Derdinden bir çareyim
Çok diplerde bi yerdeyim
Seslensen de derindeyim duyamam asla
Sanırım her şey yolunda*** *** *** *** ***
Hızla geldiği kapıya gitti Melike, ardında gergin gergin ve sinirli bir adam bırakarak. Arel, tüm sinirini elindeki kâğıda verirken, eline geçeni öldürmek, kırmak, parçalamak istiyordu. Masaya fazlaca para bırakıp hızla çıkmıştı restorandan. O kızı bulup öldürmek için müthiş istekliydi. Ama onu ne tarafa baksa bulamamıştı. Arabasına binip son gaz parktan ayrılmıştı.
Melike taksiye binip evin adresini verdiğinde yarın olmasını bekliyordu. İlk yapacağı eski gazeteleri bulup bu haberin kesin olduğuna bakacaktı. Daha sonra 'babasını' bulup arayıp bunu yapıp yapmadığını soracaktı. Eğer yaptıysa, ağzına geleni sayacak sonra da Katre için açtığı banka hesabındaki paranın bir kısmını avukata harcayacaktı. Ve umarım Katre onu anlardı. Melike'nin isteği buydu. Evlenmek çözüm değildi. O adam durmayacaktı ama Melike'de durmayacaktı. Ne kadar söylerse söylesin aklında kalan sadece bilekliğiydi oraya nasıl gitmişti? Gerçekten de bu olayın içinde kendisi de var mıydı? Peki, bundan sonra nasıl yaşayacaktı?
*** ***
Melike, İdil'e her şeyi anlatırken, İdil onu şaşkınlıkla dinliyordu. Bunu asla arkadaşı yapamazdı. Ne kadar saçma düşünceydi? Bunu düşünmesi bile Melike'ye haksızlık değil miydi? "Üzülme canım eminim bunu da atlatacağız. Hem her şeyin verdiği bir hayır vardır. Sıkma canını yarın konuşur hallederiz." Melike orada değildi ki. Aklı sözleşmenin son maddesindeydi.
'Yangının saklanması karşılığında kızım Melike, Arel Korhan ile evlenecektir. Dava bir daha açılmayacaktır.'
"İdil benim onu umursadığım yok! Babam beni resmen sözlü olarak o adamla evlendirmiş. Bu yangının karşılığında beni onlara daha doğrusu Arel Korhan'a vermiş. Nasıl biliyor musun? Davanın tekrar açılmaması için. Noter de bunu onaylamış araya adam mı soktular artık ne yaptılarsa! Benim inanmadığım şey ne biliyor musun? Babam asla bunu benim için yapmaz ne oldu da bunu yaptı bilmiyorum. Çıkarı olmadan bir işe girmez o!"
"NE... Melike ne diyorsun sen?"
"Onunla 'evlenmek zorundayım' kısmını anlatmaya çalışıyorum. Beni tehdit etti. Eğer evlenmezsem tüm ailemi elinden geçirecek adam. Benim ondan bir korkum yok ama keşke... Keşke Katre'yi saklayabilseydim. O daha küçücük İdil ve bu adamın gözü küçücük çocuğu bu olaya itecek kadar kapkara olmuş."
"Melike... Aman Allah'ım... Aman Allah'ım... Bu bir suç karakola haber verelim. Koruma talep edelim... Kalk hadi."
"İdil elimizde hiçbir kanıt yok ki adamın elinde bir sürü kanıt var. Zaten kimse de bana koruma vermez şu ülkede kadına koruma çıktığını, hadi çıktı diyelim sonunun ölümle bitmediği bir olay söyle... Al yok işte ilk önce dedim hapishane daha cazip sonra verdiğim sözleri düşündüm. Katre'yi, annemi onları daha iyi şekilde yaşatacağım diye verdiğim sözleri düşündüm. Yapamazdım... O adamla evlenmek zorundayım..."
"Melike!"
İdil, sımsıkı sarılmıştı arkadaşına. Çareleri şimdiden düşünmeye başlamıştı. Ama aklına Melike'nin söylediği şeylerden başka bir şey gelmiyordu. Bunu da atlatacaklardı ama nasıl? Gece olmaya başlamıştı ki Melike kitaplarını alıp odasına çekilmişti. Ama üç konudan daha fazlasını anlamamıştı kafası. Yatağına uzanıp kitabını eline alıp kaldığı sayfadan en fazla yirmi sayfa daha okumuş ama takıldığı yer şu an kitaplar rüyası değil Arel kâbusuydu. Hızlıca ışığı kapatıp, gözlerini de kapatmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/93955859-288-k243206.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTEMESEN DE BENİMSİN!
Literatura Kobieca"Sana son kez soruyorum 'Kim o adam?' senin peşinden neden geldi? Seninle ne işi vardı? Neden korkmuş gibi davranıyordun? Neden ellerin buz kesildi? Neden o adam sana dokunabilecek kadar yakınına geldi?" Melike, gözlerini kısıp iyice derin soluklan...