[ Jongin ]
" Minah! Minah! " Minah'a yetişebilmek için adımlarımı sıklaştırdım." Yoo Minah bir dakika durup beni dinleyebilir misin? "
Kolundan tutup Minah'ı geri çektim.O ise yüzüme bakmamakta direniyordu.
" Bırak Jongin ya. Bu evin yakınında durmak istemiyorum. "
" Minah bana bak. "
" İstemiyorum. "
" Bana bak. "
Çenesinden tutup yüzünü kendime çevirdim.Neden yüzünü bana göstermek istemediğini anlamıştım. En nefret ettiğim şey onu bu halde görmekti.Sinirden kanımın kaynamaya başladığını hissedebiliyordum.
" Jongin ne olur beni burdan uzaklaştır. " Ellerimle gözlerinin etrafında oluşan damlaları sildim. " Yalvarırım. "
" Tamam. "
Elimi belime dolayıp onu otoparka doğru yönlendirdim.Madem bir tanecik kardeşim buradan uzaklaşmak istiyordu ben de onun istediğini yapacaktım...
" Eee nereye gitmek istersin? Nereye götüriyim seni? " Ellerimle direksiyonu kavradım ve yan koltukta neredeyse kaybolmuş olan Minah'a döndüm.
" Bilmem. Sadece buradan uzaklaşalım yeter. Şu an için başka bir şey istemiyorum. "
Tam cevap vermek içi ağzımı açmıştım ki Minah'ın elindeki telefon titredi ve Minah hiç tereddüt etmeden çağrıyı reddedip telefonunu kapattı. Arayanın kim olduğunu görememiştim ama tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yoktu...
...
" Minah sence de biraz fazla kaçırmadın mı bugün? "
Taemin'e olan biteni anlattıktan sonra içeri girdik. Naeun endişeyle koltukta kaykılmış olan Minah'a bakıyordu.
" Yok caanııım. Ne abartması? Daha yeni ısınmaya başlıyorum. Siz çocuklar beni tanımıyo musunuz yoksa? "
Hafiften kaymaya başlamış gözleriyle bizi süzdü. Onun bu hali hem beni korkutuyor hem de kalbimi acıtıyordu; ancak ne dersek diyelim bizi dinlemeyeceğini üçümüz de biliyorduk.
" Tabi canım. "
" Kesinlikle. "
"Kesinlikle seni tanıyoruz biz kızım. "
" İyi. En azından beni tanıyan insanlar olduğunu bilmek güzel.Başka birilerinin aksine... " Elinde tuttuğu kadehin içindekileri yere saçarak konuşmaya devam etti. " Kimden bahsettiğimi biliyosunuz di mi? "
" Evet canım biliyoruz. " Naeun dayanamayıp yerinden kalktı ve Minah'ın yanına gitti. " Ama kendini fazla hırpalamasan bak biz seni çok seviyoruz. Bizim için ha? "
" Tamam. "
Koltuğun kollarını kavrayıp ayağa kalktı. İyi ama...Bu çok kolay olmuştu...Derken camın üstüne vuran topuklu sesleri işittim.
Hayır düşündüğüm şeyi yapıyor olamazdı değil mi?
" Ladies and gentlemen... I am Yoo Minah! Aaand this song's for youuu. "( Bayanlar ve baylar...Ben Yoo Minah! Veee bu şarkı sizin için.)
Evet kesinlikle düşündüğüm şeyi yapıyordu.
" Uh come on yeah
Naega nal ddeonal georan jikgami wa (Don't give up)
Jakkuman ireon jeoreon pinggyaedeulman (Don't give up)
Neukkimi dallatdeon ssaneulhan Bye Bye (Don't give up)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck In Reality
FanfictionYoo Minah'nın hayatı mükemmeldi. Ta ki menajeri ona o haberi verene kadar... Ve şimdi hakkında ona ezberletilenler dışında hiç bir şey bilmediği, durmadan kavga ettiği ve hiç ama hiç sevmediği biriyle hayatını devam ettirmesi gerekiyordu.Ve bu kişi...