2. Bölüm

1.7K 72 4
                                    

~Cem Kara~

Kulağıma gelen bir çınlamayla arabayı hemen kenara çektim. Neredeyse kaza yapıyordum. Derin bir nefes aldım ve anıdan çıkmaya çalıştım. Uyarı mesajının etkisi gerçekten çok büyüktü. Anıda "KIZIM" diye bağıran kadının sesi hala kulaklarımda. Uyarı mesajları genellikle bizleri bilgilendirmek amacıyla yöneticiler tarafından oluşturulurdu. Ama bu mesaj Asena tarafından bilinçsizce oluşturuluyordu.

Bunu nasıl yapabiliyor bilmiyoruz ama yapıyor.

Selçuk'un da dediği gibi, belki Asena'yı ilk biz bulursak sürüler arasında saygınlık kazanabilirdik. Ama bu biraz zor. Bizi hastalıklı soy olarak görüyorlarken Asena'yı bulsak bile saygı duyulacağımız kesin değil. Bu saygınlık meselesine gelecek olursak 100 Yıl önce doğan Asena, yani "Yasemin Kara" büyük bir devrim başlattı. O yüzyılda bir insanla asla beraber olamazdınız. Ta ki Yasemin Kara, yani büyük büyük babaannem bu kuralı yıkana kadar. Bütün sürülere hakimiyet kurabilirdi, biz de yöneticilerden olabilirdik tabi bir insana aşık olmasaydı.
100 yıl önceye kadar insanlarla hiç bir bağlantımız yokmuş. Her ne kadar insanlar gibi gözüksek de bizler iki ayrı türmüşüz. Yasemin babaannenin bir insana aşık olması her şeyi değiştirip iki ayrı dünyayı birleştirmiş. Böylelikle DNA'larımız değişip gerçek anlamda "Kurt İnsanlar" doğmaya başlamış.

Anlayacağınız Yasemin Babaanne bir Asena olmasına rağmen işimize yaramıyor. Aksine zarar veriyor. Hem saygınlığımıza, hem de DNA'larımıza. Bir çok yeni doğan kurt çocukları, dönüşüm geçiremiyor. Bu da daha çabuk yaşlanmaya neden oluyor. Dönüşemeyenler, kurt özelliklerinden sadece "pırıltı" gücünü alabiliyorlar. Sevgili kardeşim Eda gibi.

Parıltı güçleri; her kurtta vardır. Kişilik özelliklerimizden ortaya çıkar. Eda, güzelliğiyle insanları ve kurtları hipnoz eder .

Yeni doğanlarda şanslıysanız hem kurda dönüşebilir hem de pırıltı güçlerine sahip olabilirsiniz. Aynı benim gibi. Ben hem kurda dönüşebiliyorum hem de pırıltı güçlerine sahibim. Pırıltı gücüm ateş elementi.
Şu anda bile ateşin bütün vücudumu sardığını hissedebiliyorum. Nedeni, arabayı durdurduğumdan beri ormanın derinlerinden gelen anlamlandıramadığım ses.

Sesin ne olduğunu anlamak için kulağımı kabarttım.

Ne olduğunu anladığımda ister istemez tebessüm ettim. Bu bir keman sesiydi ve çalınan parça çok tanıdık geliyordu. Sanki defalarca dinlemişim gibi. Her notada ayrı bir duygum canlanıyordu.

Etrafı kokladım. Kemanı çalan kişinin kokusu direk burnuma süzüldü. Yüzümü, kokuyu alır almaz buruşturdum. Bu bir insan kokusuydu.

Bir insanın bu ormanda ne işi var?

Güçlerimi kullanarak bedenen olmasa da ruhen daha çok yaklaştım. Bütün duyularım keman çalan kişinin etrafında dönüyordu.

Bir kez daha kokladım.

Çiçeksi, şekerli bir parfüm genzimi yakarak geçti. Kemanı çalan kesinlikle bir kadındı.

Burada olmaması gerekiyordu.
Burası bizim bölgemizdi. Anlaşmaya göre tek adım atmamaları gereken yer bu ormandı. Eğitim sırasında karşımıza çıksaydı ne yapardık.

Ben böyle diyorum ama nafile, müziğe kendimi kaptırdım gidiyorum. Kızın hissettikleri ve çaldığı müzik, ruhumun derinliklerine dokunuyor.

Durdu...
Müzik durunca gözlerimi açtım.
Ne ara kapatmıştım ki?

●~ASENA~●(Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin