Yibo herkesin içinde kucağında Xiao Zhan ile birlikte revire doğru yol alırken umursamazlığını koruyordu. Şu an kucağındaki beden hariç kimseyi önemsemediği gibi, en ufak göz teması da kurmuyordu.
Revire girdiğinde cam kenarındaki yataklardan birine yatırdığı Xiao Zhan'ı sakince incelemeye başladı. Motor yarışlarında sık sık bu tarz yaralanmalar olduğu için ilk yardım konusunda biraz bilgisi vardı. Bu yüzden düştüğünde ilk olarak göz bebeklerinin durumuna ve kalp atışlarına bakmıştı.
Neyse ki bilinci yerindeydi, kalp atışları da normal olarak adrenalinden dolayı hızlıydı ama travma gibi bir durum söz konusu değildi. Büyük ihtimalle darbe yüzünden bayılmıştı.
Xiao Zhan uzanırken O, revirdeki dolapları karıştırıp birkaç ilaç ve alkol buldu. Geri döndüğünde yatağın uç kısmına oturup yüzündeki kanları silmeye çalıştı ama bu pozisyonda biraz zorlanıyordu. Yataktan inip yere çöktü ve Zhan'ın yüzüne yaklaştı.
Bu şekilde yüzünü güzelce görebiliyordu. Nazik ve yavaş olmaya çalışarak burnundan dudaklarına doğru ince bir yol izleyen kanı sildi. Başındaki kan ise yüzüne değil yan tarafına akmıştı.
Dudakları kandan dolayı mı böyle görünüyordu yoksa hep mi bu pembelikteydi anımsamaya çalıştı. Belki de dudaklarına ilk defa bu kadar yakından baktığı için yeni farkına varmıştı.
Xiao Zhan'ın dudakları olağanüstüydü.
Yibo ilk kez bir erkeğin dudaklarına bu kadar yakından ve alıcı gözüyle bakıyordu. Daha önce kimseye bu şekilde yaklaşmamış, yaklaşsa da böyle düşüncelere kapılmamıştı. Kendine Zhan'dan etkilendiğini itiraf ettiğinden beri duygularını ve hormonlarını dizginlemesi daha zor oluyordu.
Önceden ondan etkileniyor olsa bile hiçbir şekilde iletişim kurmadıkları için bu bir sorun yaratmıyordu. Sonuçta Yibo, şarkıcı olan Jackson Wang'dan da etkileniyordu ama Jackson'ın onun varlığından bile haberi yoktu. Kendi içinde sakladığı bir beğeni ve arzuydu sadece. Hayatında sorun yaratmıyordu.
Xiao Zhan da eskiden öyleydi. Uzaktan görüp beğendiği, etkilendiği kişilerden biriydi. Fakat şimdi onunla aynı ortamda, aynı havayı soluyordu. Dudaklarına bu kadar yakından bakabiliyordu. İstese park uçlarıyla kirpiklerini bile okşayabilirdi.
Bu kadar yakındı işte ona. İstese ruhu ruhuna karışabilirdi.
Bu artık uzaktan beğenme olayını çoktan aşmıştı. Yibo her geçen gün kendine söz geçirmekte daha da zorlanıyordu. Beğendiği biriyle ilk kez bu kadar yakınlaşması ona iyi gelmiyordu.
Düşüncelerini susturmaya çalışırken Zhan göz kapaklarını titreterek ayılmaya çalıştı. Uyanmaya çabalıyordu ama kaşlarını oynattıkça başı ağrıyor ve yüzünü buruşturuyordu. "Ahh," Elini hemen başına götürüp etrafına baktı. "Ne oldu? Neden buradasın sen?" Yibo'yu gördüğünde şaşırmıştı.
"İyi misin?"
"İyiyim," başını sallarken yüzü arada bir acıyla kasılıyordu ama ciddi bir şeyi yok gibiydi. "Neler oldu?"
"Maç devam ederken düştün." Nihayet ayağa kalkıp kollarını göğsünde kavuşturduğunda, Zhan'a artık tepeden bakıyordu. "Başın ve burnun kanadı. Ben de revire getirdim."
"Oh," Xiao Zhan olayları hatırlar gibi olup boşluğa baktı. Sonra aniden bir şeyi fark etmiş gibi doğruldu ve gözlerini büyüterek bağırdı. "NE YAPTIN? BENİ SEN Mİ GETİRDİN?!"
"Bağırma," Yüzü yine eski memnuniyetsizliğine dönmüştü ama hala Zhan'ı inceliyordu. "Evet, ben getirdim."
"Nasıl? Herkesin içinde mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake loser || yizhan
Hayran KurguXiao Zhan, okulun sevilen, yakışıklı ve popüler çocuğu; Wang Yibo ise gözlerden uzak, çoğu kişinin tanımadığı, tüm derslerde uyuyan o pasif öğrenci tipi... Birbirinden oldukça uzak olan bu iki gencin yolları Xiao Zhan'ın Wang Yibo'nun gerçek kimliği...