^" Tamam Eda. Evet. Tamam abicim söylerim ben Cem'e." Telefonda konuşan Ali'ye dönüp acele etmesi için işaret verdim. Hâlâ içeriye girmemiştik kapıda bekliyorduk.
Onlar konuşurken Eda'nın zihninden neden gelmediğini anlamaya çalıştım. Ama engellemişti beni. Ali konuşmasını bitirip;
^"Cem karşim boşuna uğraşma. Ben de denedim görmeyi ama maalesef engel oluyor görmemize."
$"Madem görmemize engel oluyor, beni değil de seni niye aramış?"
^"Ne bileyi abi ya. Kız milleti değil mi!"
$"Hadi neyse girelim içeriye."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ve işte insanların hayalini süsleyen SİYAH SARAY OTELİ.
Dışardan küçük gösteriyor olabilir ama yer altı dünyası bambaşka.
Girer girmez bizi yüksek tavandan sallanan büyük avize karşılıyor.
Ortalıkta kimse yok. Saray boş. Tabi görünüşte. Muhtemelen herkes yer altında.
Yer altına gitmek için sarayda bulunan en büyük tabloyu bulmanız yeterlidir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evet bu tabloydu giriş biletimiz. Neden mi böyle? Buranın sahibi Mr.Bean'e bayılıyor. Ama artık "Asena" olacak sahibi. Bakalım o ne saçmalıklar yapacak.
Ve gizli kapıyı açmanız için yapmanız gereken, o koca buruna basmak. Ali hiç beklemeden tablonun burnuna bastı.
Tablo açılıp, merdiven aşağıya doğru teker teker açıldı.
^"Karanlık. Yine!!!" dedi Ali boğuk ve tek düze sesiyle. Kendince sitem ediyordu.
&"Söylenme de in hadi" biz merdivenlerden inerken, yavaş yavaş sesler yükselmeye başlamıştı.
Uğultular, kahkahalar, bağrışlar gittikçe yükseldi.
Merdivenin sonundaki demir kapıyı açıp içeriye girdik.
