27. Bölüm:
Mehin, arabaya bindiklerinden beri tek kelime olsun etmezken başını arkaya yaslayıp camdan dışarıya baktı. Ama elinin tutulmasıyla içinde bir kıpırtı oluşmuştu.
"Ayağın hâlâ acıyor mu, hastaneye gidelim mi?"
"Gerek yok, geçer sabaha zaten."
Başta emin olamasa da, yüzüne uzun uzun bakıp tuttuğu eli bırakmadan, sol eliyle vitesi atıp yol değiştirdi.
"Aç mısın, dayanabilir misin biraz daha?"
Mehin bir şey diyemeden bakışlarıyla belli ederken, Karan arabayı iyi bir restaurantın önüne çekti. Arabadan ilk kendisi inerken de, dolanıp eşinin kapısını açmıştı.
"İn bakalım güzellik."
Uzattığı elinin tutulmasıyla, Mehin tebessüm ederken ufak adımlarla yanında ilerledi. İçeri girdiklerinde de dışarısının aksine sıcacıktı.
Onları gören görevlilerde hemen Karan'ın Ağa olduğunu anlayıp karşılarlarken, cam kenarında ve en sıcak olan masaya oturtmuşlardı.
"Ne istersiniz ağam?"
Karan hemen karşısındaki meleğe baktı.
"Bana fark etmez."
"Mantı yer misin?"
"Oluuur."
"Başka ne istersin."
"Bilmem."
Gülümsedi. Eski aptal kafası olsa şimdi uyuz olup, ne yersen ye diyebilirdi ama diyemiyordu işte.
"İçecek olarak da kayısı ve vişne suyu alalım."
Garson siparişleri alıp gidince, Mehin'in de yüzü düşmüştü.
"Ne oldu? Vişne suyunu sevdiğini sanıyordum."
"Seviyorum zaten."
"O zaman?"
"Şey, telefonunu alabilir miyim?"
Karan hafifçe gözlerini kısıp, cebinden çıkarttı ve uzattı.
"Ne oldu?"
"Fatma'ya bir şey söyleyecektim de unuttum. Telefonum da arabada kaldı."
Bu sırada mekanda çalan hafif müzikle Karan da ceketi çıkarıp sandalyeye bıraktı ve ayaklandı.
"Tamam, bende ellerimi yıkayıp geliyorum."
Başını sallayarak onayladı ve gittiğinden emin olduktan sonra, Fatma'nın numarasını aramaya başladı. Rehberine de bir göz attığında ordan bulamayacağını anladığında ise favorilere girdi.
Başta kendisi vardı.
Hatta 'Hatunum' diye kayıtlıydı...
HATUNUM!
Buna tam sırıtacak gibi olurken kendisine geldi. Önce Fatma'yı araması gerekiyordu.
Hemen altında da 'bücürüm' diye Fatma'nın abisiyle olan fotoğrafını görünce, o numarayı aradı.
"Efendim abi."
"Benim Fatma. Biz gittikten sonra siz sofrada bir şey yediniz mi?"
"Hayır yenge. Abim sofrayı dağıtmış sanırım. Babam da halama hesap sormak için yukarı çıkartınca kimsenin yeme hevesi kalmadı."
"Devin ne yaptı?"
"Bilmiyorum, görmedim onları. Sanırım Hamza abiyle odalarındalar."
Derin bir nefes verdi. Asla Devin'e haksızlık edemezdi. Kendisinden daha çok çalışmıştı o. Üstelik sabahki kahvaltıda bile doğru düzgün bir şey yememişti. Hatta konağa geldiğinden beri o kızın bir şey yiyemediğinden emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİN | ᏖÖᏒᏋ
RomanceKaran Ağa bir kan davası yüzünden, sevebileceğine emin olduğu kızı alamazken, evlendiği kızı hiçe saymış sonunda pişman olmaya mahkum kalmıştı ... Ne diye başkasına aşık bir adama gelin olmaya razı kalırdım ki? "Size and olsun o zaman, ben bu kadına...