9. Bölüm:
O andan sonra Karan sinirle ortadan kaybolmuş, kısa süre sonra misafirler ayaklanıp kapıya geçerken Mehin veda olarak kardeşi Yiğit'e de sıkı sıkı sarıldı. Şu hayatta ki en yakın arkadaşı olarak Yiğit'i görürdü ve zaten aralarında pek de bir yaş farkı olmadığı için büyüdükçe daha iyi anlaşıyorlardı.
"Ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa beni ararsın abla. İnşallah bu adam da tahmin ettiğim gibi seni üzmüyordur."
Yiğit ayrılmadan önce ablasının kulağına fısıldarken uğurlamak için aşağıya inen Karan'a da dik bir şekilde bakış attı. Babası bu aileye güveniyor olabilirdi ama kendisi ablasının burda mutlu olduğunu düşünmüyordu. Sonuçta evlendiği adamı bile düğün gecesi görmüştü. Öyle bir şacmalıktı ki... Eğer ablası başı önünde evliliği kabul etmeseydi, kendisi buna şiddetle karşıydı. Ama iş işten çoktan geçmişti de işte.
"Yine bekleriz Ahmet. Her daim kapımız size de açıktır bilesiniz."
Ahmet Bey başıyla anladığını belirtirken, kapıdan çıkmadan önce de kızına son kez hüzünle bakmıştı. Yeni gelindi şu an, o göz yaşlarını gayet doğal bulmuştu. Ailesini tabii özleyecekti, ki kendisinin de gözü hep kızını arıyordu.
Karan da bir baş selamıyla onları uğurlarken, konak son zamanlardaki sessizliğine yine bürünmüş, aile arasında bir bakışma geçmişti. Bu gerginliğe asıl neden olansa, en başta Karan'ın bu asi tavırlarıyla babası arasında olan gerginliği, bir diğeri ise karısını kabul etmeyişiydi.
"Eee misafirler de gittiğine göre yukarı da bir okey döndürsek mi? Uzun zaman oldu beraber erkek erkeğe oynamayalı."
Evin en neşeli, sempatik oğlu, Karan'ın kardeşi ortamı değiştirmek için bir fikir atarken Murat da gülümseyerek abisine ve babasına bakmıştı.
"Bana uyar valla."
Mehmet Ağa da tam aklına yatmışken ve onaylayacakken, Karan ortamı bozmuş ve hiç kimsenin beklemediği bir şey yaparak karısının kolundan tutarak merdivenlere yönelmişti.
"Geç oldu, gerek yok!"
Mehin bir an da afallayıp, boşluğuna gelerek mecbur kocasına uyum sağlamak zorunda kalırken anlamlandıramadı. Normal de Karan'la karşılaşmamak için farklı zamanlarda girerlerdi odaya ama şimdi kocası onu da yanında götürüyordu.
Dilber Hanım hariç herkes bu durumu garipserken, Hanım Ağa neşeyle gülüp kafasını iki yana salladı.
"Bakın görüceksiniz, geçen avlu da söylediklerini teker teker yiyecek."
"Umarım öyle olur anne. Ama en azından şu anlık fazla umutlanıyorsun. Abimi hepimiz biliyoruz, siz zorlandığınız için Mehin'den soğuyor adam."
Murat abisinin arkasından tereddütlü bir bakış atarken, babası hafif bir suçlulukla sessizliğini korumuş, kızlar da abisinin haklı olduğunu içlerinden geçirmişti. Dilber Hanım ise başka bir şey daha sezdi.
"Sen bir şey mi biliyorsun Murat!?"
Yusuf'la Murat arasında geçen bir bakışma da Yusuf kaşları çatılmış, aradan sessizce çekilip odasına çekilecekken, Murat da sıkıntıyla konuştu.
"Dün Yusuf abimi Devin'le beraber görmüş. Ben size söyleyeyim, abim sizin yüzünüzden kafası darma duman ve mutlu değil. Üstelik en kötüsü şu kızın da hayatını mahvediyorsunuz."
"NE DEMEK DEVİN'LE GÖRMÜŞ!?"
Mehmet Ağa sinirle sesini yükseltmiş yumruğunu sıkarken, oğluna içten içe kızarak solumaya başlayıp, merdivenlere ilerledi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİN | ᏖÖᏒᏋ
RomanceKaran Ağa bir kan davası yüzünden, sevebileceğine emin olduğu kızı alamazken, evlendiği kızı hiçe saymış sonunda pişman olmaya mahkum kalmıştı ... Ne diye başkasına aşık bir adama gelin olmaya razı kalırdım ki? "Size and olsun o zaman, ben bu kadına...