2.Bölüm: Ukala

1.5K 51 25
                                    

Multimedya da Berk ALTINTAŞ var.

Bugünden itibaren yeni bir hayat yeni bir okul bekliyordu beni. Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Yeni arkadaş edinmeyi de düşünmüyordum. Zaten benim arkadaşlarım vardı.

Doğup büyüdüğüm şehirde...

Deniz'in bir yanı mutsuz bir yanı mutlu. Neden mutlu olduğunu hala çözemedim.

Sanırım tek ben istemiyordum İstanbul'a gitmeyi.

****
2 buçuk 3 saat sonra kalacağımız villaya geldik. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hiç bir zaman bunla övünen bir aile olmamıştık. Bunun için çok seviniyordum.

Eve gelip yerleşmiştik. Saat 14:28 i gösteriyordu. Bugün pazar olduğu için Deniz beni ikna edip dışarı çıkarmıştı. Alışveriş yapıp eve geri döndüğümüz de saatin çok geç olduğunu anladım.

Hemen odama gidip uyudum.

Annem "Ada hala uyuyorsun kalk artık. İlk gündem okula geç kalacaksın" okula zamanında yetişmek isteyen var sanki.

Annemi daha fazla sinir etmeden banyoya geçip rutin işlerimi hallettim. Kıyafetleri mi giyerken telefonuma mesaj gelmişti.

Okul serbest kıyafete izin verdiği için çizgili tişört ve şort giymiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okul serbest kıyafete izin verdiği için çizgili tişört ve şort giymiştim. Varla yok arasında makyaj yapıp telefonumu elime aldım. Pamir'den mesaj vardı.

Pamir "napıyosun bakalım, umarım okula gitmeyeceğim diye inatlaşmıyorsundur." Ah beni ne kadar da iyi tanıyor.

"Hazırlanıyorum çıkıcam şimdi ve tabi ki çok istesem de gitmeyeceğim diyemiyorum ben geç kakıyorum ben seni arayacağım Pamir'ciğim öptüm." Yazıp telefonu çantama alıp aşağı indim.

Tabi ki merdivenlerden düştüm.

"Bıktım sizden artık bıktım" diye bağırdım.
Arkada annem babam ve Deniz Halime gülüyorlardı.

Babam " okulunuzun aldı ALTINTAŞ KOLEJİ kızlar" dedi

"Merak etmiyorduk aslında"dedim ve annem hemen atladı;

" Kızım yapma böyle sizin iyiliğinizi istiyoruz"

"Anne emin ol bizim iyiliğimizi isteseniz şu an burda değil Antalya'da olurduk" diyip kapıdan çıktım. Arkamdan da Deniz çıktı.

Okula bizi şoförümüz Hasan abi bırakıyordu. Aslında yürüyerek gidecek kadar yakınmış ama biz yorulmamayı tercih ettik.

"Sınıfını biliyor musun Deniz" diye sordum

Deniz "evet 10B senin ki ne" dedi. Ama ben bilmiyordum sınıfımı.

"Ben bilmiyorum müdürden öğrenirim sana mesaj atarım" dedim kafasını salladı.

Ve yeni okulumuza gelmiştik. Önünde kocaman ALTINTAŞ KOLEJİ yazıyordu. Saate baktığımda 5 dakika geç kaldığımızı gördüm.

Deniz "geç kakıyoruz ben gittim yazmayı unutma" diyip gitti.

Bense hiç koşmadan yavaş yavaş yürüyordum. Telefonumla uğraşarak merdivenleri çıkıyordum. Son basamağa geldiğimde birisine çarpmamla yere düşecektim. Refleks olarak çocuğa tutunduğum için o da benim üstüme düşmüştü. Uzun boylu kahverengi saçlı(aralarda sarı da var) piercing takmıştı.

Hiç sevmem ama ona çok yakışmıştı bide iki kulağında da küpe vardı. Çok yakışıklı.

"Afedersin refleks olarak seni de çektim" dedim . Hala üstümden kalmamıştı.

"Üstümden kalkabilirsin" dediğimde sanki kendine gelmiş gibi oldu.

"Ben kalkmak istemiyorum onu napıcaz" dedi. Ukala şey. İttirmeye çalıştım ama kıpırdamıyordu.

"Kalk be üstümden" diyip hızla ittirdim bu sefer çekilmişti. Üstümü düzenleyip ona baktığımda sırıtıyordu.

"Komik bir şey mi var" diye sordum.

"Yo üstünü düzeltirken bile bana bakıyordun ya ona gülüyorum" ah kahretsin farkında bile değildim.

"N-ne bakması be" dedim. Kekeledim mi ben olamaz.

"Güzelim biliyorum çok karizmatik, yakışıklı biriyim ama bu kadar belli etmeseydin keşke"dedi sırıtarak. Egoya bak ya Allahım.

"Üf uzattın müdürün odası nerde" diye sordum. Eliyle işaretlediği yere doğru gittim. Kapıyı çaldım içeri girdiğimde beni tanıyormuş gibi güldü ve

"Hoşgeldin Ada'ydı dimi ismin baban gelmeden önce aradı ordan biliyorum" dediğinde gülümsemeye çalıştım ama tabi ki başaramadım.

"Sınıfımı öğrene bilir miyim acaba" diye sordum.

"Tabi ki hemen bakıyorum... 11A dasın canım" dediğimde kapı açıldı. İnsan bi kapıyı çalar. Biraz önce ki çarpıştığım çocuk. Müdüre '11A nın nerde olduğumu bilmiyorum' der gibi baktım o sırada;

"Baba beni çağırmışsın" dedi. Ne baba mı?

Müdür "Berk'cim arkadaşın Ada yeni geldi sizin sınıfınızda onu götür müsün" hayır ya bu çocukla aynı sınıfta olmak istemiyorum.

Berk "tabi ki babacım seve seve" sırıtıyor muydu o offf.

Kapıdan çıktığım da onu bekledim o da çıktıktan sonra önde o tam arkasında ben duruyordum. Birden durunca görmediğim için ona çarptım.

"Öf aniden durulur mu be" dedim
Tanımadığım çocuk;

"Oo güzellik yeni mi geldin"diyip bana yaklaştı ama Berk onu ittirdi.

Berk "geri bas Berkay ona dokunamazsın o benim" o benim mi? Ne alaka acaba?

Berkay "tamam abi ya gittim" diyip gitti.

"O benim ne demek ya" diye sordum.

Berk " ümitlen me sana dokunmasın diye öyle dedim. Sana bakmam ben tipim değilsin " diyip yürümeye başladı.

"Asıl ben sana bakmam Bay ego yığını" diyip önümüzde ki sınıfın kapısını çaldım.

*******
Merhaba yeni bölümle karşınızdayım.

Bölümü sevdiniz mi?

Ve lütfen okuduğunuz da oylamayı unutmayın. Bir sürü kişi okuyor ama oylamıyorsunuz.

Emeğe saygı lütfen.🙏

Bir sonra Kİ bölümde görüşmek üzere.

❤️❤️❤️

ÖZEL ALTINTAŞ KOLEJİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin