Xiao Zhan heyecanla bağırırken Yibo'ya baktı. "Ne?! Ne yani kabul mü ettin?"
"Fikrimi değiştirmeden atla çabuk." Soğuk ifadesini bir an olsun değiştirmese de Xiao Zhan moralini bozmadı. Sonunda ağzından o cümleler dökülmüştü ya gerisi mühim değildi.
Motosikletin arkasındaki kaskı alıp başına geçirirken sordu. "Nereye gidiyoruz?"
"Gidince görürsün."
Xiao Zhan ısrar etmedi. Şu an ne dese "peki efendim" diyecek kıvamdaydı çünkü ters bir hamle yapıp kararından vazgeçmesini istemiyordu. Yibo motorun üstünde bir şeyleri ayarlarken, Xiao Zhan yanlardaki aynalardan birine yaklaşıp kaskı takmaya çalıştı. Göremediği için kaskın kilidini geçiremiyordu. Eh, alışık olduğu bir şey değildi neticede.
Birkaç dakikanın ardından beceremeyince Yibo oflayıp puflayarak omzundan tutup doğrulttu onu. "Gel buraya." Beklemekten sıkılmıştı. "Daha kaskı bile takmayı beceremiyorsun."
Xiao Zhan mahcup olarak gülümsedi. Aslında bunun denemesini evdeyen yapmıştı ama burada heyecandan eli ayağına dolaşıyordu. Yibo'nun ona yardım etmesine izin verdi.
Kendisi ayakta, Yibo motorun üstünde yan dönmüştü. Suratına direkt olarak bakmayı reddediyor, elindeki kilide odaklanıyordu. Xiao Zhan gergince dudaklarını ısırdı. O kadar mı haz etmiyordu kendisinden acaba?
Yibo kilidi taktığı süre boyunca yüzüne bakmamayı başarmıştı ama Xiao Zhan'ın derin derin alıp verdiği nefesler yüzünden dikkati dağılıyordu çünkü eline üflenen sıcak hava parmaklarını uyuşturmuştu.
"At gibi soluyup durmasana!" Azarlayıp kilidi takmaya geri döndü. Şansına onun da eli ayağı dolaşıyordu, bir dakikadır uğraşıyordu.
"Pardon. Heyecan yaptım." Xiao Zhan sessizce söyleyip nefesini tuttu.
Yibo sonunda kilidi taktığında yüzüne bakma gafletinde bulunmuştu. Ardından merakına yenilip sordu. "Bu tarz ne iş?"
"Geçen sefer yarış pistine bilmeden geldiğimde abuk subuk giyinmiştim. Bu sefer ne olur ne olmaz diye orada gördüklerimden bir şeyler harmanlayıp tarz değişikliği yaptım." Gülerek motorun arkasına geçerken sordu. "Nasıl olmuş?"
"Bir daha giyinme böyle."
"Neden?"
"Kötü olmuş."
"Kötü mü?" Elini çenesine koyup düşündü. "Ama herkes böyle giyiniyordu pistteyken."
"Sen herkes misin? Giyme bir daha." Onu geçiştirip motora iyice yerleştikten sonra çantasını çıkardı. "Neyse, çantamı tut sen."
Xiao Zhan çantayı alıp geriye iyice yaslandı. Elleriyle motorun arkasından tutunurken başını kaldırmıştı. Anlık bir heyecan dalgası kalbini ele geçirirken gülümsedi.
Sonunda başarmıştı. Günler sürse de bir şekilde ikna etmişti ve saniyeler sonra özgürlüğü iliklerinde hissedecekti.
Motorun gaz sesi caddede yankılandığında Xiao Zhan çocukken lunaparka gittiği zamanları hatırladı. Aynı heyecan, aynı korku. Bir yandan istiyordu ama bir yandan da endişeleniyordu. Hani bilerek ve isteyerek devasa bir alete binersiniz. Ama alet havalanmadan önce "hassiktir, binmese miydim acaba" diye anlık bir düşünce geçer içinizden. Dibine kadar adrenalini ve heyecanı yaşadıktan sonra da "iyi ki binmişim" dersiniz. Öyle bir histi Xiao Zhan'ınki.
Sonunda mutlu olacağını biliyordu. İsteyerek bunu yapıyordu ama içinde hep o heyecan ve korkuyu barındıracağına emindi.
Nitekim öyle oldu. Yibo gaza bastığı an Zhan için her şey bir lunapark aleti gibiydi. Uçuyordu, havalanıyordu, rüzgar yüzüne çarpıyordu. Geniş ve boş yollardan geçerken daha hızlı sürüyordu ve Xiao Zhan bu hissi delicesine sevmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake loser || yizhan
FanfictionXiao Zhan, okulun sevilen, yakışıklı ve popüler çocuğu; Wang Yibo ise gözlerden uzak, çoğu kişinin tanımadığı, tüm derslerde uyuyan o pasif öğrenci tipi... Birbirinden oldukça uzak olan bu iki gencin yolları Xiao Zhan'ın Wang Yibo'nun gerçek kimliği...