1. Bölüm: Uyanış

5K 106 25
                                    

~Cem Kara'nın ağzından~

"Bunu sizde hissettiniz mi? Neydi bu şimdi?"

Selçuk'un sorusuyla hepimiz şoktan çıkmıştık. Bir haftadır gördüğümüz sahne değişmişti. Kabuslarımıza giren ve bizi en savunmasız anlarımızda yakalayan uyarı mesajı değişmişti.

 Bu gördüğümüz şey... çok güçlüydü. Bizim gibiydi ve aynı zamanda değildi. Korkuyordu ve çok acı çekiyordu.  Kimdi? Neredeydi? Ve şu anda ne yapıyordu? Bilmiyorum ama bildiğim tek şey yüz yıl sonra beklenen an gelmişti. Asena artık uyanmıştı

"Bu haksızlık." dedi sevgili kardeşim Eda mızırdayarak. Hala da söylenmeye devam ediyordu. 

Orta alanda oturmuş hepimiz kahvaltı ederken uyarı mesajını almıştık. Eda'nın mızırdanmaları üzerine elimdeki çatalı masaya fırlatıp "SUS ARTIK!!! Neymiş haksızlık olan şey söylesene?" dedim öfkeyle.

"Bir başkasının köpeği olmak." diyerek aynı öfkeyle bana tepki verdi.

Kahkaha attım uzun ve acınası bir kahkaha.

"Yıllardır başkalarının köpeğiyiz zaten. Neden şimdi garipsiyorsun ki?"

Ben Eda'nın ne demek istediğini gayet iyi anlamıştım. Bir sürünün birbirini anlaması için konuşmaya ihtiyacı yoktu. Her zaman birbirimizin kafasının içindeydik. 

Selçuk oturduğumuz yemek masasından kalkıp  Eda ile benim arama girerek "Cem bu seferki başka. Bu yüz yılda bir olan ve bizlerin hangi sürü tarafından yönetileceği seçilen bir olay." diyerek her an üstüme atlamaya hazır olan Edayı kolundan tutarak sakinleştirdi. 

"Biliyorum ama umurumda değil. Bizi kim yönetiyorsa yönetsin." diyerek çıkıştım Selçuk'a.

"Cem ama sen..."

Hızla ayağa kalkıp Selçuk'un sözünü kestim.

"Ben ne? Ne yapabilirim?" Ellerimi çok hızlı bir şekilde masaya vurmuştum. Tahtadan yapılmış olan masa ikiye ayrılmıştı.
Eda korkarak benden uzaklaştı.

Selçuk yanıma gelip omuzlarımdan tuttu" Lütfen sakin ol dostum. Kötü bir şey demedim. Sadece eğer alfa olarak onu bulursan belki bu sefaletten kurtuluruz." diyerek omuzumdaki elini daha sıkı bastırdı. Gücünü üstümde kullanarak sinirimi bastırmaya çalışıyordu. 

Selçuk'u itip kendimden uzaklaştırdım" Sefalet mi ne varmış ki halimizde
(Zihinden söylüyor)"dedim kollarımı iki yana açarak.

Şimdi sinirlenme sırası daha deminden beri beni sakinleştirmeye çalışan Selçuk'taydı "Ne mi var? Şu halimize bak. Hepimiz karavanda yaşıyoruz. Statü olarak en aşağıda biz varız. Bizler eğitimci olmamıza rağmen betalardan bile beteriz. Bizi bu gerzek ormana attılar ,başımıza  da yeni doğanları atıp resmen bize 'Ayak bağı olmayın.' dediler. Bunu düzeltebilecek bir fırsatımız varken sen elinin tersiyle itiyorsun."

"Eee ne yani burada olmamızın nedeni ben miyim? Hatırlatmak istemem ama yanlış seçim yapıp bütün ailenin geleceğini karartan ben değilim. Betalardan bile aşağıda olduğumuzu  söyledin ama yanılıyorsun. Yanıldığının en büyük kanıtı hala yaşıyor olmamız. Biz bu yüz yılın eğitimcileri olarak doğduk. Her ne kadar bizi istemeseler de bize muhtaçlar. Ben bir fırsatı elimin tersiyle itiyor olabilirim ama senn" dedim Selçuk'a yaklaşarak " Seen...sen..  yeni doğanları elinin tersiyle iterek eğitmenlerin yüzkarası oluyorsun." diyerek omzuna çarpıp onu sendeledim.  Belki bu  dediklerim aklını başına getirirdi.

"Cem öyle demek istemedim. Eğitmen olabilmek için ne kadar uğraştığımı en çok sen biliyorsun." diyerek peşimden söyleniyordu."  Cemm....Cem..nereye?"

●~ASENA~●(Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin