Biz seninle gidilmeyen şehrin, çıkılmayan yokuşlarında soluklandık.
Ve hiç olmayan panjurlu bir evin hayalini üstümüze çatı yaptık.
Yani anlayacağın adamım ,seninle bir yalanı yaşadık!
***
Yol gitti, Eleine bitti; fakat mesafeler hiç tükenmedi. Kı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya Yüzbaşı Semih ATALAY:) Benim aklımdaki Semih karakterine en çok uyan kişiydi. Her an gülümsemeye hazır, sıradan doğum günlerinden hoşlanmayan haşarı bir karakter:) Bu adam bu karaktere sizce de çok uymuyor mu?
Arkadaşlar daha önce bahsetmek istedim; fakat unutmuşum. Ben elimden geldiğince düzgün cümleler, ve yazım yanlışı olmayan paragraflar yazmaya çalışıyorum. Yayımlamadan önce bir kez Word üzerinde bir kez de burada tekrar okuyorum; ama gözümden kaçanlar da oluyor. Yani düşünün bu işten para kazanan pahalı yayınevleri bile hatalı kitap yayınlayabiliyor. İnsanlık hali gözümüzden kaçıyor. Çünkü beyin kendi yazdığı şeyi okurken bazen hataları otomatik düzeltip okuyor. Affınıza sığınıyorum dostlarım:(
Bu arada yorumları ihmal etmeyin dostlarım. Ben yazdıkça bölümleri yüklüyorum ve tek istediğim yorumlarınız:)))
"Hoş geldiniz Semih Bey. Nasıl yardımcı olabilirim?" Reyhan adamın kendisi üzerine dönen bakışları ile çıkması gerektiğini dile getirilmeden anladı. Zaten Tuna bebek de bir saate açlıktan zırlamaya başlardı. O yüzden eve dönmesi en iyisiydi. Masanın üzerindekileri bir dakika da toplayıp Eleine'in omzuna dokundu.
Reyhan'ın çıkarken kapattığı kapının sesiyle ikisi de konuşmak için ağzını açtı; fakat Eleine geri kapattı.
"Sanırım Jüpiter komutanımızı tanıyorsunuz."
"Tanıdığım biri değil; fakat biliyorum." Tanımıyordu sahiden de. Eleine'den seansların kayıtlarını istemişti; fakat Eleine sesli kayıtları ve yazılı olanları toplumsal bir soruna veya hukuki bir duruma dayanmadıkça ancak kişinin izni dahilinde verirdi. Bu yüzden askeriyeye giden durum raporlarına bakabileceğini söylemişti. Kadın Eleine'in beklediğinin aksine kızmamış cıvıltılı bir kahkaha atarak telefonu kapatmıştı.
"Komutanımın özeline girmeden genel durumu ve ilerlemesi hakkında toplu bir bilgi almamı istedi. Ayrıca ben ev arkadaşı olduğum için bir terslik olursa diye sizinle iletişimde olmamı emretti. Ve şu sözlerini de iletmem emredildi. 'Bir psikolog olarak görevinize sadakatinizi anlıyorum; fakat Barzan Mirza'nın birliğinde en kıdemli kişi olarak sıradan bir T.C subayı olmadığını en tehlikeli görevlerde öncü birisi olduğunu göz önüne almanızı istiyorum. Ayrıca onu her şeyden önce bir abi ve aile üyesi olarak gören kişi olarak diğerlerinden daha çok duruma hâkim olmam gerek ki onu koruyabileyim.' Dedi."
"Abi? Ben Jüpiter Komutanınızın daha büyük olduğunu sanmıştım."
"Hayır. Barzan Komutanımdan daha kıdemli olmasının nedeni daha analitik ve Barzan Komutanımın daha asi olduğu dönemde daha az asi olmasından ötürüdür. Kısacası daha politiktir. Bizden, içimizden biri olarak askeriyedeki ve devletteki herkesten çok bizim hakkımızı gözetir. Yani Barzan Komutanımın durumuna herkesten çok hâkim olmalı."
"Mirza Komutanınızın sizin casus olduğunuzdan haberi var mı?"
"Beklemediği bir şey değildir emin olun. Bizden birinin sizinle görüşmesi er geç olacak bir şeydi. Jüpiter Komutanım da Ankara'ya geldiği takdirde sizinle görüşecektir." Bu durumda genel olarak bilgi vermesi gerekiyordu. Askeriyede işler Eleine'in ilkelerini bir tık geriye atacak şekilde yürüyordu. En başından kısa ve öz de olsa seanslar ile ilgili danışanların raporlarını askeriyenin yetkilileri için elektronik raporlar tutuyordu.
