~18

101K 3.4K 995
                                        

18. Bölüm:

Aradan 2 gün geçmiş, Mehin hâlâ yelkenleri suya indirmezken Karan da morali oldukça bozuk bir şekilde ses etmemişti. Zaten kendini açıklayarak bir adım atmıştı. Şimdi ise Mehin'in surat asmaya devam etmesi için bir sebep göremiyordu.

"Ha bire ayağa kalkarsan iyileşemezsin."

Dilber Hanım sinirle oğluna söylenip, başına dikilirken Karan da kaşlarını kaldırmış annesine baktı. Bu kadar uzun süre yatakta vakit geçirmekten gına gelmişti.

"Çalışma odasında işlerim var anne."

Dilber Hanım ters bakışlarını oğlunun arkasından gönderirken, sesini çıkarmadı. Sözünü dinlemeyeceğini biliyordu.

"Zehre abla, odaya bir kahve getirir misin?"

Karan son olarak odaya girmeden seslenirken, ardından işlerine koyuldu. Dilber Hanım da mutfağa girer girmez kahve işini Mehin'e devretmişti. İkisi yüz yüze geldikçe aralarının düzeleceğini umuyordu.

"Ben kahveyi yaptım, Zehre abla götürse olmaz mı anne?"

Mehin araları hâlâ gergin olduğu için yanına gitmek istemezken ve artık nasıl hitap etmesi gerektiğini bildiğinden bir adım da bulunmuş, anlık gelen cesaretle anne demeyi tercih etmişti. Dilber Hanım ise parlayan gözleriyle bakarken ne diyeceğini bilemedi. Söylediği şeye sevinmişti elbet ama istediği izine, onay veremezdi.

"Zehre yemekleri yapıyor kızım. Hem altı üstü kahveyi götürüp geleceksin. Sen git hadi."

Mehin dudak büzüp, hüzünlü gözlerini tepsiye çevirirken, dün yaptığı tatlıdan da koydu yanına. Mecbur götürecekti artık.

Mutfaktan çıkıp, çalışma odasına giderken, derin bir nefes alıp verdi. Zaten iki gündür göz göze gelmemeye özen gösteriyordu. Aksi takdirde hep bir zıtlaşma durumundalardı. Şimdi de ters bir konuşma geçmesini istemiyordu. Kapıyı çalmak aklına gelmeden bir anda açıp içeriye girerken, Karan da aniden kafasını kaldırıp gelene baktı. Kahveyi getirenin Mehin olacağını beklemediği için, kapının çalınmaması da sinirini bozmuştu ama Mehin olduğu için bir şey diyemedi.

Ama karısı tek kelime etmeden kahveyi önüne bırakırken, yüzüne bile bakmaması Karan'ı daha da uyuz etti. İki gündür yeterince tahammül gösterdiğini de umuyordu halbuki. Bu sefer Mehin konuşmadan odadan çıkacakken, adını seslendi.

"Mehin." Karısının kendisine dönmesiyle ne diyeceğini bilemezken, göz göze baktıklarında karşısındaki kızın da kendisi kadar canının sıkkın olduğunu farkındaydı.

"Akşam yemeği için babanlara mı gitsek diyorum."

Sunduğu fikirle, Mehin'in yüzünde açan güllere şahitlik ederken, kendisinde de bir tebessüm oluştu.

"Gerçekten mi?"

Mehin ağzı kulaklarında odadan çıkmak için açtığı kapıyı geri kapatırken, mutluluğuyla her şeyi unutmuştu bir anda.

"Gerçekten. Ama müsaitler mi sormak lazım."

"Müsaitlerdir. İstersen ben arayıp sorayım ağam."

Karan karısının neşesi karşısında mutluluk duysa da, ağam lafını duyunca göz devirmiş telefonuna uzanmıştı. Mehin'in mutluluğu kendisine de etki ediyordu ve ailesini özlediğini anlayabiliyordu. Sırf bu yüzden, yüzü gülsün diye aklında olan teklifi sunmuştu.

"Numarayı söyle."

Mehin düşünmeden mutlulukla söylerken, Karan da telefonu çaldırdığı sırada önünde ki koltuğu işaret etti oturması için.

MEHİN | ᏖÖᏒᏋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin