2/1. Bölüm:

153 7 1
                                    

Selam papatyalarım. İkinci kitabın ilk bölümü geldiiii.

Bu satırları papatyalarla doldurabilir miyiz ? 🌼

Ve son olarak okumaya başladığınız tarihi ve saati yazarsanız sevinirim iyi okumalar😘🌼.

1.bölüm: " PİŞMAN MI?"

Bazen kırıldığımız anlar olur. Sevdiklerimize karşı, o an kırıldığımızda bir daha affetmemeye yemin ederiz. Ama yemin ettiğimiz halde biliyoruz ki o kişiyi affedeceğiz. Bunu bile bile neden yemin ediyoruz hiç düşündünüz mü? Ben düşünmedim. İnsan o an ki ruh haline göre hareket ediyor, bu yüzden bi anlık karar veriyoruz. Bende öyle yapmıştım, yemin etmiştim...

Şimdi ise o kadar pişmanım ki yemin ettiğime anlatamam. Camın kenarında oturmuş onu izliyordum. Biliyordum hala çok kırgınım, kızgınım ama affedecektim onu biliyorum. Sorun değildi ben onun tarafından kırılmaya da incinmeye de alışıktım, seviyordum. Onu izlerken affetmemekte hata mı ediyorum diye düşünüyorum çoğu zaman. Çünkü gözlerimin önünde çürüyordu görebiliyordum. Ama artık dayanamıyordum gözlerimin önünde çürümesine. Affetmek istemesemde izin vermemeliydim bu halde olmasına.

Kar yağıyordu bütün kusursuzluğuyla bulutlardan aşağıya süzülüyordu kar taneleri. Kış mevsimini kendimi bildim bileli çok sevmişimdir. Şu an sevmiyorum çünkü sevdiğimin üstüne yağıyordu.

Kapım tıklatıldığında kendimi bozmadan hala onu izliyordum. Gelen kişi kapıyı açıp yanıma geldi. Kimin geldiğini kokusundan anladım. Ama dönüp bir kere bakmadım çünkü gözlerimi alamıyordum ondan.

Abim "nasılsın bebeğim" dediğinde bir süre düşündüm. Nasıldım? Bunu bende bilmiyordum. Arkadaşlarım tarafından ihanete uğradım, ve sevdiğim kişi tarafından. İyi miydim? Hayır. "İyiyim" diye geçiştirdim. Abim arkama geçip kollarını belime sardı. Ağlamak istiyordum. Her gün,her saat, her dakika. Neden bilmiyordum. Başımı omzuna yasladım. "Pişman mı?" Diye sordum. Oda benim kadar kızgın, kırgındı. Ama beni üzmemek için bir şey olmamış gibi davranıyordu. Kısık bir sesle. "Çok pişman" dedi abim. Göz yaşım bu anı beklercesine aktı yanaklarımdan aşağı. Burnumu çektim. Abime döndüm. "Bende pişmanım" dedim. "Ona güvendiğim için, onun İÇİN üzüldüğüm için. Çok pişmanım." diye devam ettim küçük bir tebessümle. Abim sıkıcı sarıldı. Buna ihtiyacım vardı. Tek abim vardı beni anlayan, belki de seven.

Abim "Her göz yaşın aktığında canımdan can gidiyor ağlama" dediğinde hemen göz yaşlarımı sildim. Onu üzemezdim benim için yaptığı onca şeyden sonra. Ondan ayrılıp gülümsedim. "Ağlamıyorum kii" dedim. Güldü. "Yemek hazırladılar gel hadi" dedi kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Aç değilim" dediğimde kafasını salladı. Arkasını döndü yürüdü kapıdan çıkacağı anda "ona yemek verin acıkmıştır" dedim. Durdu. Bana döndü "tamam veririm" diyip gitti. Tabi ki de o vermeyecekti. Ne kadar tepkisiz dursa da ona çok kızgındı.

Merak ediyorsunuz dimi "o" diye bahsettiğim kişiyi. O kişi Berk. Evet Berk. Aylardır onu affetmem için kapımın önünden gitmiyor. Ne kadar abimlere ona gitmesini söyleyin desemde dinlemiyordu, gitmiyordu. Şu an kar yağıyordu hava çok soğuktu ve sadece ceketiyle kaldırımda oturuyordu. Az sonra Ediz gitti yanına elinde tepsiyle yemek götürdü. Sanırım Berk konuşmuyordu, Ediz tepsiyi yanına bırakıp geri eve döndü. Berk tepsiye bakmadı bile. Artık canıma tak etmişti. Üstüme montumu geçirip aşağı indiğimde herkes masada oturmuş kahkahalarla gülüyorlardı. Abim ve Pamir hariç. Benim geldiğimi gördüklerinde sustular. Abim yanıma gelip "nereye noldu?" Diye sordu. Bu sıra da Pamir'de ayağa kalkmıştı. Masadekilerden gözlerimi çekip abime baktım.

