Merhaba canım okurlar! Upuzun bir bölümle geldim. Bu bölüm içime sindi mi bilmiyorum. Aslında aile kavramının hayatımızda ne kadar geniş bir alana sahip olduğunu fark ettim. Hepimiz ailemizden aldığımız ya da alamadığımız şeyleri yansıtıyoruz etrafımıza! Bu yüzden kalbinizden iyiliği, şefkati ve saygıyı asla yitirmeyin. Ne olursa olsun yitirmeyin!♡
Sizi seviyorum iyi okumalar❀
*** *** *** *** ***
Bildiği şehirlerden, bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır?
A.Ali Ural
*** *** *** *** ***
"Gel bakalım yanıma Katre Hanım."
Katre biraz çekinerek, Medine Hanıma doğru yürürken, Melike ona kocaman sırıtıyordu. Gözleri dolmuştu kardeşinin ve o sadece onu mutlu etmek istiyordu. Başarıyordu da. Katre, Medine Hanımın yanına oturup ona doğru döndüğünde, ona doğru açılmış kollarla bir an şaşkınlığa uğradı. Medine Hanımın onu sevmeyeceğinden neredeyse emindi buraya gelmeden önce.
"Sakın benden çekinme kızım. Melike neyse benim için sende öylesin bundan sonra. Bana ister anne de, ister teyze de, istediğini söyleyebilirsin. Keşke seni daha önceden bilseydim yavrum. Yoksa ben seni o... Neyse işte onlara bırakır mıydım? A benim yavrum sen neler yaşamışsındır orada kim bilir?" Medine Hanım saymaya devam ederken, Katre'nin gözleri ablasınınkiyle buluştu. Çekinerek ablasına bakıp kazağının kollarını daha da aşağı çekti istemeyerek. Başını ondan çevirip Medine Hanıma bakınca onun yaptığı bu hareketi gördüğünü hissetti. Utanarak başını önüne eğdi. Yine o kollar ona dolanırken, Katre ağlamamak için zor tutuyordu kendini." Medine teyze, ben çok teşekkür ederim benim kabul ettiğin için. Ablam bana hep götüreyim seni dedi ama ben istemedim, çekindim sizden. Sonuçta ben..."
Medine Hanım onun sözlerini kesip, kaşlarını çatınca, ara korkmadı değil. "Sakın bir daha duymayayım bunu senden. Artık iki yerine üç kızım oldu daha ne isteyeyim ben Allah'tan. Hepimiz geçinir gideriz." Medine Hanımın daha soracak çok şeyi vardı ona ama Melike acıktığını söyleyip araya girmişti. Medine Hanım onlara bir şeyler hazırlarken iki kardeşte bavulları odalarına getirmişlerdi. Katre'nin bazı kıyafetlerini dolaba kaldırıp bazılarını askıya asmışlardı. Zaten Melike'nin de bazı kıyafetleri hala dolapta duruyordu. Sadece bir kısmını annesi yatak örtülerini koymak için ayırmıştı.
"Katre... Sana aslında ben sana bir şey söylemeliyim... Ben bir süredir biriyle birlikteyim. Sana söyleyemedim çünkü bütün bunların aklını karıştırmasına izin vermek istemedim. Ben bile bu duruma yeni yeni alışıyorum aslında. Yani sevgili anlamında... Hiç bakma bana öyle ciddiyim. Bana evlenme teklifi etti... Bende kabul ettim... Çok yakın bir zamanda evleneceğiz. "
Katre'nin sakin bakışlarının her cümlede değişerek son olarak ağzının beş karış açık kalmasıyla sonlanmıştı.
"Sen ne söylediğinin farkındasın değil mi abla? Ben yanlış duymadım... Evlilik... Sen..."
Aslında bu tepkiyi herkesten bekliyordu. Sonuçta ailesine bu tür konuların açılmayacağını kesin olarak tembihlemiş olsa da işte lafını ilk yediği yerdeydi.
"Evet! Ben ve evlilik!"
"Abla gerçekten mi? 'Yeni kavrama' kapasitene hayran kaldım yalnız. Senden hızlısı Usain Bolt olmalı. Şaka yaptım tamam. Ama senin için çok sevindim. Ben... Ondan sonra bir daha sevemezsin diye düşünmüştüm. Kim bu şanslı adam?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTEMESEN DE BENİMSİN!
Chick-Lit"Sana son kez soruyorum 'Kim o adam?' senin peşinden neden geldi? Seninle ne işi vardı? Neden korkmuş gibi davranıyordun? Neden ellerin buz kesildi? Neden o adam sana dokunabilecek kadar yakınına geldi?" Melike, gözlerini kısıp iyice derin soluklan...