25.Bölüm

1.1K 124 50
                                    


Yıldıza dokunup, yorum yaparak destek olun lütfen! ❤️



İyi okumalar!! ( ˘ ³˘)♥︎

Daldığım hayal dünyam uzun zamandır tatmadığım huzuru bahşediyordu. Bitmek üzere olan kahvemin son yudumunu içtim. Yemeğimi yedikten sonra uzun bir uyku çekmiş ve yüz yıllardır uyuyan koca ayak gibi uykuya doyarak uyanmıştım. Dört saattir bırakmadığım kitabımı okurken iki fincan kahve bitirmiştim. Arada atıştırdığım tatlılarda keyfimi pohpohlamıştı. Kendimi şımartmayı daha çok yapmalıydım ama malum yaşadıklarım izin vermiyordu. Mavi dolunayın ardından artan güçlerimle kendimi sürekli farklı boyutlara transa geçerken bulma riskim yüksekti. Şimdilik yemekten önce yalnızca bir kere kendimi yaratıklarla dolu boyutta bulmuştum ve en sok ne zaman gördüğümü hatırlamadığım Gölge Lider kurtarmıştı. O varlık halen aklımı kurcalıyordu. Bu zamana kadar tanıştığım varlıklar arasında kesinlikle en tuhaf olanıydı. Ne yaşayan ne ölüydü. Haklarında pek bir bilgi yoktu. Kendilerini çok nadir göstermeleri de tuz biberdi.

Kapıdan giren heybetli beden bana doğru ilerledi.

"Halen okuyor musun?" Uzandığım sedirde yanıma oturdu. Kaslı kolunu karnıma sarıp beni kendine çekti. "Uzun zamandır pineklemiyorum." Şu an halimden gayet memnundum. Bulunduğum zaman diliminden ayrılmak istemiyorum ama yapılması gerekenler vardı. Sadece şimdilik erteliyordum. Hmm'layarak saçlarıma öpücüklerini kondurdu. Yeni bir sayfaya geçerken öpücükleri aşağı şakağımdan yanağıma ve boynuma doğru indi. Acelesi olmayan dudaklar tatlının tadını çıkarırca dokunuyordu. Satırlarda dolanan mavilerim yalnızca geziniyordu. Zihnim kelimelere anlam vermek yerine dokunuşlarla ilgileniyordu. Ani hızla kendimi onun altında bulduğumda hihledim. Bacaklarımdan tutup aşağı çekmiş ve üstüme çıkmıştı. Yinede kitabı bırakmadım. Yükselen ateşim yanaklarımda ki yerini edindi. Alnımı kokumu soluyarak derince öptü. Sıradaki öpücüğü bir altında bulunan kıvrımlı minik burnumu buldu. Ardından dolgun dudaklarımı öptü. "Kitap okuyorum." diye yakındım. Yapmamalıydı. Dokunuşları gerilmeme neden oluyordu. Titrekçe nefes aldım. "Ne okuyorsun?" dedi boğuk sesiyle. Öylesine sorulmuş bir soruydu. Daha çok öpücüklerini kondurmakla meşguldü. Sesimi sakin tutmaya çalışarak "Emily Bronten'ın kitabı. Uğultulu tepeler." dedim. Belime sarılıp beni kendine çekti. Boynuma kafasını gömerek derince öpmeye başladı. Koca cüssesinden kitabıma yer kalmamıştı. "Boşver kitabı." Öpücüklerini kesmeden kitabı alıp yere doğru bıraktı. Yerim kaybolmuştu!!

"Logan!" diye mızırdandım. Büyük bir zevkle öpücüklerini sıralamaya devam ediyordu. Hımm'layarak cevap verdi. Öküz! Dikkatini bedenimden çekmek amaçlı "Şu bağı nasıl tamamlıyoruz? Hiç anlatmadın." dedim. Bulanan zihnimle aslında ne kadar yanlış bir soru sorduğumu sonradan fark ediyordum. "Göstermemi ister misin?" demesiyle kanıtladı. Switimi yukarı doğru sıyırıp çıkardığında yarı çıplaktım. Tanrım artık sütyen giymeliydim! Kollarımı anında göğüslerime sardım. Memnuniyetsizce kollarımı çekip başımın iki yanına sabitledi. Göğsümden karnıma doğru öpücüklerini kondurmaya başladı. Her bir öpücüğü ile ayrı kasılıyordum. İki eli de göğüslerimi bulup sıktığında inlemeden demedim. Dudak ve dil darbeleriyle gözlerim karardı. Parmaklarım saçlarını bulup hırsla çekiştirdim. Anlık üstümden doğrulup kendi switinide çıkarıp yana attı. Gri eşofmanının önünden kendini gösteren kabarıklığı yüreğimi gümletti. Hazır mıydım? Bilmiyorum. Korkuyordum ama bir o kadar da dokunuşları beni cezbediyordu. Yinede tutkudan baskın gelen duygu korkuydu. "Ben.." diye belli belirsiz çıkan mırıltım çekingendi. Bakışlarımı görmüş olmalı ki dokunuşlarını bıraktı. Ani hızıyla bu sefer beni üste alıp kendisi yatakla aramda kaldı. Çıplak göğüslerimiz birbirine yapıştı.

GECE KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin