Merhabalar dostlarım... Öncelikle hepinize hastalıktan uzak bol sağlıklı günler dilemek istiyorum. Çünkü bulunduğumuz zamanlar düşünüldüğünde en uygun selam sözleri bunlar gibi görünüyor. Geçiş bölümü olan bu bölümü umarım seversiniz. Medyalar deneyimsiz zamanlarımda yazdığım YILDIZ GÖZLÜM... kitabının baş karakterleri olan çiftimize ait. Umarım onları seversiniz; çünkü ara ara karşımıza çıkacaklar:) Keyifli okumalar...
NOT: Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen:)
Havaalanından dışarı çıktıklarında Eleine ne yapacağını bilemez bir şekilde etrafa baktı. Otele mi gitmeliydi? Umut Karin ile mi kalmalıydı? Aygün yeni bir eve çıktığını söylemişti; ama Zeynep memleketinde olduğundan ötürü otele gitmekten veya Vildan Hanım ile kalmaktan söz etmişti bir ara. Gitmiş miydi? Başka şehirlerde yaşamanın getirdiği bir eksiklik de en yakın dostlarının günlük yaşantıları ile ilgili çok bir bilgiye sahip olmamaktı.
Eleine içinden hayıflanırken Barzan Mirza'nın sırtından gelen şaplak sesiyle yerinde irkildi. Barzan Mirza sert eller ile öksürük krizine girmişti bile.
"Ayyy kıyamam benim pamuk şekerime. Görmeyeli yumuşamışsın Barzan!" Upuzun siyah saçları bukle bukle olan menekşe irisli kadınla göz göze gelen Eleine kadına hayretle baktı. Kadını anlatmak için güzel kelimesi hafif kalırdı. Naif görünüşlü tam leydi denilebilecek görünüşte bir kadındı. Krem rengi kaşmirden dizlerinin dört parmak altına inen dar bir elbise ve elbisesinden bir ton koyu çivi topuklu süet çizmeler giymişti. Üzerinde ise çizmeleriyle birebir aynı tonda suni kürklü bir kaban vardı.
Ne var ki kadının şık ve zarif görüntüsüyle attığı sert tokat uyuşmuyordu. Kadında belki de deli gücü vardı. Eleine'in bundan ötürü şüphelenmesinin en büyük nedeni gözlerindeki pırıltılardı.
"Jüpiter az insan ol be kızım! Ciğerlerim söküldü." Eleine'in kaşları havalandı. Jüpiter ile defalarca telefondan konuşmuşlardı. Ses tonunun güzelliğine karşın otoriterliği onun daha iri yarı babayiğit biri olduğunu düşündürmüştü. Konuşmaların ilerleyen zamanlarında narin yapılı bir güzeli aklının ucundan bile geçirmemişti.
"Bu hanım kim? Kız arkadaşın mı yoksa?"
"Erkek arkadaşım gibi mi görünüyor?" Bu sorusu düz mantık yapısını göz önüne serse de Eleine sözlerinde haklılık payı da görmüyor değildi. Sonuç olarak Eleine bir kızdı, erkek değil!
"Eleine. Fazla detaya gerek yok eminim tanıyorsundur."
"Ah... Psikolog Eleine... Bu kadar hoş biri olduğunu tahmin etmiyordum. Memnun oldum." Sesindeki şekersi tona rağmen Eleine bu karşısındaki kadının istediğinde çok sert olabileceğinden adı kadar emindi. Güzel menekşe gözlerindeki pırıltılar onun bambaşka bir yanı olduğunu da açığa veriyordu.
"Sen de benim hayal ettiğim gibi biri değilsin. Ben de memnun oldum." Diyerek elini uzatırken kadının teklifsiz konuşmasına karşın resmiyeti kaldırdığı için ayıp edip etmediğinden emin değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT BİR HAYAL
RomanceBiz seninle gidilmeyen şehrin, çıkılmayan yokuşlarında soluklandık. Ve hiç olmayan panjurlu bir evin hayalini üstümüze çatı yaptık. Yani anlayacağın adamım ,seninle bir yalanı yaşadık! *** Yol gitti, Eleine bitti; fakat mesafeler hiç tükenmedi. Kı...