4.8

1.7K 108 255
                                    

Ayağını durmaksızın yere vurmasının nedeni diğerlerini on beş dakikadır bekliyor oluşumuz mu yoksa aramızdaki tuhaflık mı bilmiyordum. Nihayetinde artık sessizliğin bozulmasına karar verdiğimde, "Onu sevebileceğini düşünerek Cemre'yi cesaretlendirmiştim. Ben ona senden bahsedene kadar arkadaş bile değildiniz," dedim.

Meriç sırtını az sonra bowling oynayacağımız binanın duvarına yasladı. "Tahmin etmiştim," dedi alçak sesle. "Keşke yapmasaydın."

Kollarımı göğsümde birleştirip başımı öne eğdim. "Yalnızca güzel bir şey yapmak istemiştim ama her şeyi batırdım."

"Gerçeği bilmem çok da kötü değil."

Gözlerimi devirdim. "Senin için öyle tabii."

Cemre'nin bana Meriç'le arasında geçen konuşmalardan bahsederken sesindeki o heyecanı hatırladım. Onu sevmişti, Meriç'in de onu sevmesi için her şeyini vereceğine emindim ancak dediği gibi herkes benim kadar şanslı değildi.

"Bu histen nefret ediyorum," dedi Meriç. "Onu üzen kişi olmaktan nefret ediyorum. Birini sevemediğin için kendine kızmak korkunç bir şey." Bana döndü. "Eğer elimde olsaydı onu gerçekten severdim."

Aradan zaman geçtikçe belki bu olayı Meriç de ben de unutacaktık ama Cemre unutmayacaktı. Kalp bir kez kırıldığında toparlaması zordu.

Bize doğru yaklaşayan Umut'u görmemle düşüncelerimden uzaklaştım. Üzerinde renkli bir sweatshirt ve kot pantolon vardı. İki elini birden havaya kaldırıp neşeyle el salladı.

Gülümsedim, ben de aynı coşkuyla ona el salladım. Bu hâlimiz Meriç'in komiğine gitmiş olmalı ki kıkırdadı. 

Umut adımlarını hızlandırarak aramızdaki mesafeyi çabucak kapattığında, "Neden bu kadar geç kaldın?" dedim. Nefes nefese bana bakarken gülümsemesi genişledi.

İlker'in, "Ekim zaten yarım saat geç çıkar diye geç çıktım ama anlaşılan Umut'u görmek için çok heyecanlıymış," demesi üzerine onun da geldiğini fark ettim.

"Sen ne ara geldin?" dedim güneşten dolayı kıstığım gözlerimle.

Ağzı hayretle açılırken az önce Umut'un geldiği yönü gösterdi. "Umut'un yanındaydım Ekim! Sevgilinden gözlerini bir saniye ayırabilseydin beni görebilirdin belki."

Omuz silktim. "O bir saniyeye değmezdin."

Aval aval bana bakmaya başladıklarında kahkahalarla gülmeye başladım. Böyle bir şey söylememi kesinlikle
beklemiyorlardı. 

İlker, "Vay be," deyip dirseğiyle Umut'u dürttü. "Böyle seven birini bulduğun için çok şanslısın."

Umut gözlerini gözlerimden ayırmadan gülümsedi. "Biliyorum."

Dudaklarımın kenarının yukarı çekilmesine karşı koyamadım. Meriç boğazını temizleyip, "Cemre nerede?" diye sorduğunda konu değişti.

"Onu beklemememizi istedi. Gelip gelmeyeceği belli değilmiş," dedi İlker bu durumdan memnun olmadığını belli ederek.

Şaşırsak da itiraz edemedik. Sakin adımlarla içeri girdikten sonra ücreti ödeyip ekranda gözükmesi için isimlerimizi söyledik. Oyun esnasında giyeceğimiz ayakkabıları da yanımıza alırken Umut'un aval aval etrafa baktığını fark ettim. Gülerek, "İlk kez mi oynayacaksın?" diye sordum.

Oyun alanına girmiştik. Meriç bowling konusundaki ustalığını diğerlerine abartıyla anlatmaya başladığında onu dinlememeyi tercih ettim. Umut başını aşağı yukarı sallayarak sorumu cevapladı.

AYLARDAN EKİM | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin