4 Bölüm

1K 58 11
                                        


~~Nisa ~~

Bu karartı bir köpekti ve büyük bir hızla bana doğru geliyordu.  Hayır hayır bu bir köpek değildi. Bu bir kurttu!!

Ben olduğum yerde dona kaldım.
Kurt bana çarpacağı an, kendini tam dibimde durdurdu.

O bana bakıyordu ben ona bakıyordum.
Acaba kaçsam mı?
Kaçarsam saldırır mıydı?

Koklamaya başladı beni. Karşısında tirtir titrerken beni baştan aşağıya kokladı.
Allah'ım sonum böyle mi olacaktı?

Koklaymayı kesince dişlerini göstererek  hırlamaya başladı.
Ne yapacağım şimdi?

%"Hey sen! Sakin ol"
Bu ses kurdun arkasından geliyordu. Vücudum titrerken hiç kıpırdamadan göz ucuyla kurdun arkasına doğru baktım.

Saçları kıvırcık ve sarı olan kız, onunla göz göze gelince eliyle "sakin ol" işareti yaptı. Üstündeki beyaz elbiseyle bir melek gibi gözüküyordu.

%"Korkma sana bir şey yapmayacak." Sakince eğilerek yanıma doğru yaklaşmaya başladı.

Kurda doğru döndü ve
%"Git buradan" dedi.  Gözlerimi fal taşı gibi açıp 'Şaka mısın?' bakışı attım.

Kurdun hırlayan yüzü bir anda değişti ve sanki gerçekten anlıyormuş gibi, somurttu. Dalga geçermişçesine bakıyordu.
Kurt da benim gibi şaşırmış olacak ki, o da 'Ciddi misin?' der gibi bakıyordu.


Kız artık yanıma kadar gelmişti.
Kurtla birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.
Sanki konuşuyor gibilerdi.

Kurt bir anda hırlayıp, kafasını iki yana sallayıp, ormanın derinliklerine doğru ilerledi.

Benim de elim ayağım boşaldı ve kendimi dizlerimin üstüne attım. Nemli toprağı elimle sıkıp derin derin nefes aldım.

Kız bana elini uzatıp;
%"İyi misin? Çok korkmuş olmalısın. "dedi
Kafamı evet anlamında salladım. Konuşamıyordum. Kalbim azımdan çıkacak gibi atıyordu.

Kız bana endişeli gözlerle bakarken o da dizlerinin üstüne çöktü. Elleriyle omuzlarımdan tutarak yüzümü kendisine çevirdi. Ona baktığım anda yüreğim istemsizce huzurla doldu. Vücudunun etrafından beyaz ışıklar yayılıyordu resmen. Bu kız bütün vücudumu uyuşturucu verilmiş gibi rahatlatıyor.
  Gözleri maviydi ama kenarları koyu maviydi. Saçları omuzlarının biraz altında bitiyordu. Sarıydı ve muhteşem buklelere sahipti.
Yüz orantıları da çok güzeldi.
Yani benim gibi cadı değildi.

%"Senin bu saatte ormanda ne işin var? Ben olmasam daha demin başına bir şey gelebilirdi." diyerek beni büyüsünden uyandırdı. 

Bana soru soruyordu ama ben cevap veremezdim. Ben insanlarla konuşamazdım ki.

%"Cevap vermeyecek misin? Tamam dur bak benim adım Eda. Senin adın ne?"

Konuşamıyorum anla be kızım. Ailemden başka kimseyle konuşamıyorum.

%"Bir ismin vardır herhalde demi?"
Kafamı evet anlamında salladım.

%"Hii yoksa konuşamıyor musun sen?"

Kafamı tekrar evet anlamında salladım.

%"Peki gidecek bir yerin var mı?"

Kafamı iki yana salladım. Hayır gidecek yerim yoktu.

%"Tamam, bak burada kalamazsın. En iyisi benimle gel."
Kırılmış olan kemanıma bakıp devam etti.
"Eşyalarını topla. Benim hemen bir telefon görüşmesi yapmam gerek. "deyip benden biraz uzaklaştı.

Ayağa kalkıp kemanımın parçalarını toplamaya başladım.
Göz pınarlarım tekrar dolmuştu.
Ağlaya ağlaya, burnumu çeke çeke topladım eşyalarımı. Beni kurtarmıştı herhalde bir yere kesip atmazdı. Düşünceler halinde eşyalarımı toplamaya bitirdim.

Eda da telefon konuşmasını bitirmiş olacak ki hemen gelip koluma girdi.

%"Kusura bakma. Bir yere gidiyordum da, gelemeyeceğimi söylemem gerekiyordu." gözlerime içtenlikle bakıyordu.

%"Topladın mı bütün eşyalarını?"
Evet anlamında kafamı salladım.

%"Galiba bir şeyi unutmuşsun" deyip yere doğru eğildi. Eline aldığı şey benim küçük defterimdi.

%"Sanırım bunun aracılığıyla insanlarla konuşabiliyorsun. Al bakalım" deyip elime uzattı. Elinden alıp çantama koydum.

%"Hadi gidelim artık. Evim çok uzakta değil. Yorulmayacaksın yani."
Ormanda mı yaşıyordu?? Umarım onunla gittiğim için başıma bir şey gelmezdi.

Koluma tekrar girip, yürümeye başladık.
Ben zaten konuşmuyordum. Yol boyunca o da hiç konuşmadı.

5 dakika sonra tepe gibi bir yere geldik. Tepenin başından sonuna kadar sarmaşıklar akıyordu. Akıyordu diyorum çünkü bir şelale gibi çoktular.

%"Aslında seni buraya getirmemem gerekiyordu. Ama banyo yapman gerek. Her yerin kir içinde."

Burada nerede banyo yapacaktım ki?

Eda birden eliyle sarmaşıkları araladı.

Ben ona şaşkın şaşkın bakarken;
%"Hadi ne bekliyorsun gir içeriye"

Adımı mı attığım an bambaşka bir dünyaya adım atmıştım.
Arkamı dönüp sarmaşıklara tekrar baktım.

İçerden dışarısı çok net gözüküyordu. Ama dışardan asla içerisi fark edilmiyordu.

%"Banyonun yerini göstereyim. Beni takip et. Ayakkabılarını çıkarmayı unutma."

Ayakkabılarımı girişte çıkarıp, Eda'yı çirkin ördek yavrusu gibi takip ettim.
İlk önce kocaman bir garajın yanından geçtik.
Arabalardan anlamazdım ama bu arabalar baya palı ve lükstü.

Ben arabalara hayran hayran bakarken, Eda çoktan uzaklaşmış bir koridora sapmıştı.

Hemen koşup yetiştim.

Beyaz bir kapı açıp içeri girmem için işaret verdi.

%"Duş kısmı duvarın arkasında. Ben sana temiz kıyafetler getiririm."

Burada da sarmaşıklar vardı.

%" Biliyor musun? Şu an şu halinle aynı cadılara benziyorsun. Uzun siyah saçların ve üzerindeki beyaz elbise, sen mükemmel bir cadı olurdun ehehe"

Eda böyle deyince direkt saçlarımı elime alıp bakmaya başladım.
Simsiyahtı. Benim saçlarım siyah değildi ki. Resmen katrana bulaşmıştı saçlarım.

%"Of kızım ya şaka yaptım. Aval aval bakma git yıkan hadi. "deyip beni duşa itekledi. Sonrada dışarıya çıktı.

Banyoda bulunan boy aynasına baktım.
Çok pislenmiştim. Beyaz elbisem bambaşka bir hal almıştı.

Üstümü çıkarıp, duşa girdim. Ilık su vücuduma değdikçe rahatlıyordum.
Yavaş yavaş gerçek saç rengim ortaya çıkmaya başlamıştı. Bütün görünen kirlerimden arındım. Ama hala çıkmak istemiyorum.
Hala pismişim gibi hissediyorum.

Bundan sonraki hayatım nasıl olacak?

~~~BÖLÜM SONU~~~~

Oylar yok mu yaaa?

●~ASENA~●(Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin