30.Bölüm

1K 103 11
                                    


Yıldıza dokunup, yorum yapanlara bol bol teşekkür ediyorum!



İyi okumalar!! ( ˘ ³˘)♥︎


Yaptığım pastayı tatmin olmuş biçimde süzdüm. Beyaz kremanın pürüzsüz görünümü düzen hastası insanlar için aşık olunasıydı. Tabi böyle görünmesi için epey bir uğraş ve sabır gerekiyordu. Uzun ince spatulanın geçtiği yumuşak katmanın bazı kısımları asice pürüzlük çıkardığında kusursuz olana kadar üstünden geçmiş ve sonuç istediğim gibi olmuştu. Bazı noktalara renkli kremalarla çiçekler yaparak süslemiştim. Beyaz krema üstü renkli çiçeklerle kaplı çikolatalı pasta oldukça iştah açıcı görünüyordu.

Tıpkı bir insana benziyordu. Dıştan hiç bir sorunu yok ama içi ışığı sönmüş yıldız gibi karanlıktı. Ve tadı mükemmeldi! Çikolatalı pastayı kim sevmezdi ki? Şahsen ben bayılırdım!

"Woaaaw! Pasta!!" Mike anırarak parmağını pastaya sürttüğünde spatulayı kafasına geçirmiştim. "Karıştırıcıya atıp pastanın üstüne şekerleme yaparım seni!!" diye cırlamayı da eksik etmedim. Son anda kurtardığım pastamın üstüne şeffaf koruyucu kapağı kapatıp dolaba yöneldim. Küçük kelimeyi dilime dolayıp büyümü kullanarak dolabın kapağını açarken kızlar arkamda somurtan Mike'a gülüyordu.

"Ben eski Laya'yı özledim! Bana her zaman yemeğinden veren, tatlı tatlı konuşan Laya'yı." Yakınan Mike'a dönüp kollarımı göğsümde bağlayarak onu izledim. "Oysa şimdi karşımda Amara'nın genç hali duruyor! Sen onlarla fazla takılma Laya. Seni de kendilerine benzetirler." Devam eden yakınmasına tek kaşımı kaldırıp hayretle dinledim. Kate ağzına böğürtlen atarken şaşkınlıkla inledi. Ellie ve Olivia ise birbirlerine telefonda bir şeyler gösterirken Mike'in laflarıyla şaşkın ve kızgın bakışlarını ona çevirdiler. Arkamdan gelen ferah enerjinin sahibi de duymuş olmalı ki öfkeyle harmanlandı.

"Ne varmış bizim halimizde?!" Amara'nın kızgın kınayan sesi mutfağı doldurdu. Ben alayla gülümserken Mike'ın bakışları arkamda ki iki kadında gezindi. "Seni küçük domuz!! Yedirdiklerim kıçını yırtarak çıksın!" Gloria da Amara'dan farksızdı. İhanete uğramış gibi hayal kırıklığı ve kınarca Mike'a kızıyorlardı. Onlarda en çok güldüğüm şey ise sinirlendiklerinde oldukça orijinal küfürler çıkıyordu. Bir Russell olmak mükemmel ve benzersiz küfür edebilmektir.

"Ben kötü bir şey demedim ki? Sizin kadar becerikli ve mükemmel olamaz o yüzden yerini bil dedim!!" Konuştukça batan Mike'a beni saniyeler içinde harcamasına büyümüş gözlerimle şaşkınlıkla baktım. Bir diğer Russell özelliği ise kolay satmaları sanırım. Logan'a söylesem mi acaba? Bir yerlerini pençelesin. Bu düşünce gülmek istememe neden oldu. Psikolojimin dengesizliği beni şaşırtıyordu.

"Lunanla düzgün konuş seni saygısız!!" diye kükredi Amara. Eskinin insanları bu konularda daha katıydı. Kollarımı göğsümde bağlayın tek bacağıma doğru yaslandım. Başımı olumlu anlamda sallayarak kızgın bakışlarımı karşımdaki ne yapacağını şaşmış adama diktim. Yakalanmış yaramaz çocuk gibiydi.

"Sana pasta yok!" dedim katı sesimle.

"Hadi ama!" Battığı bataklıkta çırpınmayı kesmiş Mike hüsranla yardım arıyordu. Gözleri anlık parladığında nedenine baktım.

"Bana hiç öyle bakma kardeşim kaşındın." Ellerini havaya kaldırmış Felix kendi yediğin naneler kıçını tırmalar derce durdu. Beden dilleriyle bile çok güzel küfür ediyorlardı. Aslında küfürü çok fazla sevmezdim ama Russell farkıyla hoşuma gidiyordu.

GECE KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin