Bölüm 28

1.4K 176 88
                                    

Selamlar canlar,

SONA BİR KALDI!!!!! 

diyerek başlıyorum bölüme. İlk kitabı bitiriyoruz Allah'ın izniyle :) Size çok fantastişşşş bir son hazırladım elbette. Ama büyük finalden önce kedi kızın vermesi gereken bir sınav daha var. 

Susuyorum ve size keyifli okumalar diliyorum :)

E.Ç

***

Because you're mine, I walk the line

***

BÖLÜM 28:

Kat

Önümdeki belli belirsiz çizgi boyunca kaydırdım elimi. Hipnotize olmuş gibi parmaklarımı takip ediyordu gözlerim. Aşağı, yukarı, yeniden aşağı, yeniden yukarı... Bu kadar yakından, bu kadar dikkatli bakmasam göremeyecektim bile belki kesiği. Öyle kusursuzdu. Öyle ince bir işçilikti. Ama asıl muhteşem olan onun da altında saklanmış bilimdi ve ben merak etmekten kendimi alamıyordum.

 Ama asıl muhteşem olan onun da altında saklanmış bilimdi ve ben merak etmekten kendimi alamıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Peki canın yanıyor mu?" diye sordum bu kez. "Yani... kanatlarını kullanırken..."

Başladığı cümleyi yarıda kesip sahiden mi? der gibi omzunun üstünden bana baktı Tyron. Yatağımda yüz üstü yatmış kütüphaneden benim için aşırdığı yeni kitabı okuyordu ikimize. Hemen dibine kurulmuş onu dinlemeye koyulmuştum ben de. Ama... Tyron'ın sesine odaklanmayı denesem de her iki cümle arasında sırtına kayıyordu ilgim. Kitabın konusunun normal şartlarda fazlasıyla ilgi çekici olduğunu söyleyebilirdim. Ne yazık ki o normal şartlarda Tyron yarı çıplak önümde uzanmıyordu ve dünyanın en sıra dışı icadı bir dokunuşum kadar yakınımda değildi.

Başta o okurken teninde gezen parmaklarıma ses etmemişti Tyron. Sözünü bölerek sorduğum ilk üç sorumu sabırla cevapladıktan sonra bir diğer üç soru ve sonra bir başka üç soru takip ettiğindeyse bu bilimsel araştırmayı bir başka zamana bırakmak ve anın tadını çıkarmak konusunda ona söz vermiştim. Bu konuşmamızın üzerinden bir dakika bile geçmediğini fark edip suçlu bir çocuk gibi dudaklarımı aşağı sarkıttım.

"Özür dilerim. Sadece... seni merak ediyorum işte..."

Bunu beklemiyormuş gibi ifadesi yumuşadı Tyron'ın ve oturur pozisyona geçip bana döndü. Bacaklarını iki yanımdan uzatıp beni önüne çekmiş ve kollarını etrafıma dolamıştı. "Sor hadi baş belası," dedi bezgince. "Ne merak ediyorsan hepsini sor ki bu işkence bitsin. Ya da dur!" Yere düşmüş ceketine uzanıp ceplerinden bir bıçak çıkardı ve bana uzattı. "Al. Böylesi daha hızlı olur. Aç, bak, ne merak ediyorsan gör ve sonra da kapa geri."

N.O.A.H. - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin