[ Chanyeol ]
Yaklaşık yarım saattir aynanın karşısında dikilmiş kravatımı bağlamak için uğraşıyordum; ancak aklım sürekli Minah'ın beni öpmesine kayıp duruyordu. Gerçi sadece yanaktan masum küçük bir öpücüktü; ama elimde olmadan onu dudaklarından öpmenin nasıl bir his olacağını düşündüğümden bir türlü konsantre olamıyordum.
Kravat bağlamakta zaten profesyonel değildim, şimdi ise her şeyi toptan unutmuştum bile. Ah şu aşk insana neler yaptırıyor valla.
" Bu kravatın kendi kendine hareket ettiğine eminim. Ben sağa kıvırıyorum o sola gidiyor. Lan sıçtığımın kravatı! Eminim biri sizi beni delirtmeniz için büyüledi. Tabi Baekhyun'dan kravat ödünç alırsan sonuçları da böyle olur işte! "
Kravatı boynuma dolayıp bir ucunu da yukarı kaldırarak odada dönmeye başladım. Tebrikler en sonunda delirdiniz Park Chanyeol-shi!
" Oppaa! Nerde kaldın ya? Kız evleniyo sen hala boş boş takı- " Minah bir eli kapının kolunda yatakta kravatla boğuşan beni görünce donakaldı. " Cidden mi? Hala mı kravat? Yarım saat önce geldiğimde kravatımı bağlayıp geliyorum demiştin. "
" Hala bağlayıp gelmeyi planlıyorum. Planda bir değişiklik yok yani." Çaresizce boynuma doladığım kravatı gösterdim.
" Gel buraya. Senden bunu beklemek büyük bi hataydı. Beynin ve ellerini aynı anda kullanma potansiyelinin olmadığını biliyordum. Seni kravatla yalnız bırakmamalıydım. "
" Alınıyorum ama. "
" İyi tamam. Gel de bağlıyim şu kravatını. "
" Peki geliyorum ve teşekkür ederim. " Ayağa kaktım ve yanına doğru yürüdüm.
" Ee eğilmiycek misin? " Beklentili gözlerle bana bakıyordu. " Biraz fazla uzunsun hani. "
" Doğru tabi. " Dizlerimi kırarak onun hizasına geldim.
Fakat daha Minah boynuma doladığım kravata bile dokunamadan kendimi popomun üstünde buldum.
" Acıyüüü. " Popomu ovuştura ovuştura yağa kalktım. Tek kaşını kaldırıp onaylamayan bakışlarla beni süzen Minah çevik bir hareketle yatağın üstüne çıktı ve beni kendine çevirdikten sonra kravatımı bağladı.
" İşte oldu. " dedi tatminkar bir sesle.
O sırada bakışları duvardaki saate kaydı.
" KUTSAL KRAVATLAR AŞKINA! GEÇ KALDIK! "
Kolundan tutup beni bahçeye doğru sürüklerken bahçeye açılan merdivenlerin son basamağında Minah yanlışlıkla elbisesinin uzun eteğine bast. Ve daha ne olduğunu anlamadan kendimizi yerde bulduk. Gerçi Minah'ı koruma içgüdüsü ile kendimi ona siper ettiğim için yerde yatan aslında bendim. Minah ise üstüme düşmüştü.
" Bok!Lanet olsun. Hayatımdan nefret ediyorum. " Minah söylenerek ellerinin üstünde doğrulmaya çalışırken gözlerimiz buluştu.
" İyi misin?" Endişelenmiş bakışlarla onu süzdüm.
" Ben iyiyim. Ya sen? "
" İyiyimdir herhalde. Şu an pek bi şey hissedemiyorum çünkü."
" Ne yani oppa? Ben ağır mıyım? Onu mu demek istiyosun? " Bana baktı. Sanırım onu kızdırmıştım. " Alıştıra alıştıra söyle kalbim buna dayanmayabilir. "
Tamam şaka yapıyormuş. Sıkıntı yok gençler.
" Minnie ben özür dilerim. Sana öyle şeyler demek istememiştim. " Sonuç olarak her ne kadar sinirli olmasa da ben Minah'taki sevgi pointimi arttırmak için yalakalığı elden bırakmamaya kararlıydım. " İyi misin? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck In Reality
FanfictionYoo Minah'nın hayatı mükemmeldi. Ta ki menajeri ona o haberi verene kadar... Ve şimdi hakkında ona ezberletilenler dışında hiç bir şey bilmediği, durmadan kavga ettiği ve hiç ama hiç sevmediği biriyle hayatını devam ettirmesi gerekiyordu.Ve bu kişi...