Bölüm 16

1.9K 207 43
                                    

Herkese güzel bayramlar :)

Umarım sizin bayramınız benimkinden bir hayli güzel geçiyordur. Hayat beni bir hayli zorluyor bu haftalarda. Önümüzdeki dönem de bu şekil gidecek gibi bir süre. Çareyi yazmakta bulayım diyorum, ama ona da vakit kalmıyor maalesef. Yine de size çok şukela bir bölüm yazmayı başardım. Böyle macera dolu, heyecanlı, ama kalplere dokunacak bir bölüm oldu.

E hadi keyifle okuyun :)

E.Ç.

***

So come in my cave, and I'll burn your hearts away

***

BÖLÜM 16:

Kat

Mızrağın metal sapı iyice ısınmıştı avuçlarımda. Nefes almadan, gözlerimi kafeslerden ayırmadan, bir heykel gibi bekliyordum. Müzik, yanıp sönen ışıklar, arenadaki kalabalığın çığlıkları... her şey dikkatimi dağıtmak içindi. Bir acemi olsam tam şu an karşımdaki manzara aklımı kaçırmama neden olabilirdi belki. Ama arenanın patronu Kesik'in de duyurduğu gibi ben zirvedeki avcılardan biriydim. Korku değil, heyecandı bedenimi ısıtan. Defalarca kez çukura ayak basmış, neredeyse tamamında zaferle ayrılmıştım.

Göz ucuyla baktığım partnerim de bu gerçeğin farkındaydı elbette

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Göz ucuyla baktığım partnerim de bu gerçeğin farkındaydı elbette. Az sonra başımıza gelecek felakete tezat, kendinden emin bir tebessümle karşılık verdi Ace bana. Aynı anda kafesler yere çarpmış, ikimizin de başı anında, aynı noktaya çevrilmişti. İşte başlıyorduk. Az sonra Kesik'in bugün bizim için ne tip bir pislik hazırladığını hep birlikte görecek, hayatta kalmak için tüm avcılarla birlikte mücadele edecektik.

Her perşembe yeni bir yarış düzenleniyordu bu arenada. Parkur küçük sürprizler dışında neredeyse hiç değişmese de karşımıza çıkan yaratıklarla her daim bizi şaşırtmayı başarıyordu Kesik. Yaşayan hayvanlar değil, birer robottu aslında üzerimize saldığı canavarlar. Neyse ki... Ama ölmüş hayvanların postlarını ve üç boyutlu yazıcıları kullanarak onları gerçeklerinden ayırt edilemeyecek bir kılığa büründürüyordu Kesik'in ekibi. Gerçeği bilmeyen bir avcı içini dışına çıkartana dek öldürdüğünün bir makina olduğunu anlayamazdı bile.

Çukurda eğlence birkaç robot hayvanla bitmiyordu elbette. En kritik anlarda, en çirkin şekillerde yarışa müdahale edip oyuncuların canını sıkmasıyla meşhurdu Kesik. Bir anda içeri hücum eden dronlar, üzerinize yağan oklar, arenaya dolan zehirli gaz, kum fırtınası, kayan platformlar, böcek istilası... düşünsem daha fazlası da aklıma gelirdi muhtemelen. Lakabını teneke şehrin sokaklarında kazanmış bir psikopattı Kesik. Ve can yakarak eğlendirmek gibi kötü bir huyu vardı.

N.O.A.H. - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin