Eda, Cem , Ali ve Selçuk bunlar kimdi ve neyi amaçlıyorlardı? İlk tanıştığımdan beri tuhaf şeyler seziyordum zaten. Şimdi bu bulduğum şeylerden sonra ne yapmak istediklerini anlamam gerek.
Casus muydular? Yoksa suikastçı mi? Bu kadar çocuğu ne yapacaklar? Deney mi?
Şimdi aklıma geliyor da bunlar nerden gelmişti buraya? Daha önce hiç görmemiştim ve bir anda karşıma çıktılar. Nerden geldiklerini de hiç sormadım. Salak kafam işte.
Elimdeki belgeye uzun uzun baktım. Çocukların fotoğraflarının bulunduğu sayfaya geldiğimde duygulanmadan edemedim. Hepsi daha çok küçüktü. Bizim yaşlarımızda olanda vardı tabi ama hepsinden masumluk akıyordu.
Başımın ağrısı daha çok yükselince elimdekini bırakıp çekmeceleri karıştırmaya başladım. Çekmecelerden biri kilitliydi. Var gücümle asılarak çekmeceyi açtım. İçinden günlüğe benzer bir şey ve bir kaç fotoğraf çıktı. Fotoğraflara baktığımda hepsi Derya ve Cem'in birlikte olduğu fotoğraflardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hala onu unutamadığı çok belliydi. Bu fotoğraflarda olan gülümsemeleri şu iki gündür hiç görmemiştim.
Oysa vicdansızın gülüşü de pek güzelmiş.
Fotoğrafları bırakıp elime Cem'e ait olduğunu düşündüğüm defteri aldım. Sayfaları hızlıca çevirip ne olduğuna baktım. Düşündüğüm gibi bu bir günlüktü. En son sayfasına gelip tarihine baktım. En son iki hafta önce yazmıştı. Günlüğün ilk sayfasına gelip okumak istedim. İlk sayfada kocaman harflerle İLK DÖNÜŞÜM yazıyordu. İki yıl öncesine ait bir tarihti.Tam okumaya başlayacağım anda büyük bir sesle irkildim. Odanın içindeki guguklu saat büyük bir gürültüyle ötmeye başlamıştı. Saat beşi gösteriyordu. Bir dakika boyunca ötmeye devam etti. Garip olansa sesin sadece bu oda da olmamasıydı. Bütün tepenin içi bu sesle yankılanıyordu.
Saatin ötmesi bittikten sonra rahatlayıp günlüğe geri döndüm.
"NİSAAA NERDESİN?" bu Eda'nın sesiydi.
Kahretmesin dönmüşlerdi ve beni elimdekilerle görürlere işim biterdi.
Edaya hiç ses etmeden elimdeki fotoğrafları ve günlüğü hızlıca yerine koydum. Çekmecesini kapatmaya çalıştım ama kapanmadı. Açarken yanlışlıkla kilidini kırmışım.
Çekmeceyi öylece bırakıp çalışma odasından çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz yere kapaklanmam bir oldu. Önüme gelen beyaz saçlarımı geriye iterek beni düşüren sıvımsı şeye baktım. Bu kandı. Bayılıp kaldığım yerde kan vardı. Nerem kanamıştı ki?
Bir dakika onun öncesinde benim beyaz saçlarım mı var? Elimi saçlarıma götürüp saçıma baktım.
Saçlarım bembeyaz olmuştu. Korkudan çığlık attım. Çığlığımı duyan Eda uzaktan bana bağırmaya başladı. "NİSA GELİYORUM DAYAN"