"Bir şey olmadı bana montunu verir misin? Artık orada öylece oturmasını istemiyorum" dediğimde tepki vermeden montunu verdi. Dışarı çıktığımda havanın gerçekten de soğuk olduğunu gördüm. Hasta olmuştu emindim. Korumalara kapıyı açmasını söylediğimde hemen açmışlardı. Hava soğuk olduğu için hızlı olmaya çalışıyordum Berk kapının sesini duymuş olmalıydı ama bakmamıştı. Tam önünde durduğumda hemen bakışlarını yüzüme çevirdi. Sanırım benim geldiğimi anlamıştı iyi de nasıl? "A-Ada" dedi kısık sesiyle.

"Eve gel" diyip arkamı döndüğümde "yapamam" dedi. Olduğum yerde durdum. Ne demekti şimdi bu. Aylarca kapımda yatıp gelmemekte neyin nesiydi? "Anlamadım?" Dediğimde kafasını yerden kaldırıp bana baktı. "Sana o kadar acı yaşattım, hayal kırıklığı yaşattım. Her şey bitmiş gibi o eve gelemem, yapamam Ada" dediğinde ağlamak üzereydim. Ağlamamak için bakışlarımı yukarıya çevirdim.

"Her şeyi bir çırpıda atacak değilim. Sadece burada kalmanı istemiyorum anladın mı şimdi itiraz istemiyorum ve sen eve geliyorsun. Eğer gelmezsen bir daha asla yüzümü göremezsin" diyip kapıdan içeriye girdim. Biliyordum gelecekti. Belki bencillik ettim ama gelmesi için bunu yapmam gerekiyordu. Evin içine girdiğimde herkes suspus olmuş salondaki koltuklarda oturuyorlardı. Ben ayakta dikilip kapıya döndüm bekliyordum onu. Çok geçmedi sadece iki dakika sonra kapıdan içeri girip evi süzdü. Herkes ayaklanmıştı abim hariç. Herkesle sarıldı Berk sıra sıra. O sıra da ben de abimin yanında oturuyordum.

"Melisa" diye seslendim mutfağa. Hemen yanıma gelip "buyrun Ada Hanım" dedi. Evimizde ki yardımcıydı Melisa. "Nane-limon kaynat ve yemeklerden birer tabak masaya koy hızlı ol" dediğimde başıyla onaylayıp mutfağa geçti.

Abim "Otursanıza ne dikiliyorsunuz" dedi net bir ses tonuyla. Herkes oturmuştu ama Berk oturmamıştı abime bakıyordu sanki onay bekliyordu. Abim bunu fark etmiş olacak ki ona bakıp "otur" dedi.

Oturdu.

Bir kaç dakika kimse konuşmadı ayağa kalktım karşısına geçtim. "Bir duş al kıyafet vereceğim sana, beni takip et" dediğimde kafasını salladı. Yukarıya ortak banyonun önünde durdum. "İçeride ki dolapta temiz havlu var çıktıktan sonra çaprazdaki odaya gir ben sana kıyafet vereceğim" diyip arkamı döndüm. Tam yürüyordum ki "Ada" dediğinde durdum. Ona döndüm "teşekkür ederim" dedi. "Niçin" diye cevap verdim. "Her şey için"

♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️

Saatler geçmişti Berk duş almış, yemeğini yemişti. O kadar zayıflamıştı ki görmeye dayanamamıştım. Şimdi bir misafir odasında uyuyordu. Bende yatağımda huzursuzca bir sağa bir sola dönüyordum. Uyuyamıyorum her gece olduğu gibi. Neden uyuyamıyordum ki? Güvendeydi işte evimdeydi. Dayanamayıp odamdan çıktım onun kaldığı odanın önüne geldiğimde durdum. Bir kaç dakika düşündüm girsem mi diye. Sonra yavaşça kapıyı açtım. Yüzü bana doğru dönmüş uyuyordu. Yanına gittim, yüzü çökmüştü. Sol elimi yanağına koydum usulca gözümden bir damla yaş onun yanağına düştü. Göz yaşımı sildim.

"Seni o kadar çok özledim ki anlatamam sana. Beni çok kırdın, çok üzdün ama ben seni hala özlüyorum. Seni affetmek istiyorum ama biraz zamana ihtiyacım var. Seni hala çok seviyorum. Neyse bunları duymuyorsun zaten, iyi geceler sevgilim" diye konuştum kısık sesle. Elimi yanağından çekip odama geri döndüm. İlk defa bu gece ağlamadan huzurlu bir şekilde uyudum.

♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️

Yeniden selam sevgili okuyucularım. Nasılsınız? Uzun zaman oldu bölüm atmayalı ve heyecanlıyım. Yorumlarınızı çok özledim. Bu ilk bölüm olduğu için biraz kısa oldu sizi bekletmek istemedim. Ama ikinci bölümde telefi edeceğim.

Şimdi gelelim bölümümüze nasıldı beğendiniz mi? Ve evet Berk ölmedi, Berk'i öldüremezdim bunu yapamazdım. Hazır değildim. O yüzden burdan devam ediyoruz.

Bölüm ile alakalı olumlu olumsuz lütfen yorum yapın gerçekten ihtiyacım var .

Ah az kalsın unutuyordum kitabın kapağını değiştirdim. Ve ilk defa bu kapağı ben yaptım bence güzel oldu içime sindi sizce nasıl olmuş?

Yeni bölümde görüşmek üzere oy vermeyi unutmayın.

Sizleri seviyorum papatyalarım🌼♥️

ÖZEL ALTINTAŞ KOLEJİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin