26. Bölüm:
Karan şaşkınlık içerisinde eşine ilerlerken, Mehin de gözlerini kaçırmış yatağın yanında öylece bekliyordu. Titreyen ellerini ise saklamak için de birbirine kenetledi. Yürek yemişti gerçekten ama Karan'ın 'hazır ol' derken ciddi olduğunu düşünüyordu.
"Sen gerçekten beni delirteceksin."
Uzanıp açık saçlarını, yüzünü açması için omzundan arkaya attı. Mehin zaten çok ama çok güzel bir kızdı ve şu an gözlerini ondan asla çekemezdi bu şekilde.
"Güya hazırsın ama yüzüme bile bakamıyorsun."
Ve o an inatsa inattı. Başını kaldırıp gözlerinin içine baktı. Kendisini yetersiz hissediyordu. Üstelik genç olmasına rağmen onca dedikoduya göz yumamazdı.
"Şimdi de istediğin bahaneyi bulabilirsin. Ben hazırım."
"Neden bahane arayım ki, işime gelecek bir şey için?"
"Bilmem, belki ileride hâlâ beni başından savma isteği vardır. Ve babana ettiğin yeminden geri dönmek istemiyorsundur."
Karan, bu söze kadar ne olursa olsun Mehin'e gerçekten dokunmayacağını bilirken ceketini çıkarıp, Yatağın uç başlığının üzerine attı. Kendisi yeterince geri durmuştu ve demek ki Mehin'de istiyordu ki bu kadar emin konuşabiliyordu.
"Madem, sen benim sana dokunmamamı bahane olarak görüyorsun. O zaman uzatmanın bir anlamı yok."
Ve belinden tutup kendisine çekti.
"Bu gece halledelim."
Mehin sadece kışkırtmak amaçlı kurduğu cümlelerin ardından ne olduğunu anlayamadan kendisini yatakta bulurken, gözlerini açmaya çok korktu. Dudağında ki baskıyla uyum bile sağlayamamıştı.
Karan Mehin'in üzerine ağırlığını vermek istemezken, doğrulup gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı. Bu sırada önünde uzanan masum kızın gözlerini yumup, yatağın çarşafını sıkmasını izledi. Korkuyordu işte. Ki bu çok normaldi. Karan hem eşinden büyük olduğu için, hem de bir erkek olduğu için belkide ona göre daha rahat ve umursamazdı ama duraksadı. Yapamazdı. Mehin kendisine güvenmeden ona dokunursa, ileride daha kötü olmasından endişeleniyordu. Çok kötü bir başlangıç yapmışlardı ve böyle devam etmesini istemiyordu.
"Aç gözünü."
Mehin yanağındaki elle, gözlerini hafifçe aralarken neden durduğunu anlamadı.
"Titriyorsun."
Ellerini tutan adamla gözleri daha da açılırken bir şey söylemek için dudaklarını araladı. Ama hiç bir şey söyleyememişti.
"Sen bana güvenmeden, bu anı yaşamak istemiyorum."
"Ama..."
Mehin tam Dilber Hanım'a bunu nasıl söyleyeceklerini soracakken gelen sesle susmak zorunda kaldı.
"Hala benim işime burnunu sokma!"
Hamza'nın sesi kendi odalarına kadar gelmiş, Karan Mehin'in üzerinden doğrulup, çözdüğü düğmeleri iliklemişti
"Çıkma sakın dışarı, geliyorum."
Bu sırada Dilber Hanım da, Halime Hanımın ne yaptığını yeni öğrenirken arkasında durup durmamaktan emin değildi.
"Bağırma Hamza. Halan haklı. Kendi odana gidebilirsin."
"Yenge, sana ne oluyo!? Size ne ya benim nerde uyuduğumdan. İki odada bana ait ve siz o odayı kitleyemezsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİN | ᏖÖᏒᏋ
RomanceKaran Ağa bir kan davası yüzünden, sevebileceğine emin olduğu kızı alamazken, evlendiği kızı hiçe saymış sonunda pişman olmaya mahkum kalmıştı ... Ne diye başkasına aşık bir adama gelin olmaya razı kalırdım ki? "Size and olsun o zaman, ben bu kadına...