Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım.
Keyifli okumalar.
***
1 Hafta sonra:
Tam bir hafta olmuştu. O yoktu. Biliyorum işi vardı ama onu çok özlemiştim. Ona sıkıca sarılmayı, kokusunu içime çekmeyi... Ona kızmıyordum. Bana anlatmadığı şeylerin bir sebebi vardı biliyordum. Her gün defalarca arıyordum. Açmıyordu. Olsun hiç umudumu kaybetmeden bir kez daha arıyordum, bir kez daha.... Ona kırgındım ama kırgın olmamın tek sebebi onu özlenemdi. Ona bir şey oldu mu? Bilmiyorum. Tek bildiğim ona bir şey olursa yaşayamayacağım...
Berk'le birlikte Pamir, Ateş ve Ediz'de yoktu. Onlarda telefonlara cevap vermiyorlardı. Bu bir hafta boyunca odamdan hiç çıkmamıştım. Doruk'lar hala burdalardı. Bana ve diğerlerine destek oluyorlardı. Hiç kimseyi odama sokmuyordum sadece abim gelip gidiyordu. Bana yemek getiriyordu ama ben yemiyordum. İki üç günde bir yemek yiyordum ama yemek yemekten sayılır mı bilmiyorum.
Yatağım da yavaşça gözlerimi açtım. Yine onsuz bir sabah... Kalkıp banyoya gittim duş alıp üstümü giyindim. Balkona çıktığım da bizimkiler havuza giriyorlardı. Beni görmüyorlardı çünkü sandalyede geride oturuyordum. Kapımın açıldığını duyduğum da kafamı kapıya doğru çevirdim. Abim gelmişti, elinde bir tepsiyle. Umutsuzca baktım. Aslında her kapım açıldığında Berk'in geldiğini düşünerek oraya bakıyordum. Artık bakmanın anlamı da yoktu. Yavaşça yanıma gelip tepsiyi masaya koydu ve karşımda ki sandalyeye oturdu.
Abim "Artık bir şeyler ye Ada lütfen abicim ben de üzülüyorum ama yemek yememen bunu değiştirmez" haklıydı belki değiştirmez ama kendimi böyle daha iyi hissediyordum. Hiç bir şey söylemedim sessizce denizi izledim.
"Ben biraz sahilde yürümeye gidicem. Merak etmeyin ve peşimden de gelmeyin" diyip ayaklandım
Üstüme göbeği açık bir tişört altımda da şort vardı. Sadece telefonumu alıp evden çıktım. Kaç gündür sanki nefes alamıyormuş gibi hissediyordum. Çünkü kalbimden bir parça eksik. Yanımda değil... Tam bir hafta. Bir haftadır ne yaptığını bilmiyordum. Yaşıyor mu onu bile bilmiyordum. Korkuyordum. Tek yaptığım şey zaten korkmak..Sahile geldiğimde banka oturmaya başladım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp geri verdim. Birisi yanıma oturduğu için gözlerimi açtım. Kafamı sola çevirdiğim de 12-13 yaşlarında bir kız oturuyordu yanımda ve ağlıyordu. Kaşlarımı çattım.
"Neden ağlıyorsun?" Diye sorunca gözlerimin içine baktı. Sanki kendimi görüyordum. Küçücük bir gülümseme oluştu yanaklarında.
"4 yaşımdan beri yanımda olan çocuğa aşık oldum" dedi ilk gülümsedim. Bu çok güzel bir şeydi. Ama neden ağlıyordu? Tam soracaktım ki yeniden başladı söze. "Sanırım o da beni seviyor ama gitmesi gerekti. Yanımdan ayrıldı. Bir kere bile seni seviyorum diyemedim" dedi. Bana döndüğümde çenesiyle beni işaret edip "Sen neden ağlıyorsun?" Diye sorunca ağladığının yeni farkına vardım. Hemen göz yaşlarımı sildim ve ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ALTINTAŞ KOLEJİ
SonstigesHiç istemediğiniz bir şehire, okula götürülseniz ne hissedersiniz? Babanızın işleri yüzünden doğup büyüdüğünüz şehirden ayrı kalacaksınız ne yapardınız? Babanızla mı giderdiniz yoksa tek başınıza mı kalırdınız? Ama Ada'nın böyle bir seçeneği yok çü...