♦2.1♦

33 1 0
                                    


Bölüm sonunda görüşmek üzere canımın içleri! 

Biliyorum çok saçma gelecek ama bir dilek tutup yıldıza basmaya ne dersiniz? Henüz bir çocukken yaptığım çok saçma şeylerden biri de buydu belki de! Çiçek tutup dilek dilemek, yeni bir kalem alıp dilek dilemek, kumbara alıp dilek dilemek! Çiçeğim solana, kalemim çizmekten tükenene, kumbaramdaki paralar bitene kadar dileğimin gerçekleşeceğine inanırdım. Evet tuhaf ama neden olmasın?

Sizi bölümle baş başa bırakayım. Öpüldünüz, sevildiniz, kalbinizin güzelliğinin sizi bulması dileğiyle...

21.BÖLÜM

"Sanki her gün Victoria Secret'ta iç çamaşırı defilesi yapıyorum Dev. Bırak da utangaç olayım."

"Ne defilesi? Hele bir yap!"

"Zürafa kılıklı buzdolabı!"

Yanından çekip giderken arkasından güldüğünü duymuştu. Sahi bu adam ne güzel gülüyordu öyle! Nasıl bir ahengi vardı! Kalbi bir an duracak kadardı o anda! Belki ilk defa ona güldüğü için olmuştu. Ama neden korkmuştu ki! İçini ürperten şey neydi?

Düşüne düşüne merdivenleri tırmanmış koridorun sonunda kalan odaya kendini atmıştı. Hisleri, beyni, kalbi her şey birbirine girmişti. Bu durumu düzeltmekte kendine kalmıştı. Arel'in bugünkü tavrını düşünmek için doğru bir zaman değildi. Belki yatarken düşünebilirdi.

Üzerini değiştirip mavi bir tişört giymiş altına da kısa bir tayt geçirmişti. Rahattı. Yemek içinde uygundu. Bakışlarını boy aynasından alıp kapıya çevirirken İdil'in onu izlediğini görmüştü.

"Bir şey demeyecek misin?"

Çünkü arkadaşından herhangi bir tepki bekliyordu. Ama pek alacağa benzemiyordu.

"Ne diyeyim?"

"Bilmem! Belki duymak istediğim şey 'kızım sizin evliliğiniz kâğıt üstünde ne işin var senin adamın üstünde' ya da şey 'ben bu evliliğe olan inancımı yitirdim Meli' gibi..."

İdil'in kahkahası odayı sararken başparmağını da onaylar şekilde ona sallayıp duruyordu. Ama sözleri tam tersini gösterir nitelikteydi.

"Sen hiç karşıdan kendini gördün mü demek geliyor sadece içimden!"

"O da ne demek?"

"Anlarsın balım anlarsın. Hadi aşağı yenilecek bir yemeğimiz var."

"Ya İdil bırak şu gizemi kenara ya ne demekti o nasıldım ki?"

"Anlarsın!"

İdil'in koridordan kaçarak uzaklaşmasını izlerken o kadar mı kötüydü diye düşündü. Nasıl görünüyordu ki? Bir de bunu mu düşünecekti!

Merdivenlerden inerken herkesin sesi balkondan geliyordu. Adımları oraya giderken Arel masayı kurmuş suları bile dökmüştü. Ev işi yapan erkek gibisi yoktu! Belki bundan şanslı olabilirdi.

"Ellerine sağlık!"

Kocasının kendi suyunu doldururken bakışına karşılık dilediği şeyi birazda kendisine gelmişti. Çünkü yemekleri o yapmıştı.

"Senin de Minik!"

Çorbaları dağıtmak İdil'e kalırken yerinde rahat etmek için biraz daha kendini toplamıştı.

"Ellerinize sağlık çocuklarım. Aşkla yapılmış olan sofranıza bizi buyur ettiğiniz içinde teşekkür ederiz."

Halide Sultan yine sokup bırakmıştı lafını. Üzerine alındığı içinde cevap vermesi olasıydı.

İSTEMESEN DE BENİMSİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin