10. Bölüm:
Karan boynuna dolanan kollarla, karısının ne yaptığını çözemeyip kaşlarını çatmış ama yine de eli Mehin'in beline gitmişti.
"Noluyoruz Mehin?"
"Hiç, sen sadece sinirlenme diye sarılmak istedim."
Karan beklemediği tepkiler üzerine nasıl davranması gerektiğini bilmese de, ulu orta Mehin'i terslemek istemedi ve direk arabanın ön kapısını açarak Mehin'i içeriye soktu.
Arkasında ki Devin'i bile fark etmeyecek kadar bu kız aklını bulandırmış mıydı Karan'ın. Halbuki Devin o kız ne kadar güzel olursa olsun, Karan'ın onu kabul etmeyeceğini düşünüyordu. Günlerce o kadar çok ağlamıştı ki, bu sahne ona sadece kin katmış ve abisinin yanına suratsızca ilerlemesine sebep olmuştu.
...
Yol boyunca Mehin konuşmamış, yaptığı şey için suçluluk hissederken camdan dışarıyı seyrederek başından geçen olayları gözden geçirdi. Karan eğer o kızı seviyorsa ve aynı şekilde duyguları karşılıklıysa bu durumda hikayede ki kötü kadın kendisi oluyordu. Sırf bu yüzden hep susma ihtiyacı hissederken bugün yaptığı pek de hoş bir şey değildi. Ama yine de o an kendisini kıyasladığı kadına evliliği hakkında koz vermeyi yediremedi.
Bildiği kadarıyla Karan Devin'i unutmak zorundaydı ve görüşmüyor olmaları gerekiyordu. Dilber Hanım bu konu da Mehin sormasa bile kesin bir teminat vermişti.
Hatta bir ara mutfakta tek yakaladığında, sadece beklemekle mutlu olamayacağını, Karan'ın aklının başına gelmesi için bir ipin ucundan da onun tutmasını istemişti. Ama Karan eşine bu kadar mesafeliyken ve onu görmek istemezken Mehin'in elinden ne gelebilirdi ki?
Eve geldiklerinde direk odalarına çıkarken, yine odada soğuk rüzgarlar esmiş Mehin direk banyoya girerek kafasındaki derin düşüncelerden kurtulmak istemişti.
Bu sırada su sesini duyan Karan da odada rahatça kıyafetlerini çıkarıp, altına eşofman geçirirken her şeyin üzerine geldiğini hissederek üstüne bir şey geçirmeden yatağa kendini bıraktı. Eve geldiğinde Mehin ve Elif'in evden çıktığını yeni öğrenirken sinirle ilk işi karısını aramak olmuştu ama Mehin'in açmayışıyla evde olay çıkartmıştı. Normalde babasından değil de abisinden izin alan Elif bile abisine haber vermemişti. Üstelik karısının da ondan izin almadan çıkması sinirlerini bozarken annesi bunu da fırsat bilerek lafı sokmuştu.
"Bakıyorum da karısını kabul etmeyen ağamız, bunu pek bir kafaya takmış. O kızdan bir şey beklemeden önce, kendin nasıl olacağına karar ver Karan. Haber verilsin istiyorsan da, önce benimse oğlum. Yoksa senin bir şey beklemeye hakkın yok."
Annesinin sözlerinin haklı olduğu gerçeği de onu sıkıştırırken, tavana bakan gözlerini yumarak saçlarını karıştırdı. Kaç gündür başında bitmek bilmeyen bir ağrı vardı ve tek isteği bir süre durgunluk içinde kafasını dinlemesiydi. Şu an Devin'in içinde bulunduğu durumu düşünmek bir yana, Mehin'in de sorumluluğunu almak kendisini zorluyordu. Hem evden öyle bir sinirle çıkmıştı ki, nasıl olmuşta hiç bir şey diyemeden getirmişti kızı, anlayamadı.
Doğru ya! Mehin hiç anlam veremediği bir anda kollarını ona sarmıştı. Üstelik bir de ne demişti o? "Bu kadar endişelenmene gerek yoktu. Araba da unutmuştum." Halbuki endişelenmemişti, çünkü zaten Mustafa'dan haber alıyordu. Asıl sorun Mehin'in telefonu açmamasıydı. Ama o an bunu bozmak istemedi. Çünkü bir noktada da karşısında ki kızı kırmak istemiyordu.
Hoş bunu çoktan yapmıştı ama en azından çabalıyordu. Mehin'in suçsuz olduğunu bilse de, ailesini suçlu görmesi ve Devin'in son hali aralarına mesafe koyuyordu. Düşündükçe başında ki ağrı şiddetle artarken alnını ovuşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİN | ᏖÖᏒᏋ
Roman d'amourKaran Ağa bir kan davası yüzünden, sevebileceğine emin olduğu kızı alamazken, evlendiği kızı hiçe saymış sonunda pişman olmaya mahkum kalmıştı ... Ne diye başkasına aşık bir adama gelin olmaya razı kalırdım ki? "Size and olsun o zaman, ben bu kadına...