Kibritçi kız masalını bilir misin?
Karanlık bir sokakta araladım gözlerimi. Burası soğuktu, bir yuva değildi, ellerimi ısıtacağım kibritlerim yoktu, başımı koyacak bir yastık yoktu; pencereden izlediğim evlerde, odalarda yanan mumlar vardı, mum ışığı vardı ama ben yoktum, oraya ait değildim; görmezden geldiğin, bakmakla yetindiğin o çocuklardan biriydim, karanlıktaydım. Sen mum ışığıydın, ben karanlıktım.
Bir masala hiç ait olamadım, kibritlerimi yakamadım; bunun yerine elime bir mum verildi, o mumla kendi kaderimi aydınlattım.
O bahar gecesinde hava cehennem ateşi kadar sıcaktı.
Yuvasından çıkan bir kurşun tüm dünyamı cehenneme çevirmeye yetmişti.
O gece 9. Yaş günümün son demleriydi, ellerime bulaşan kan kaderimin bana bir hediyesiydi.
Ben, koca bir eve sığamamış küçücük bir kız çocuğuydum. Sığdığı evde cehennemi yaşayanlar gibi, sığamadığı eve özentiyle bakanlar gibi, kaldığı sokaklarda kaderine boyun eğmeyenler gibi ve şartlar onu ne kadar zorlarsa zorlasın kötü bir insan olmamayı seçen, vicdanını ve kalbini unutmayanlar gibiydim; kim ne derse desin vicdanımdan ödün vermemeye kararlıydım.
Çünkü vicdanım, en büyük silahımdı.
Bir karanfil kondu avuçlarıma, bu hayatımda aldığım ilk hediyeydi; o kaldırımda, yağmurlu gecenin altında titrerken uzatmıştı o el bana.
Bir ip dolandı boğazıma, gücüm yoktu bedenimden çekip koparmaya; teslim olmak, yenilmek ve dizlerimin üzerine çökmek tek seçeneğimdi.
Sonra bir gün geldi.
Zamanında boğazıma doladıkları ipi yıllar sonra onların ayaklarına doladım ve onları çok güvendikleri tahtlarından indirdim.
Veran'da tesadüflere yer yoktu.
Her şeyin bir tesadüf olduğunu zannederken öğrenilen sırlarla, yaşadığım ve yaşayacağım şeylerle yüzleştiğimde bunu geç de olsa anlayacaktım.
Veran artık bir savaş alanıydı ve bıçağı ilk çeken, kendi canını koruyacaktı.
Savaş alanında merhamet göstermek yasaktı.
Bir masal yarattım kendime, orada yaşadım, kendi etrafımda döndüm, hiç duymadığım bir müzikte hunharca dans ettim ve ruhumu özgürlüğe kavuşturdum, kendi masalımın prensesi olduğumu zannettim ancak bir şeyi unuttum.
Kötü karakterim her daim yanı başımda olacak, ritim tuttuğum parmak uçlarımda misafir olacaktı ve misafiri olduğu evi kana bulayacaktı.
O bir kitaba ait kötü karakterdi, ben ise o kitabın baş karakteriydim ve biz ateş ve su kadar imkansızdık çünkü o, şeytanları ruhunda ağırlıyordu.
Burası, Veran'dı.
Sırların, bilinmezliğin ve acının tam ortasıydı.
Karanlığın, sisli gözlerin, buğulu camların ardındaki o şehirdi; krallarla soytarıların, kölelerle prenseslerin bir arada yaşadığı bir şehirdi.
Bazı masallar yalnızca prens ve prensesten oluşmazdı; bazı masallarda şovalyeler, vezirler, esirler, köleler, padişahlar ve cadılar bir dünyada yaşardı.
Ve buğulu camların ardında örtüyle örtünen kalplere yerleşen bir adam, ait olduğu kalbi hiç olmadığı kadar yakardı.
>
Hırslı, inatçı ve duygusal bir balerin olan Afet Ema Alaca, geçmişinin soyut pençeleri arasında kalan, unutmaya çalıştıkça orada sıkışan bir genç kızdır.
Boynunda her daim geçmişinin soyut pençelerine sahip soyut bir ip varken celladı olan adam o ipi sıklaştırmak için nöbet tutuyordu.
O nöbet son buluncaya dek geçmişinin perdeleri bir bir aralanacak, masalının karakterleri kendi yüzlerini ortaya çıkaracaktı. Tek bir mum ışığı tüm karanlıkları aydınlatıp Afet'e gerçekleri gösterecek ve masalının baş kahramanı sandığı adamın bir yanılgıdan ibaret olduğunu kanıtlayacaktı.
Afet'in karanlığındaki o mum ışığı geçmişinin en karanlık gününde, 9. Yaş gününde onun kanlı ellerine bir karanfil bağışlayan çocuktu ve Afet bunu geç de olsa anlayacaktı.
Bir karanfil, bir mumdu.
🕯️
"Karanfilleri avuçlarımda sakladım, sana bağışlamak için gün saydım; sayhalara acılarımı gizledim, üçüncü sayhada sana rastladım."
"İçindeki aşk seni küle çevirmeden önce cayır cayır yanmanın tadını çıkar, sevgili Ema.."
-
2024 || MUM IŞIĞI VE KARANLIK
Yayımlanma tarihi; 13.08.24
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM IŞIĞI VE KARANLIK
General FictionHırslı, inatçı ve duygusal bir balerin olan Afet Ema Alaca, geçmişinin soyut pençeleri arasında kalan, unutmaya çalıştıkça orada sıkışan bir genç kızdır. Boynunda her daim geçmişinin soyut pençelerine sahip soyut bir ip varken celladı olan adam o ip...