Bölüm 24 : İskoçya?

812 55 34
                                    

[ Minah ]

Bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım ve ağzımı Jongade oppa kadar açıp esnedim. Oturduğum yerde boyun egzersizlerime başladığım sırada gözüm yatağın köşesinden görünen bir çift ayağa ilişti. Olamaz! Yine mi? Ses çıkarmamak için parmak ucuma basa basa halıdaki ayağın sahibinin yanına gittim. Evet. Tahminimde bir kez daha yanılmamıştım. Gece yine bütün itirazlarıma rağmen burada yatmıştı. Hayır yani söz dinlese ne olurdu ki? Bir de üstünü açmıştı. Bu soğukta yerde üstü açık bir şekilde yatmaya devam ederse hastalanacağından korkuyordum. O yüzden diğer tarafa geçip toparlana toparlana bir tepecik haline gelmiş olan yorganı aldım ve uyandırmamaya dikkat ederek üstüne örttüm. Tabi o da bir anda gelen sıcaklığın etkisiyle kendine doğru çektiği bacaklarını açıverdi. Tam arkamı dönüp odadan çıkmaya hazırlanıyordum ki; bir şey gitmeme engel oldu. Hayır uyanmamıştı tabi ki de. Bana engel olan şey o değil; bendim. İçimde onun yanına oturup onu izlemek için derin bir istek hissediyordum ve bir kez daha beynimi değil kalbimi dinleyerek sessizce yüzünü rahatlıkla görebileceğim bir yer bulup sırtımı yatağa dayadım ve dizlerimi kendime çektim. Aslında şu an ki pozisyonum sadcee yüzünü görmeme değil nefesini hissetmeme bile yetebilecek kadar ona yakındı. Eskiden olsa daha uzağa otururdum; hatta hiç oturmazdım bile; fakat şu an ona olabildiğim kadar yakın olmak istiyordum...

Nefesini yüzümde hissedebilecek; kalbinin atışlarını duyabilecek kadar yakın...

Park Chanyeol...

Bana ne yapıyorsun böyle? Neden sürekli seni düşünüyorum? Neden dudakların bana bu kadar çekici geliyor? Neden kollarınla beni sarmanı ve kokunu doyasıya içime çekebilmeyi istyorum? Deliriyor muyum yoksa? BİR SANİYE. NE DİYORUM BEN YA? MİNAH KIZIM SİLKELEN VE KENDİNE GEL. A-A-Ama.... Beynim ve kalbim akıl almaz bir tartışma içerisine girdi.

Nasıl böyle düşünebilirsin? Sana yaptığı onca şeyi unutmadın mı?

Geçmiş geçmişte kaldı artık ne yapalım.

Dediği onca şeyi bir anda çöpe atmasını mı istiyorsun? SAÇMALIK... Kızcağız onun yüzünden bıçaklandı be.

O Chanyeol'un değil Sandara cadısının halt yemesi. Ayrıca Chanyeol'un Minah'ı o halde görünce ne kadar acı çektiğini hatırlatmama da gerek yok herhalde.

Yani şimdi bir anda hiç bir şey olmamış gibi mi davranmak lazım. Dediğinin farkında mısın acaba ya da beni duymuyor musun? Kız az kalsın yeniden bunalıma giriyordu. Kaç gün konuşmadı.

Öyle olsa bil-

AH YETER BE! İKİNİZ DE KESİN SESİNİZİ. AĞIZ TADIYLA BİR KİŞİLİK BÖLÜNMESİ BİLE YAŞAYAMIYORUM Kİ.YAZARDAN BİLE DAHA ÇOK DIR DIR EDİYORSUNUZ. (Y/N :Sağol ya.) E şimdi doğruya doğru. Neyse lütfen hepiniz beni rahat bırakabilir misiniz? Düşüncelerimi toparlamaya ihtiyacım var. ( Y/N, Beyin, Kalp : Litfin hipiniz bini rihit bırıkibilir misiniz? Dişincilirimi tıpırlimiyi ihtiyıcım vır.) DIŞARI! (Y/N,Beyin,Kalp : Tamam be.) Nihayet gidebildiler. Ne güzel Chanyeol oppayı izliyordum. İnsanda istek mistek bırakmıyorlar valla. Neyse en iyisi Chanyeol oppa uyanmadan buradan uzaklaşmak...

İstemeye istemeye yerimden kalktım ve yine parmak uçlarıma basa basa sessizce kapıya yöneldim. Odadan dışarı çıktığımda ise derin bir nefes aldım.

" Ohh onun çıkabildim. Biraz daha kalsam kişilik bölünmesi nedeniyle ortadan ikiye ayrılıvericektim az kalsın. " Ellerimi tavana doğru uzatıp gerindim ve ayaklarımı sürte sürte mutfağa yöneldim. Şöyle güzel bir kahvaltı hazırlamalı şimdi. Şansıma diğer EXO üyelerinin hepsinin programı var bugün; yoksa yine on iki kişilik yürüyen kargaşa topluluğuna kahvaltı hazırlamam gerekecekti; çünkü hepsi - Kyungsoo oppa hariç - popolarını kaldırıp bir şeyler yapmaktan acizler. Hayır yani her şey de parayla olmaz ki canım. Hiç bir şeyden anladıkları yok resmen. En son evlenemeyecekler de benim başıma kalacaklar diye korkuyorum. Neyse ki yakışıklılar da o biraz durumu kurtarıyor...

Stuck In RealityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin