Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım.İyi okumalar dilerim.
O kadar yorgun hissediyordum ki. Anlatamam. Sırf Berk için gidiyordum. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Ve hafif ama çok hafif bir makyaj yaptım. Aynaya baktığımda makyaj bile çökmüş suratımı düzeltemiyordu.
Üstümü giyinmek için dolanımı açtığım da ne giysem diye düşünüyordum.
Beyaz şort ve bordo şık bir şoför kollu alıp giyindim. Ayakkabı olarak topuklu bot giydim. Şimdi tek şey annemlerden izin almak olacak. Hemen odamdan çıktım ve merdivenlerden iniyordum. İnerken merdivenlere bakıyordum ki düşmeyeyim diye. İnmeden önce;
"Anne ve baba lütfen izin vermeden önce beni bi di-" dediğimde kafamı kaldırıp annemlere baktım ama Berk'te buradaydı.
Berk "Ben izin aldım hadi gidelim" dedi ve sırıttı.
"Zor oldu mu?" Ciddi şekilde sormuştum. Çünkü gelemiyordum. Kafasını 'hayır' anlamda salladı. Kapıdan çıkınca beni durdurdu.
Berk "İçer de söyleyemedim ama çok güzel olmuşsun" dedi gülmeye çalıştım. Ne kadar olmasa da.
"Her zaman ki halim canım" dedim alay ederek. Gülümsedi. Arabaya bindik ve bir barın önüne geldik. Ama bilin bakalım şu an kim burada? Gazeteciler...
"Hayır ya bunları hiç kaldıramayacağım" dedim gazetecilere bakarak.
Berk "Tamam bir şey söylemeden geçeriz yorgun olduğunu biliyorum ama biraz gülümsemeye çalış sevgilim" dedi gülerken. Tamam diyip arabadan indik. Bütün gözler bizim üstümüzdeydi.
Gazeteci "Berk bey nasıl tanıştınız?"
"Ada hanım ilişkiniz nasıl gidiyor?"
"Ne zamandır birliktesiniz?" Gibi bir sürü soru daha sadece gülümsüyorduk. İçeri girdiğimde derin bir nefes aldım ama bu iğrenç sigara kokusunu çekmek zorunda kaldım içime.Eymen "Hoşgeldiniz çifte kumrular" dedi sevinçle. Gülümsedim. Pardon çalıştım.
Gözleri mi etrafta gezdiriyordum ve Derin'i gördüm o da beni görünce bana doğru gelmeye başladı. Bu halimle hiç çekemezdim. Konuşmasına izin vermeden.
"Benle muhattap olma şu an hiç çekemem seni" diyip başka yere çektim bakışlarımı.
Derin "Aslımda özür dileyecektim" dediğinde hızla başımı ona doğru çevirdim. Berk'e baktığım da o da şaşkınca bakıyordu. "Yani sen sonuçta en yakın arkadaşımın sevgilisisin sana kötü davranmamalıyım o yüzden özür dilerim" dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim. Nedense bu özür çok içten gelmişti.
Geri kalan saatlerde eğlenmiştik. Pardon eğlenmişlerdi. Çünkü ben sadece bir köşede oturup içiyordum. Herkes masadaydı ama gülerek bir şeyler konuşuyorlardı. Onları dinlemiyordum. Berk'e dönüp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ALTINTAŞ KOLEJİ
RandomHiç istemediğiniz bir şehire, okula götürülseniz ne hissedersiniz? Babanızın işleri yüzünden doğup büyüdüğünüz şehirden ayrı kalacaksınız ne yapardınız? Babanızla mı giderdiniz yoksa tek başınıza mı kalırdınız? Ama Ada'nın böyle bir seçeneği yok çü...