü yarışa az kalmıştı ve güç kazanmalılardı. Bu yüzden sipariş veremezdi. Annesinin getirdiği yemekler de tükenmişti.
"Bilmem, yiyecek bir şeyler yok mu?" Zhan mutfak lavabosunda ellerini yıkarken etrafına bakınıyordu.
"Hayır. Annemin getirdikleri çoktan bitti." Sırtını mermere yaslarken kollarını göğsünde kavuşturdu. "Biz mi yapsak bir şeyler?"
Xiao Zhan tek kaşını kaldırıp, elini çenesine götürdü. "Yapabilir miyiz sence?"
"Eşek kadar adamlarız, iki yumurta da kıramayacaksak ölelim yani."
"Doğru," başını sallarken telefonunu çıkarıp bir şeyler okumaya başladı. "Burada bekarlar için birkaç basit yemek tarifi yazıyor. Bence halledebiliriz."
Başını kaldırdığında karşısında Yibo'yu gören Zhan şaşırdı. Elinde mutfak önlüğü ile bekliyordu. "E hadi dönsene arkanı."
Zhan telefonu kapatıp tezgaha koyarken yavaşça sırıttı. Burnunu çektikten sonra gülümsemesini durdurmaya çalışıyordu. "Mutfak fantezilerin olduğunu bilmiyordum."
Yibo gözlerini devirdi. Zhan'ın kolundan tutup arkasını döndürürken önlüğü ön taraftan geçirip sıkıca bağladı. İpi düğümledikten sonra kollarını vücudunda sarılı halde bırakıp çenesini Zhan'ın boynuna yasladı. "Şu an o kadar açım ki buna hiç halim yok," ardından başını aşağı indirip derin bir nefes çekti. "Mis gibi kokuyor."
Xiao Zhan gülerken ellerini Yibo'nun ellerinin üstÜne koydu. Yibo ona arkadan sarılmış halde olduğu için yüzünü görmüyordu. Boynunda çok hafif bir ısırık hissettiğinde bağırdı. "Ah!" Hemen arkasını dönüp Yibo'nun kafasına vurduğunda azarlıyordu. "Geri zekalı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake loser || yizhan
Hayran KurguXiao Zhan, okulun sevilen, yakışıklı ve popüler çocuğu; Wang Yibo ise gözlerden uzak, çoğu kişinin tanımadığı, tüm derslerde uyuyan o pasif öğrenci tipi... Birbirinden oldukça uzak olan bu iki gencin yolları Xiao Zhan'ın Wang Yibo'nun gerçek kimliği...