Herkese yeniden merhabalar biraz dert köşesi gibi bir yer oldu bu önsöz kısmı ama birkaç şey var ki gerçekten içimde ukde olarak kaldı. Okuyorsunuz belki seviyorsunuz hemen sayfalarımı yarıda bırakıp gidiyorsunuz ya da seviyorsunuz sonuna kadar gidiyorsunuz. Ama hiç neden sevdiğinizi neden sevmediğinizi hiç belli etmiyorsunuz! Yazar kırgın yazar üzgün yazar ağlamaklı yazar azıcık şu hayattan pes etmiş yazar artık böyle nereye kadar devam edeceğini bilemiyor...
Öhöm şey! Bilin istedim...
«yeni modelimiz hayirli olsun»
*** *** *** *** ***
İnsan ciğerlerinde, yüreğinde gökyüzünün ağırlığını hissediyordu...
STEFAN ZWEIG
*** *** *** *** ***
Hadi oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar!
*** *** *** *** ***
Arel'in yattığı tarafa döndüğünde pikenin üzerine atılmış bir şekilde olduğunu fark etmişti. Yine ondan önce kalkmıştı. Tedirginlikle sağına soluna baksa da Arel'den herhangi bir iz bulamamıştı. Alarmı kapatıp yataktan kalkmış, önce lavabo daha sonra da giyinme işini halletmişti. Odaya geri dönüp yatağı toplaması da uzun sürmezken merdivenlerden inip direk kendini mutfağa atmıştı. Etrafta kimse yoktu ki bu iyiydi. En azından herkesten önce kalkmıştı.
Güzelce kahvaltıyı hazırlarken Arel'in elinde telefonla mutfaktan girdiğini fark etmişti. Üzeri sırılsıklamdı ki bu onun koşu yaptığını gösteriyordu. Ama hiç öyle soluk soluğa değildi. Gerçekten bu adamı çözemiyordu.
"Günaydın."
"Günaydın."
Aldığı cevap bile soğuktu.
"Hasta olacaksın. Çok öyle durma istersen."
Arel'in buzdolabından çıkardığı suyu bardağa dolduruşunu izlerken onu pek takmadığını anlaması da uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTEMESEN DE BENİMSİN!
Chick-Lit"Sana son kez soruyorum 'Kim o adam?' senin peşinden neden geldi? Seninle ne işi vardı? Neden korkmuş gibi davranıyordun? Neden ellerin buz kesildi? Neden o adam sana dokunabilecek kadar yakınına geldi?" Melike, gözlerini kısıp iyice derin soluklan...