15.Bölüm

1.6K 137 112
                                    



Yıldıza dokunup, bol bol yorum yaparak destek olun lütfen. Şimdiden teşekkür ediyorum! ❤️



İyi okumalar!! ( ˘ ³˘)♥︎


Genel olarak akşam yemeği iyi gidiyordu. Marcus ve Logan'ın atışmaları iki dostun iyi anlaşmasını temsil ediyordu. Beklediğimden sıcak kanlı çıkan Marcus iyi bir lidere benziyordu. Henüz ciddi konular hakkında konuşmalar yapılmamıştı. Bence de yeri değildi. Özellikle de küçük Linda aramızdayken. Tatlı diliyle ailenin maskotu olduğu belliydi. Bembeyaz saçları kardan daha beyazdı. Zümrüt yeşili gözleri parıl parıldı. Annesinden ilgi görmek için her çocuk gibi uğraşıyordu. Büyük ilgiyle onu izlemeden edemedim. Bir çocuğun annesine bakışlarını, davranışını ve ilgisi için didinişini izlemek kendimi onun yerinde gibi hissetmeme neden oldu. Arada gelin burukluk onu izledikçe yüreğimin bir köşesine konup fısıldıyordu.

Seni neden bıraktılar?

Gücünü kontrol edemeyen canavar olduğun için mi?

Ya da onları hak etmiyorsun?

"Ee Layana. Hastane nasıl gidiyor? Onca ruhun içinde zor olmalı." İsabella'nın konuşması ile düşüncelerimden çıktım. Kulaklarıma yine ortamın sesleri doluşmaya başladı. Mavilerim onu buldu. Kahve gözleri sinsi bakıyordu. Bütün akşam sürekli beni konuşturmaya çalışmıştı. Olabildiğince sakin ve ılımlı cevap vermeye özen gösteriyordum. Aramızda gelişen durumu fark eden diğerleri bizim konuşmamızı ilgiyle dinliyordu.

"Pek zor olduğu söylenemez. Onları tamamen hissedemiyorum sonuçta." Gerçektende öyleydi. İlk açılan göz kapağım güçlerim içindi. Asıl etkileşimler ikinci göz kapağım açıldığında gerçekleşecekti ve ben çok gergindim. Beni daha nelerin beklediğini merak ediyorum. Bu zamana kadar yaşadıklarım fragmanmış gibi geliyordu.

"Hissetmemen tuhaf ne de olsa Gece Kuşu'sun. Onlara en yakın olan varlık sensin." Üzerimde baskı kurmaya çalışması sinirimi bozmaya başlamıştı. Tabağımda ki et parçasını yavaşça kestim. Dişlerimin arasına alıp çiğnerken büyük ilgiyle cevabımı bekliyorlardı. Lokmamı yutup mavilerimi onunla buluşturdum. Kibarca gülümsedim. Beni tanıyan kişiler gülümsememin artık sabrımın sonuna geldiğinin göstergesi olduğunu anlayabilirdi. Akşamdan beri bu tarz konuşmalarını idare etmeye çalışıyordum ama bu kadın harbi takıktı.

"Büyük güçleri anlamak zor. Tabi ne demek istediğimi herkes anlayamaz." Birazcık kendimi beğenmişlik yapmış olabilirdim ama bu bir gerçekti. Güçlüydüm. Hemde çok. Meydan okumam sinirini bozmuş olmalı ki kahve gözlerinden alevlerin yükseldiğine şahit oldum. Halen zorlamaması gerektiğini anlamamıştı. Ortamı geren taraf olmak istemiyordum ama kesinlikle beni zorluyordu. Özelliklede Russell'ları temsil eden Luna olarak asla olumsuz düşünceler bırakmak istemiyordum.

"Sanırım bende anlıyorum zira Logan'la az kapışmadık. Bir keresinde bizi Fenrir'den kurtarmıştı. Tabi en büyük kozu ben kullanıp onun uçmasını sağlamıştım. Görmen gerek Layana. Uçmaya çalışırken bacakları yüzmeye çalışan köpek bacakları gibiydi." Marcus şen kahkahasını yeni bir anısının ardından attı. Sona doğru alaylaşan sesiyle ortamın havası anında değişmiş, herkesin gülmemek için kendini tutması gerekmişti zira Logan'ın bakışları hiç iyi değildi. Dayanamayıp kıkırtımı tutamamıştım. Parmaklarımla dudaklarımı kapattım. Temkinli bakışlarım Logan'a kaydığında parlayan keskin gözleriyle bana baktığını gördüm. Dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı. Yüreğim pır pır olurken yanaklarım ısındı. Bütün herkesin gözü bizdeyken ısınmaları çok normaldi. Özelliklede Logan bana böyle derin derin bakıyorken.

GECE KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin