Akay kuzeni Mücahit'in elindeki kağıtlara ciddiyetle bakışını izlerken bir yandan da Umut Karin'in dediğini daha doğrusu dediklerini düşünüyordu. Açık bir gerçek varsa o da Umut'un eşinin çok acımasız bir kadın olduğuydu. Akay'a resmen Eleine yoluna devam etti bulaşma demişti. Akay üzüleceğini düşünmüştü; fakat rahatlamıştı. Bir parçası acıyordu; fakat daha büyük bir parçası Eleine'in acılarını atlatmasından yana mutluydu. Ve bu büyük parça eğer Eleine kanadı kırık kuş gibi kalsa paramparça olacak yanıydı büyük ihtimalle.
Akay Eleine'in hala yalnız olduğunu biliyordu. Eğer ki yanında bir adam olsaydı Umut Karin Akay'ı biraz daha paralamak için söylemekten büyük keyif alırdı. Oysa sadece yoluna devam etti demişti. Akay umutlu muydu? Eleine'in yanında bir adam görse yoluna devam etti lafı onu yıkardı. Bu da demek oluyordu ki şu ana kadar umutluydu. Umut Karin'in dediği gibi yüzsüz bencilin tekiydi. Eleine İstanbul'a gelse ya da en iyi ihtimalle Akay'a nerede olduğuna dair bir haber ulaşsa yanına gider ayaklarına kapanırdı. Sonra da bana bir şans daha ver diye yakarırdı.
Akay böyle olmamalıydı. İyileşmeliydi. Bundan bir müddet önce Umut'un gelip de destek al, terapistle görüş tavsiyesini dinlemesi gerektiğini düşündü. Akay da yoluna devam etmeliydi. Eleine ile yeniden karşılaşırlarsa daha iyi bir adam olarak yüzüne bakabilmek için devam etmesi gerekiyordu.
"Oğlum sıra sende! Ne düşünüyorsun kara kara!"
"Bir terapistle görüşmem gerektiğini." Mücahit önce saf saf baksa da ardından yüzünde kocaman bir gülümseme peydah oldu. Genç adam da pek çok kez Akay'ın perişan haline kafa yormuştu. Onun iyileşmek için bir adım atması bile çok şey ifade ediyordu.
Geceyi kâğıt oynayıp nadiren konuşarak geçirdiler. Bu Akay'a oldukça iyi gelmişti. Tamamen kendi tarafında olan biriyle olmak iyiydi. Tabi ki kuzeni Akay'ı haklı bulmuyordu; fakat iyi olması için çabalayacağı kişi Akay'dı. Bu yüzden eleştirmiyor Eleine'i ne kadar üzdüğünü hatırlatmıyordu. Bakışlarında yargılama yoktu. Umut bile ona bu şekilde bakamıyordu. Oysa Akay Umut'u bir nevi kardeşi gibi görüyordu. Belki de Umut kardeşi olarak Akay onun yüzünü yere eğip sevdiği kadına karşı mahcup ettiği için hayal kırıklığına uğramıştı. Yine de Akay Umut'un karşısında eskisi kadar iyi olamıyordu. Umut'un gözlerinde kendisinin daha iyi bir versiyonunu arayan o ifade Akay'a tekrar tekrar bir darbe vuruyordu.
Akay aydınlanan havaya bakıp yataktan doğruldu. Yüzünü ovalarken zaman kavramını yeni yeni kazanıyordu. Her sabah bulunduğu zamana ve mekâna oryante olduktan sonra içini yakan acı ve sızlayan vicdanı onu bulmuştu. Akay alışkanlıkla çarpıntı yapan kalbinin üstünü ovuşturdu. Hataları somutlaşmış kalbini sıkar olmuştu.
Bugün Akay için farklı olmalıydı. Akay farklı olmasını sağlayacaktı. Kalkıp saçını karıştırır halde banyoya gitti. Aynada kendine baktığında saçı olması gerekenden uzun sakalı yaşlı dedelerinkinin boyunda tipsiz bir adam vardı. Önce kendine çeki düzen vermeyi düşündü; fakat içinden gelmedi. Ne gerek vardı ki tipine şekil vermeye? Gönül ilişkileri artık Akay'a epey uzaktı. Yatak ilişkilerine gelince... Gönlündekine ihanet etmek Akay'ı da öldürürdü. Tövbeliydi artık... Bundan önceki kirini silkeleyip atamazdı da bundan sonra gönlünde olmayanı yatağına almayacaktı.
Akay'ın duşta işi bittiğinde dokuzda olacak toplantıya yetişmesi güç gözüküyordu. Üstelik yedinci asistanını da kaçırdığı için bazı evrak işlerini halletmesi gerekiyordu. Uzun zaman beraber çalıştığı Ceren'i kaçırması, genç kadının Umut'un yanına gidip 'Yalvarırım Umut Bey beni Akay Bey'in asistanlığından alın. Çocuğuma bakamaz oldum. Geceleri olur olmadık zamanlarda çalan telefonum yüzünden kocam beni boşayacak yakın zamanda. Ya başka biriyle çalışayım ya da istifamı kabul edin' diyerek ağlaması ile başlayan Akay'ın asistan serüveni bugüne kadar uzanmıştı. Gelen asistanlar ya istifa ediyor ya da başka bölüme gönderiliyordu. Akay bundan böyle daha çekilebilir bir adam olmaya çabalayacaktı. Yine de yeni asistanının kalmasını sağlayabilir miydi bilmiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/187143933-288-k52037.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT BİR HAYAL
RomanceBiz seninle gidilmeyen şehrin, çıkılmayan yokuşlarında soluklandık. Ve hiç olmayan panjurlu bir evin hayalini üstümüze çatı yaptık. Yani anlayacağın adamım ,seninle bir yalanı yaşadık! *** Yol gitti, Eleine bitti; fakat mesafeler hiç tükenmedi. Kı...