Elimdeki kalemi dalgın dalgın çevirirken bir yandan da öğle arasında Meriç'le konuşuyordum. "Sizin şu çocukla mesajlaşma nasıl gidiyor?" diye sorduğunda bakışlarımı gözlerine çıkardım. Umursamazca omuz silktim ve "Fena değil," diye mırıldandım.
Bu hâllerimden usanmış gibi, "Biraz anlat işte! Merak ediyorum ben de," diye isyan etti. Elimdeki kalemi bırakıp sırtımı arkama yasladım. "Anlatacak bir şey olsa anlatırım. Konuşuyoruz işte."
Gözlerini hafifçe kıstı, bir süre şüpheyle bana baktı. "Kim olduğunu öğrenebildin mi?"
Dudaklarımı ıslatıp, "Hayır," diye mırıldandıktan sonra bir şey söylemesine fırsat vermeden hızla öne atıldım. "Ama bulacağım."
Bana gülümseyerek bakarken onaylarcasına başını salladı. "Eminim bulursun. Hatta belki de..." Gözlerini sınıftakilerde gezdirdi. "Şüphelendiğin birileri vardır."
Yeniden bana döndüğünde ona vereceğim cevabı duymak için sabırsızlandığı her hâlinden belliydi. Gülerek kollarımı sıraya yasladım, yüzümü ona yaklaştırıp alçak sesle konuştum. "Şöyle ki, anladığım kadarıyla kendisi beni çok iyi tanıyan biri. Bunun için de yakınımda olması gerekli. Ben de tüm gün sınıftan çıkmadığım için sınıftan biri olması daha muhtemel."
Aniden coşkulu bir kahkaha attı. "O hâlde sanırım kim olduğunu biliyorum." Bana kendinden emin bir şekilde bir şekilde göz kırptığında ağzım ardına kadar açıldı. Gözlerim irileşirken, "Ne? Kim?" diye sordum merak içinde.
Gülmeye devam ederken yan döndü, başıyla arkamızdaki sırayı işaret etti. Hayret dolu ifademi silip hiçbir şey anlamadığımdan yüzümü buruşturdum. "Faruk mu? Neden?"
"Farkında değil misin? Nedense her gün senden 0.7 uç istiyor. Bir tek senden, Ekim."
Gözlerimi abartıyla devirdim. "Sadece bir anlığına mantıklı bir şeyler söyleyeceğini sanmıştım. Affedersin, benim hatam. Senden böyle bir şey beklememeliydim."
Kıkırdayarak, "Bence kesin o," dedi ve sıranın yan tarafına asılı olan çantasını karıştırmaya başladı. Onu izlediğimi hissetmiş olmalı ki, "İzmir gezisi için olan izin kağıdına ve ücretine bakıyorum," dedi. "Sen vermiştin değil mi?"
"Dün verdim," diye söylendim ancak ses tonumdaki isteksizliği fark eden Meriç hızla doğruldu. Çantasından aradıklarını çıkarıp sıranın üzerine koyarken her kızdığında yaptığı gibi burnundan soludu. "Bana seni zorluyormuşum gibi hissettiriyorsun," dedi. Yüzümdeki katı ifade yerini koruduğunda omuzlarını düşürdü. "Liseye başladığımızdan beri tek bir geziye bile gitmedin. En azından bir tanesine seninle katılmak istediğim için beni suçlama."
"Tamam, tamam," dedim ellerimi masum olduğunu iddia eden biri gibi havaya kaldırırken. "Bir şey söylemedim."
"Biraz heyecanlı gözükebilirsin," dedi yarı sinirli yarı keyifli bir sesle. Öyle olmadığım sonradan aklına gelmişti. "Olmasan bile."
Gülümsememi saklayamadım. İnandırıcı olduğunu umduğum bir şekilde, "Seninle İzmir gezisine gitmek için çok heyecanlıyım," dedim.
O da bana gülümseyerek "İşte böyle!" dediği an birisi ona seslendi. Başımı kaldırmamla sınıf kapısının önünde dikilen kişinin farkına vardım. Yüzümdeki gülümseme hızla silindi, yeniden somurtkan halime büründüm.
"Bir gelebilir misin?" dedi.
Meriç önce ona sonra bana baktıktan sonra, "Gitsem iyi olacak. Hem şunları veririm," dedi izin kâğıdı ile parayı sıkı sıkı tutarken. Ben sessiz kaldığımda sakin adımlarla sınıfın kapısına doğru yaklaştı.
O ise bakışlarını yavaşça bana sürükledi. Benim ona çatık kaşlarla bakmama rağmen dudakları geniş bir gülümsemeyle kıvrıldı ve Meriç'le sınıftan çıktı.
Öfkeyle yumruk hâline getirdiğim ellerimi sıktım. Meriç'in her zaman benim dışımda bir sürü arkadaşı olmuştu ama en yakını hep bendim. Önceliği, en çok sevdiği bendim.
Ancak şu yan sınıftaki Umut ile tanıştığından beri onu doğru düzgün göremiyordum bile. Devamlı beni bırakıp gidiyor bense tek başıma geri gelmesi için dakikaları sayıyordum.
Öğle arasının çok daha sıkıcı olduğuna ve geçmek bilmeyeceğine kanaat getirdim. Başımı kollarımın arasına bırakıp gözlerimi yumdum. Uyuduğumda dört bir yanımı sarmış yalnızlığı daha az fark ediyordum.
Sınıftaki gürültüye karşılık ofladım, Faruk bana seslenirken başımı sıradan kaldırmadım.
"Ekim! 0.7 uç verir misin?"
![](https://img.wattpad.com/cover/229174311-288-k212947.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLARDAN EKİM | Texting
Genç Kurgu0547*******: Belki bir yol vardır. 0547*******: Kalbine giden. © 2021 | Nislek