Bölüm 23 : Oppa

645 66 35
                                    

[ Minah ]

 " Ona bunu kimin yaptığını bulsan iyi edersin. Yoksa seni ÖLDÜRÜRÜM. ANLADIN MI?” bağırma sesiyle bilincim yerime geldi. Yavaş yavaş ve korka korka gözlerimi açtım. İlk önce parlak bir ışık gözlerimi yaktı; ancak birkaç saniye sonra nihayet etraf ve sesler de netleşmeye başlamıştı. Ama bir saniye? Bu sesi tanıyordum sanki? Jinki? Onun burada ne işi var? Kaslarımın elverdiği kadar başımı o tarafa doğru döndürdüm. Evet yanılmamıştım. Bu Jinki’ydi. Şu an Chanyeol oppanın yakasından tutmuş onu duvara yaslamış bağırıyordu. İyi de neden ona bağırıyordu ki? “ÖLDÜRÜRÜM. "

Jong oppa ve Minho oppa zar zor Jinki’yi Chanyeol oppanın yakasından ayırdılar ve Jinki kapıyı çarparak odayı terketti. Odadaki herkes şaşkınlıktan donup kalmıştı ve kimse benim uyandığımı farketmemişti. O sırada Kibum oppa bir adım öne çıkarak bu durumu açıklayacak bir şeyler söylemeye başladı.

" O-Onun adına ö-özür dilerim Chanyeol. Jinki hyung Minah'ı kardeşi gibi sever. O yüzden ona olanları duyduğunda fazlasıyla sinirlendi. Hepsi bu. Yine de çok özür dilerim. " Kardeş mi? Şimdi de kardeş mi olmuştum yani? İçimden histerik bir şekilde kahkaha atmak geliyordu; ancak yine içimden bir şeyler buna engel oluyordu. Ben ve Jinki ? Kardeş ? Ah Kibum oppa bir zamanlar oturup bana Jinki’yle ileride çocuklarımız olursa onlarla diğerlerine işkence edip edemeyeceğini sorardın bana. Şimdi ise kalkmış Jinki’yle benim kardeş kadar yakın olduğumuzu söylüyorsun. Doğru yakınız,daha doğrusu yakındık; ama asla kardeş olmamıştık.

" Önemli değil hyung. Şu an hepimizin sinirleri yıpranmış durumda. O yüzden anlıyoruz. Onew hyung da sadece kardeşi gibi gördüğü Minah'ı bu durumda görünce fazlasıyla sinirlendi. " Jongin? Sen de mi Brutüs? Delirmek üzereyim.Bağırmak,deli gibi kahkaha atmak istiyordum; ancak boğazıma bir şey düğümlenmişti. Sanki bir taş gelip boğazıma tıkanmıştı ve en ufak bir ses çıkarmamı engelliyordu. O sırada yanaklarımda bir sıcaklık hissettim. Bir saniye ben ne zaman ağlamaya başlamıştım?

Tam ellerimi yüzüme götürüp kimse farketmeden gözlerimi silmeye çalışıyordum ki; Chanyeol oppayla gözlerimiz birleşti.

“ Aman Tanrım! Minah! “ Chanyeol oppa bir anda koşup yanıma geldi ve ben daha gözlerimdeki yaşları gizlemeye fırsat bulamadan bana sarıldı. “ Beni çok korkuttun. “ Saçlarımı okşarken bir yandan da kulağıma fısıldıyordu. “ Sana bir şey olacak diye öyle çok korktum ki; az kalsın ölüyordum. “

Dur dur dur dur dur dur dur dur! DUR! Yanlış falan duymuyordum değil mi? Konuşan Chanyeol oppaydı. Kulaklarım da bana oyun falan oynamıyordu. Acaba ölmüş olabilir miydim de her şey tersine dönmüştü? Birazdan EXO üyelerinden biri çıkıp “Ben hamileyim! “ diye bağırmayacaktı değil mi?

Şaşkınlıktan kaskatı kesilmiş bir şekilde gözlerimle odayı taradım. Diğerleri de en az benim kadar şaşkın görünüyordu. Oh be! Demek ki gerçek dünyadaydım. İşte bu iyi haberdi. Gerçi hala Chanyeol oppanın neden böyle davrandığını anlayabilmiş değildim ama en azından ölmüş olma ihtimalim listeden silinmişti.

Chanyeol oppa – nihayet – bana sarılmayı bıraktığında geri kalanlarda yatağın başına toplandı. Hepsinin yüz ifadeleri biraz şaşkın, biraz endişeli ve biraz da mutluydu. Garip ve görülmeye değer bir karışımdı doğrusu.

“ Minah-ah bizi ne kadar korkuttuğun hakkında en ufak bir fikrin var mı senin? “ Haydee! Buyur burdan yak. Şimdi de Naeun sarılmıştı ve bu yetmezmiş gibi bir de ağlamaya başlamıştı. Öküz bir insan değilim,bana sarılmalarıyla ilgili bir sıkıntım yok; fakat nedense onlar bana sarılmaya devam ettikçe ben de gözyaşlarımı durduramıyordum. Bu durum kesinlikle ağlamak istememden kaynaklanmıyordu; ayrıca şu konuşma sorunu da cabası…

Stuck In RealityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin