♣8.8♣

104 6 9
                                    

Herkese mirabaaa! Mutlu huzurlu bir güne uyandım diyemem çünkü yirmi dört saattir uyudum diyemeyeceğim ama hala zıpçık gibiyim.

Medyada bizimkiler var! Şarkıyı da muhtemelen herkes biliyordur zaten!

Öhööm öhüm şey oy mu versek başlamadan... Yok valla ben unuttuğunuzu biliyorum... Tamam ya okuyun da verin ama... Ama verin tamam mı! 🥺

*** *** *** *** ***

Benim hayatım gömülü umutlarla dolu bir mezarlık.

L. M. Montgomery

*** *** *** *** ***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*** *** *** *** ***

Apar topar yerinden kalkıp her yeri talan etmeye başlamıştı. Annesinin bazanın altına sakladığı her şeyi yere döküp teker teker bakarken gürültünün haddi hesabı yoktu. O zamanlarda bir şeyler yazdığını biliyordu. Çünkü yazmayı öğrendiği andan itibaren hep bir günlüğü olmuştu. Yazmıştır. Mutlaka bir yere bu anıları karalamıştır. Yazmış olmalıydı.

"Nerde bunlar? Nerde, çıldıracağım artık ya! Anne! Anne!"

Medine, kızının ona seslendiğini duyunca apar topar telefonu kapatmış Katre'yle birbirlerine bakıp Melike'nin odasına koşturmuşlardı. Odaya girdiklerinde şaşkınlıktan Melike'ye bile bakmamışlardı. Oda, oda kılığından çıkmıştı. Her yer birbirine girmiş bu karmaşanın içinde de Melike oturmuş bir şeyler söylüyordu.

"Melike buranın hali de ne?"

"Anne, sen bırak şimdi bunları ben düzeltirim. Sen bana günlüklerimin nerede olduğunu söylesene! Nereye koydun onları?" Medine 'ne günlüğü' serenatlarına başlarken "Anne, söyle şunu!" diye bağırmıştı Melike istemsizce.

"Bilmiyorum Melike, en son seninle birlikte kutulara yerleştirdik sonra da sen İzmir'e gittin işte! Seninle koyduk ne koydursak!"

Bu hiç iyi değildi. Melike ne yediğini bile unutan insandı. Bunu nasıl hatırlayacaktı. Sinirleri daha da gerilmişti. Şimdi ne yapacaktı?

"Tamam anne özür dilerim bağırmak istemedim." Başını önüne eğip dizlerine kapandı. Ne diyeceğini bilemedi Medine. Yavaşça kızına doğru ilerledi.

"Kızım bir şeyin var. Buraya geldiğinden beri sende bir şey var Melike. Söyle bana annem. Ne oldu neyin var?" Melike başını kaldırmadan iki yana salladı boğuk bir sesle 'bir şeyim yok' dedi. Ama sesi hiç inandırıcı gelmiyordu. Katre de yavaşça ablasının yanına geldi. Başını onun başının üzerine koydu. Medine bu hareketle gülümsese de içindeki annelik hissi kızıyla ilgili bir şeylerin olduğunu söylüyordu. Bir şey vardı ve bundan onun haberi yoktu.

İSTEMESEN DE BENİMSİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin