22. Bölüm:
"Hiç bir şey yemedin annem, gel hadi sofraya."
Meryem Hanım, üzüntüden kızından farksız durumdayken kapıya yaslanıp gözünü yumdu. Geldikten sonra babası eline pansuman yapmış ve Mehin de uykusu olduğunu söyleyerek odasına kapanmıştı. Ve ne olduğunu da ne annesine ne de babasına anlatmıştı.
"Meryem bize bir müsade eder misin?"
"Boşuna uğraşma, açmıyor kapıyı." Babasının sesini duyar duymaz Mehin'in kapısını açmasıyla Meryem Hanım üzüntüsünü gizleyemedi.
"Yazıklar olsun Mehin, saatlerdir dil döküyorum."
"Anne lütfen. Daha fazla ağlamak istemiyorum ve aç değilim. Siz yiyin." Kapıyı tam kapatacakken babası izin vermeyip odasına girdi ve kapıyı öyle kapattı.
"Baba lütfen. Konuşmasak?"
Ahmet Bey dinlemedi ve yatağa oturup dizine yastığı koydu, Mehin'de şu sıralar eksik olmayan acı tebessümüyle gidip babasının dizine yatmıştı. Normalde Mardindeki ailelerde babaların bir ağırlığı olur, evlatları oturmasına kalkmasına dikkat ederdi ama Ahmet Beyin o ağır başlığı kızına karşı yok oluyordu. Hâlâ o küçük kızıydı Mehin.
Elleri kızının uzun saçlarında gezinirken, sardığı ellerinden birini tutup dudaklarına götürdü ve öptü. Ne olmuştu gelmeden önce? Neye üzülmüştü bu kadar?
"Neden önceden çağırmadın beni?"
Mehin gözleri yine dolduğu için sıkı sıkı yumdu ve öyle konuştu. Artık gerçekten gözleri acıyordu.
"Önceden bu kadar kötü değildim ve sizi de üzmek istemedim."
"Sen kötüyken biz mutlu mu olacağız bir de!? Ben senin mutlu olman için çabaladım bunca zaman. Üstelik istemediğini söylesen izin vermezdim."
"İstemiyorum değil ki baba."
"O ne demek şimdi?"
Kapalı gözlerini araladı.
"Bana hiç zarar vermediler orda. Üstelik Mehmet Ağa ve Dilber anne de kendi kızlarından ayırt etmedi beni."
"O herif mi yaptı?"
Bir süre sessiz kalıp, saçlarının okşanmasının tadını çıkartırken nedense söylemek çok zor gelmişti.
"O kızı sevmediğini söylemişti bana ama bakışlarından anlaşılıyor. Beni hiç bir zaman kabul etmeyecek. Ben onu kabul ettim ama o beni kabul etmiyor."
"Neden bu kadar geç kaldın kızım. Niye söylemedin en başında?"
"O kızı sevmediğini söyledi çünkü." Bunu söylerken içi parçalansa da gözlerini sıkı sıkı yumdu. Güçlü bir kızdı, ağlamaması gerekiyordu. Hele de haysiyetsizin biri için, babasının karşısında yapamazdı bunu.
"Bundan sonra istediği kız kimse onu alsınlar bakalım. Bir daha o konağa göndermiyorum seni."
Mehin iç çekti ve başını iki yana salladı. Kin tutmayı sevmezdi ama Karan'ın yanına da bırakmak istemiyordu. Öylece kaçıp, bu olanları yanına bırakmak istemiyordu.
"Yine de ben kafamda çok abarttım belki de baba. Ne olursa olsun Karan bana hiç zarar vermedi."
"Bir de verseydi. O zaman şu an yaşıyor olur muydu bakalım."
Güldü. Babasını şu hayatta her şeyden çok seviyordu. Ne olurdu sanki babası gibi bir adamla evlense!
"Gülüşüne hasret kalmışım." Eğilip kızının alnına kondurduğu öpücükle kendisi de gülümserken Mehin'in aklına aniden bir şey gelmiş ama erteleyip aklından atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİN | ᏖÖᏒᏋ
Любовные романыKaran Ağa bir kan davası yüzünden, sevebileceğine emin olduğu kızı alamazken, evlendiği kızı hiçe saymış sonunda pişman olmaya mahkum kalmıştı ... Ne diye başkasına aşık bir adama gelin olmaya razı kalırdım ki? "Size and olsun o zaman, ben bu kadına...
