Yıldıza dokunup bol bol yorum yaparak destek olun lütfen!!
İyi okumalar!! ( ˘ ³˘)♥︎
Burnuma dolan küf kokusuyla yüzümü buruşturdum. Mide bulandırıcı basık kokunun yanına hücrelerimin sızısı eklendi. Her yerim inim inim inliyordu. En son ne olmuştu? Zihnim sarhoş olmuş hiç bir şeyi hatırlamıyordu. Karnıma giren krampla inleyerek iki büklüm oldum. Kasıklarıma doğru giden sızıyla yüzümü buruşturdum. Yattığım betondan içime işleyen soğuk bedenimin kasılmasına neden olmuştu. Tutulmuş bedenimi usulca yattığım yerden kaldırdım. Yarı loş ortamı seçemiyordum. Bir koridor? Ama neresi? Tek hissettiğim içime işleyen ve ruhumu titreten soğuktu. Betondan gelen bir soğukluk değildi bu. Çevremi saran ürpertici bir soğuktu. Bir o kadar canlı ve tehditkardı. Bölgesine girmişimde tenimi ısırıp avını kontrol ediyordu.
Kollarım birbirine sarıldı. Üşüyen tenimi ısıtmak için aşağı yukarı doğru üfeledim. Dudaklarımın arasından çıkan hava sıcakla soğuğun birleşimiyle buhar oluşturuyordu. Yetimhanede dışarısı kadar soğuk olurdu benim için ve küçükken bunu eğlence olsun diye çok yapardım. Beni tek ısıtan o şömineydi.
İlerimde gördüğüm hareketlenme ile düşüncelerimden sıyrıldım. Kendini tehlikede hisseden benliğimle gücüm damarlarıma doldu. Alevlerim açığa çıktı. Maviden su yeşiline dönen alevlerime şaşkınca baktım. Benim ne sorunum vardıda gücüm değişiyordu. Gelişiyor muydum? Yoksa bağı tamamladığımız için güçlerimiz mi harmanlanıyordu? Bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. Zamanınım çoğu trip atarak geçmişti.
Tekrar gördüğüm hareketlenme ile düşüncelerimden çıkıp ayağa kalktım. Alevlerimi çevreme salıp çember oluşmasını sağladım. Kendimi koruyucu kalkana aldım.
"Kimsin?!" dedim sert sesimle. Katı görünürsem belki kolay lokma olmadığımı anlar ve uzak dururdu. Hareketlenme belli belirsiz devam etti. Sonra benim sesimi duyunca aniden durdu. Çıplak ayaklarım soğuk ve kirli fayansta geriye doğru adımladı. Loş ve yarı karanlık koridor bir tımarhane koridorunu andırıyordu ya da bir hastane. Emin değilim. Bazı noktalarda dağınıkça bırakılmış sedyeler ve sandalyeler vardı. Bazı noktalara konulmuş dolaplarda aynı şekilde dağınık bırakılmış tıp aletleri vardı. Hepsi kirli ve küflenmiş. Geçmişinin karanlık olduğunu anlatıyordu.
Hareketlenmenin olduğu tarafın tersine yürümeye başladım. Üstümde ne zaman giydirildiğini bilmediğim hasta kıyafeti sırtımın çoğunu açıkta bırakıyordu ve üşümem için yer açıyordu. İlerlediğim yarı karanlık koridor geçmişte yaşadığı karanlık anıları fısıldıyordu. Esen rüzgar fısıltıları daha çok artırıyor derdini anlatıyordu. Her ne olduysa çok korkunçtu. Atılan çığlıkları kimse kurtarmayıp katile ortak olmuş. Geçtiğim her odanın ayrı bir hüznü var. Ardından gelen karanlık zehirli kelepçelerdi.
Yeni bir koridora döndüğümde tavanda yanan lamba ile durdum. Beni durduran ışık değildi. Tam karşımda dikilen beden histeri krizine girmişçe titriyordu. Bedeni her titrediğinde gölgeyi andırırca kaybolup geri geliyordu. Deli bakan bakışları bir ruh hastasını andırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KUŞU
Fantasy☾ Ruh Serisi 2 ☽ Layana Campbell, hemşirelik bölümünden yeni mezun olmuş genç bir kadındır. Artık hem evsiz, hem de işsiz olan Layana, büyük annesinin ona bıraktığı eve taşınır ve yeni bir iş bulur. Dışarıdan zeki, soğuk kanlı ve güçlü duran Layan...