Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım.
Keyifli okumalar.
Yağmur yağıyordu şimşeklerle, gök gürültüleriyle. Sanki... Sanki her şeyi örtbas etmek istiyordu. Bütün kötülükleriyle örtbas etmek istiyordu.
Berk'in yanına gittiğim de elinde ki silahı gördüm. O kadar korkmuştum ki ona bir şey olacak diye... Biraz daha yaklaştığım da yerde yatan adamı gördüm. Kanlar içinde... Korkuyla Berk'e baktım. O da bana bakıyordu. Sanki tepkilerimi merak ediyordu.
Berk "A-Ada bunu ben yapmasaydım o bana yapacaktı" dediği şeyle yeniden korku içinde ona geri döndüm. O yapmasaydı adam ona yapacaktı. Ona sıkıca sarıldım.
"Çok korktum" dedim fısıltıyla. "Sana bir şey oldu diye çok korktum" diye devam ettim. Kokusunu içime çektim. O da çekti. Orada yağmurun altında birbirimize sarılmış duruyorduk. O sıra da diğer adam yerde yatan adamı kucaklayıp götürüyordu.
"Bunla-" dediğim de parmağını dudaklarıma bastırdı. Konuşmamı istemiyordu, konuşmak istemiyordu. Hemen eve girip odasına çıktı onu takip ettim. Ellerinde ki kanları temizlemeye çalışıyordu. Ona baktığım da gözünden yaş dalmadığını gördüm. Ellerini o kadar sert temizlemeye çalışıyordu ki, tiksinerek yıkıyordu. Ama beceremiyordu. Yavaşça elimi eline koyup diğer elini uzaklaştırdım.
"Tamam sevgilim geçti" dedim sakince. Ellerini yavaşça yıkayıp kuruladım. Sonra onu yatağa yatırdım. Üstünü örtüp gidecekken elimi tuttu.
Berk "Benimle kalsan" dedi. Gülümseyerek kafamı salladım. Yanına yattığım da kafasını göğsüme koyup derin bir nefes aldı. "Bana masal anlatır mısın?" Dediğinde gülümsedim.
"Anlatırım" dedim. Biraz düşündükten sonra bulduğum hikayeyi anlatmaya başladım.
"Bir varmış bir yokmuş. Bir tane kız yeni bir okula başlamış. Sınıfını bilmediği için müdürün odasını aramaya başlamış. Merdivenlerden çıkarken duvara çarpmış. Kafasını kaldırdığında duvara değil bir tane çocuğa çarptığını görmüş" diyip durduğum da kahkaha attı. Bende güldüm.
Berk "Demek duvar ha" giyince parmağımla onu susturdum. Derin bir nefes alıp devam ettim.
"Yere düşeceklen refleks olarak Çocuğu da tuttuğu için üstüne düşmüş. Kız zar zor da olsa çocuğun üstünden kalkmış. Müdürün odasını sorduğunda çocuğun işaret ettiği yere doğru gitmiş. Müdürün odasına girdiğinde çarpıştığı çocukta gelmiş. Müdürün oğlu olduğunu öğrenen kız şaşırmış ama belli etmemeye çalışmış. Müdür oğlunun kızı sınıfa götürmesi için görevlendirmiş. Sınıfa giderlerken bir çocukla karşılaşmışlar. Çocuk kıza asılmaya çalışmış ama müdürün oğlu buna izin vermemiş. Yanında ki çocuğa 'o benim' demiş kız ilk sevinse de sonra kendini toparlayıp kendine gelmiş. Çocuğa hesap sorduğunda onu kurtarmak için söylediğini söylemişti. Ve daha sonra 'zaten benim tipim değilsin' demişti. Kız buna çok sinirlenmişti ona dönüp 'asıl sen benim tipin değilsin bay ego yığını' demiş ve sınıfa girmişti."
Bizim hikayemizi anlatmıştım. Baştan sona olmasa da anlatmıştım işte. Bizim hikayemiz...
Berk'e baktığım da uyuduğunu gördüm. Bana sıkıca sarılmıştı. Bende ona sıkıca sarılıp uykuya dalmaya çalıştım.
Uyandığım da saat gecenin 3'ydü. Berk'in yanından kalkıp odasında ki balkona çıktım. Benim balkonum kadar büyük değildi ama balkondu işte. Derin bir nefes alıp bugün olanları düşündüm. Berk'i suçlayamıyorum. Çünkü o adamı Berk vurmasaydı o adam Berk'i vuracaktı. Bu düşünce beni kötü hala soksada bunu düşünmek zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ALTINTAŞ KOLEJİ
RandomHiç istemediğiniz bir şehire, okula götürülseniz ne hissedersiniz? Babanızın işleri yüzünden doğup büyüdüğünüz şehirden ayrı kalacaksınız ne yapardınız? Babanızla mı giderdiniz yoksa tek başınıza mı kalırdınız? Ama Ada'nın böyle bir seçeneği yok çü...