Bölüm 31: Katil...

468 75 15
                                    

Ankara'dan selamlar. Uzun zaman oldu. NEden sizi bu kadar beklettim? Biliyorsunuz pandemi her yerde ve bu süreçte izinsiz çalışan sinirleri allak bullak olan ekiplerden biri sağlık alanındakiler... Şimdi Ankara'da bir fakülte hastanesindeyim. 16-8 çalıştığım için düzenim yok. Ortama ayak uydurmak zor, çalışma şartları, doktor ekibi hastane düzeni... Açıkçası değil yazmak dışarı çıkıp vakit geçirmek bile istemedim. Bilmiyorum. Öyle bir süreçti işte. Şimdi bir bölümle geldim. İnşallah finali de yapacağız. 



Herkeste aynı şok ifadesi. Eleine de şoktaydı zira polis kordonu altındaki bir yere kurbanın düzenlenmiş bedenini bırakmak zor değil imkânsızdı; ama katil her kimse imkânsızı lügatten silmişti. Eleine'in gözü korktu. Kimle karşı karşıyaydılar? Aklı almıyordu bir türlü. Elbette böyle bir vahşeti isteyen zihin sağlıklı olamazdı; ama neydi bu?

Sisli havada memurun daha fazla bilgi vermesine gerek duymadan hep beraber göle yürüdüler. Çok uğraşmalarına gerek de kalmadı. Polise ait cankurtaran botlarından biri kıyıya dayanmıştı. İçerisindeyse kahverengi kıvırcık saçlı bir çocuk. Üzerinde Beast and Beauty'nin Belle'inin şaşalı sarı kıyafeti... Kayık yaka omuzlardaki ve eteğindeki fırfırlara kadar her şeyiyle Belle olmuştu küçük çocuk. Güzel kahve gözlerine Belle makyajı yapılmış göğsünün üzerinde birleştirdiği elinin içine bir adet siyah gül bırakılmıştı. Botun kontrol kolunun tarafındaysa Canavar'ın tasviri olan bir korkuluk vardı.

"Nasıl? Nasıl olabilmiş bu?" Vincentr'ın titreyen sesiyle sorduğu sorunun cevabını Eleine çok iyi biliyordu. Daha kordon çekilmeden evvel yerini alan katil gölün içinde devriye gezen cankurtaran botlarından birini hazırlamıştı. Gece boyu devriye gezdiği düşünülen botun içindeki manzarayı gecenin karanlığı bir güzel saklamış olmalıydı. Sabah ise katilin planladığı gibi uzaktan kontrol edilen bot kıyıya vurmuştu. Şimdi gölün yakınından geçen her sivil vatandaş bu dehşet manzaraya bakabilmek için duraklıyordu. Manzara dehşetti ve bunu kimse inkâr edemezdi.

Eleine dolu gözlerle bakıyordu. Ahhh... Başarısızlıktan başka bir şey değildi. Dolu gözlerini sildi. Ağlamaya hakkı var mıydı hiç? Hızlıca olay yeri ekiplerince kapatılan alan, polislerle ve tulum giymiş olay yeri inceleme çalışanlarıyla dolmuştu. Çekilen emniyet hattının gerisinde halktan insanların arasında avcı gözlerle bekleyen Fransa'nın önde gelen medya kuruluşlarının temsilcileri muhabirleri ayırt etmek çok kolaydı. Ellerindeki büyük kameralar yetkililerden birinin ağzına namlu gibi doğrultulmak amaçlı gizlenmiş mikrofonlar... Dünyanın en başarılı güvenlik mensuplarının utancını çekmek için hazırlardı. Eleine başarısız olarak yaftalanmaktan korkmuyordu. Zira en büyük korkularından biri gerçek olmuş bir çocuk daha canice katledilmişti.

Eleine küçük çocuğun ailesine bizzat anlattı. Onların hakaretlerini ve yas çığlıklarını ağlayarak dinledi. Haklılardı. İşe yaramaz bir avuç aptaldılar. Şimdi laptopun karşısına geçmiş kameranın karşısındaki arkadaşına umutsuzca bakıyordu.

Umut Karin dostunun ağlamaktan kızarmış gözlerine bakarken çıkmazdaki soruşturma yüzünden başını önüne eğmemek için zor tutuyordu kendisini.

"Umut katilin vahşetine baktıkça bu psikopatın ara vermiş olduğuna inanmıyorum. Öldürmeye onca sene ara vermiş birisi için fazla detaylı, soğukkanlı ve profesyonelce devam ediyor."

"Ben de... Bu yüzden Amerika'dan bazı dosyaların hazırlanmasını istedim."

"Benzer vakalar mı?"

"Benzer vakalar... Daha doğrusu katilimizin ilgi alanındaki yaş grubundan, gizemli ölümler."

"Cok doğru. Bu davayla bağdaştırılmadığına göre belki de hiç cinayet olarak dosyalanmamış ölümler olabilir. Ya da..."

VUSLAT BİR HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin