34.Bölüm:
1 hafta sonra:
Mehmet Ağa'nın vefatının üstüne 1 hafta olmuştu. Konakta gelen giden eksik olmuyordu. Dilber Hanım üzüntüden yataktan kalkamamıştı. Devin ise odasından çıkamaz haldeydi. Kendisini suçlu hissetti. Halbuki asıl suç bu dava uğruna inat edenlerdeydi.
Karan o gece de gelenleri uğurladıktan sonra, üst kattaki avluda oturmuş gökyüzünü izliyordu. Herkes o kadar sessizdi ki.... Konak en son Hamza'nın babasının ölümünde böyleydi. Mehin de kocasının yukarıya çıktığını görünce arkasından gitti ve yanına oturup eşine sarıldı. Kendisi de şok üzülüyordu olanlara. Elif için de aşırı zor bi durumdu. Babasının ölümünden dolayı kararın üstünde kimse durmamıştı ve kendi evinde kendi odasında günlerce ağlamıştı.
"Nasılsın?" Diye sormakla yetindi eşine. Ne konuşulması gerekiyordu bilmiyordu. İlk üç gün kocasını nerdeyse görememişti bile. Cenazeydi oydu buydu derken Karan öfkesi yüzünden üzüntüsünü yaşayamamış sonrasında babasının öldüğünü kabullendikten sonra durulmuştu.
"Bilmiyorum."
Karan öyle bomboş hissetmişti ki, şoktan ne ağlayabiliyor ne bir şey söyleyebiliyordu. Ne yaşıyordu ne olmuştu idrak edemiyordu. İnanamıyordu olanlara. Kardeşi için sinirlenirken, başka bir olayın içindeyken babasını kaybetmişti.
Mehin, eşinin elini tuttuğunda Karan önce ellerine baktı. Sonra da eşinin yüzünü inceledi. Ona çok ihtiyacı vardı. Bu yüzden ayağa kalkıp ellerini bırakmadan eşini de peşinden götürerek odalarına ilerlediler.
Karan üstündeki gömleği çıkartıp koltuğa bıraktıktan sonra Mehin uyuyacağını düşünüyordu eşinin. Kaç gündür uykusuz öylece bakıyor bir şeyler düşünüyordu. Ama Karan banyoya ilerlemiş arkasından da su sesi gelmişti.
Mehin ne yapacağını nasıl destek olacağını bilmiyordu. Çok kötü hissediyordu. Karan'ı nasıl rahatlatabilir nasıl kendine getirebilir diye düşündü. Yalnız mı kalmak isterdi yoksa Mehin'in desteğine ihtiyacı var mıydı? Odanın kapısını kitledikten sonra aradan yarım saat geçmiş Mehin Karan için kıyafet çıkarıp yatağın üstüne bırakmıştı. Aradan biraz daha zaman geçtiğinde endişelenip banyonun kapısını açtı. Karan mermer zemine oturmuş öylece bakıyordu. Yanına ilerlemeden önce banyonun kapısını kapattı ve çamaşırları kalacak şekilde üstündekileri çıkarıp suyun altına girdi. O ne yaşıyorsa onunla birlikte bunu atlatmak istiyordu ama su çok soğuktu.
"Karan hasta olacaksın. Niye bu kadar soğuk su." Diyip suyu ayarladığında Karan bunu farkında bile değildi. Kardeşlerin en büyüğü olan bu haldeyse diğer kardeşleri acaba ne hissediyordu? Hele ki Elif ne haldeydi kim bilir! Onun başka dertleri de vardı. Adı çıkmıştı ve kimse ona inanmıyordu. İbrahimin dokunmadığını o gün defalarca ağlaya ağlaya söyledi babasının cesedine. Nolur uyan baba diye yalvardı ama Azrail canını çoktan almıştı.
"Mehin." Diye seslendi eşine. Duygularını nasıl ifade edeceğini düşünüyordu. Mehin de yüzüne baktı.
"Efendim." Kocasının artık konuşmasını içini dökmesini istiyordu.
Karan ise Mehin'in bileğinden tutarak kucağına çekti. Karısı ne istediğini anlayıp kucağına oturduğunda ikisi de ne yapması gerektiğini biliyormuş gibi, Mehin ellerini kocasının ensesinden saçlarına götürmüş. Eşide başını karısının göğüsüne koymuştu.
Başlarından aşağıya akan su ikiside içinde çok iyi gelmişti. Sanki su damlaları duygularını temizliyor, onları arındırıyordu. O su damlalarına bir de Karan'ın göz yaşları karıştı. Sanki o anı bekliyormuş gibi ağlamaya başladığında o kadar sessizdi ki Mehin bunu fark etmeden Karan'ın saçlarını okşamaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİN | ᏖÖᏒᏋ
RomanceKaran Ağa bir kan davası yüzünden, sevebileceğine emin olduğu kızı alamazken, evlendiği kızı hiçe saymış sonunda pişman olmaya mahkum kalmıştı ... Ne diye başkasına aşık bir adama gelin olmaya razı kalırdım ki? "Size and olsun o zaman, ben bu kadına...