Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım.
Keyifli okumalar.
********
Ada'nın Ağızından:
Aile ne demek şimdi anlıyordum. Meğerse abim hariç benim ailem beni sevmiyordu. Kardeşim.... o beni herkesten çok seviyordu. Değer veriyordu. Ama ben onun sevgisine değerine karşılık veremedim. Onu çok seviyordum bunu biliyordu ama insan kendini suçlamadan da alı koyamıyordu.
Şimdi gerçek ailemi bulmuştum. Bir odada durmuş birbirimize sarılıyorduk. Meğersem annem babam bana hiç değer vermemişti. Abim hakkıydı onların da hakkı vardı. Artık ezilmeyecektim onların karşısında. Dimdik duracaktım. Hayata karşı aileme karşı.
"Ay tamam yapış yapış olduk ben üstümü değiştireceğim. Bu arada yemek yapmıyorsunuz Berk'le biz yapacağız. Alışveriş yaptığımız günü unuttun mu canım?" Dedim sırıtarak. Berk unutmuş gibi elini alnına dayadı.
Berk "Tamamen aklımdan çıkmış. Neyse hazırlarız bebek" dedi ve güldü. Karşılık verdim.
Odama girip kapımı kapattım ve o eşsiz manzaranın tanıdı çıkardım bir kaç dakika. Hava sıcaktı ama esiyordu. Balkonuma masa sandalye almaya karar verdim. Üşüdüğü mü fark ettiğimde içeriye girdim ve dolabımdan renkli bir eşofman ve göbeği açık pembe bir tişört çıkardım. Hızlıca giyinip odadan çıktım. Aşağı indiğimde hepsi kendini bir köşeye atmıştı. Abimin yanına geçecekken Berk belimden kavrayıp beni kucağına oturttu. Şaşkınlıkla bakıyordum.
"Berk abim burda" dediğimde unutmuş gibi abime baktı ve sonra güldü. Elleri çözüldüğünü tanına geçip oturdum bana yaklaşıp.
Berk "Unutmuşum" dedi gülerek.
Gülüşünü sevdiğim...
Duru "eee gençler açıkmadınız mı? Beni soracak olursanız ben Her zaman olduğu gibi açım" dedi hepimiz kahkaha atarken Berk birden ayağa kalktı. Şaşırarak baktım.
Berk "Benimle yemek yapmak ister misiniz leydim?" Diyip elini uzatınca güldüm.
"Her ne kadar kötü yemek yapsan da sana yardım edeceğim prensim" diyip elini tuttum ve gülümsedim abime baktığım da yüzü asılmıştı. Bize dönüp.
Abim "Lan zehirlemeyin bizi" diyince hepimiz abim hariç kahkaha attık. Abim anlamamış gibi etrafa bakıyordu.
"Lafın gelişiydi abicim o" diyip Berk'i arkamdan mutfağa doğru sürüklemeye başladım.
Mutfağa girdiğimizde abim köşeye geçmiş sessiz bir şekilde telefonla konuşuyordu.
"Sevgilim sen malzemeleri çoksa ben geliyorum" dedim gitmek için döndüğümde Berk beni tuttu.
Berk "bir şey mi oldu güzelim?" Diye sorunca kafamı 'hayır' anlamda salladım.
"Abime bir şey diyecektim yeni aklıma geldi" diye geçiştirdim. Mutfağa geçip sağ taraftaki duvara yaslandım ve dinlemeye başladım.
Abim "sana hesap vermek zorunda değiliz" diyordu karşı tarafın kim olduğunu biliyordum aslında ama emin değildim.
Abim "anne yeter artık bıktım senden. O babam olacak adama da söyle bizi bulmaya çalışmasın" diyip telefonu kapattığını duydum.
Babam abimi hiç sevmezdi fakat buna rağmen abim hep babamı sevmişti. Babamın abimi neden sevmediğini bilmiyordum. İnsan çocuğunu sevmez miydi?
Yürümeye kalkışınca duvara yaslanmış bir şekilde önüne geçtim.
"Ne diyor?" Diye sordum. Biraz şaşırmış gibi olsada bozuntuya vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ALTINTAŞ KOLEJİ
DiversosHiç istemediğiniz bir şehire, okula götürülseniz ne hissedersiniz? Babanızın işleri yüzünden doğup büyüdüğünüz şehirden ayrı kalacaksınız ne yapardınız? Babanızla mı giderdiniz yoksa tek başınıza mı kalırdınız? Ama Ada'nın böyle bir seçeneği yok çü...