Bölüm 8

2.1K 222 91
                                    

Güzel haftalar Noah okuyucuları,

Heyecanlı bir bölüme hazır geldiğinizi umuyorum. Zira bu ve sonraki bölümlerde popomuz yere değmeyecek :p Heyecana kapılıp da beni yorumsuz bırakmayın ha! Sizden bam bam bam yorum bekliyorum!

Hadi keyifli okumalar,

E.Ç.

***

This is a revolution
We are rising up
We are rising up

***

BÖLÜM 8

Kat

Aklımdan geçen bir milyon düşünce vardı şu an. En zor ameliyatımda, en tehlikeli operasyonumda, en karmaşık bulmacanın ortasında bile beynim bu denli hızlı çalışıp beni bu kadar yormamıştı sanırım. Şimdiyse ışık hızıyla değişiyordu görüntüler, onlara karışan yazılar, sesler. Ve tüm bu kaosun ortasında tek bir değişmez vardı.

Yeşil, yeşil, yeşil!

Gözüne ışık tutulmuş bir tavşandan farksızdım önümdeki manzara karşısında. Ark'a daha önce de gelmiştim, ama bir Ark'lının evine girmek deneyimlediğim hiçbir şeye benzemiyordu. Tüm daireyi boydan boya çevreleyen dev pencereler, içeri dolan pırıl pırıl güneş ve evin her köşesini ele geçirmiş orman... Dünya yemyeşildi burada. Hayat bu renkle can bulmuş, tüm deliklerden fışkırmıştı. Buram buram kokuyor, ciğerlerime doluyor, aklımı karıştırıyordu. Yer altında, ışıksız bir dünyada büyümüştüm ben. Teneke şehre çıktığımda karşılaştığım tek renk gri, ötesine baktığımda gördüğümse maviydi. Korkutucu, içi tehlikelerle dolu, ölüm kadar koyu bir mavi...

O yüzden şimdi tüm olası tonlarıyla benim inandığım gerçekliğe saldırıyordu yeşil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O yüzden şimdi tüm olası tonlarıyla benim inandığım gerçekliğe saldırıyordu yeşil. Salonun ortasına doğru çekingen bir adım attığımda dalların uzayıp beni sarmalamasını ve bedenimi yutmasını bekledim bir an. Oysa Moxie'nin adamları dışında tek bir hareket yoktu odada. Kapının kenarından bana başıyla işaret veren çocuk görevin tamamlandığını bildiriyordu. Beş kişiydik. Birer hayalet gibi tünelden çıkmış, Fitz'in yönlendirmesiyle dronlara takılmadan apartmana kadar ilerlemiş, sonra da güvenliği bayıltıp hedefimiz olan eve ulaşmıştık. İçinde olduğumuz bu göz kamaştırıcı daire az sonra kimliğini çalacağım kadına aitti. Susie Lockman...

Güvenlik için benim yüzümü görmemesi gerektiğinden diğerleri onu uyuturken özellikle salonda kalmıştım. Yatağından kalktığında her zamanki gibi Ark'ta keyifli bir güne başlayacağını düşünüyor olmalıydı Susie. Ne yazık ki boynuna saplanan enjektör anında uykusuna geri döndürmüştü onu. Ben onun yerine enstitüye gidip dev bir kaçakçılık operasyonu gerçekleştirirken o da mışıl mışıl yatağında uyuyacaktı. Şimdi tek yapmam gereken onun gibi giyinmek, onun arabasına atlamak ve onun adıyla enstitüye girmekti. Ama...

N.O.A.H. - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin