Bu kurguyu okuyan güzel sevgililerim satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin sizin yorumlarınız benim için çok değerli, olumlu veya olumsuz tüm yorumlarınızı görmek istiyorum
"Louis uyan"
Gözlerimi bana seslenen bir sesle açtım. Etrafıma baktığımda evde kimse yoktu.
"Louiiis"
Kaşlarımı iyice çatmıştım ses geliyordu ama evde benden başkası yoktu.
"Hey nerdesin?"
"Ben aslında yokum Louis senin için geldim"Kafam iyice karışmaya başlamıştı. Yataktan kalktığımda tezgahın üstündeki bıçağı aldım ve kulübede dolanmaya başladım. Yatağın altına bile baktım ama ne nefes sesi alıyordum ne de kalp atışı sesi duyuyordum.
"Boşuna arıyorsun beni bulamazsın çünkü ben senin içindeyim"
Ne demek içimdeydi elimi kalbime koyduğumda sadece kalp atışıma odaklandım dikkatli dinlendiğinde benim kalbimin yanında bir ses geliyordu. Gözlerimi şokla açmıştım çünkü gerçekten içimdeydi.
"Nesin sen kimsin?" Korkuyla sormuştum alacağım cevaptan çok korkuyordum.
"Zamanla öğreneceksin şimdi zamanı değil"
"Amına koyayım ne zaman zamanı lan" hiçbir şey anlamıyordum etrafımda tür attım evi dolaştım kulübe dışına çıktım etrafı aradım ama hiçbir kalp atışı duymuyordum kahretsin nasıl bir bok çukurunun içine düştüm.
Kulübeden uzaklaşarak sürü yerleşkeme geldim bıraktığım gibiydi aynı koşarak aşkımın sevgilimin yanına gittim bıraktığım gibi yatıyordu kosarak yanına gittim anında elini tuttum.
"Sevgilim ben geldim özür dilerim benim yüzümden öldün gitmeseydim belki sana yardım edebilirdim özür dilerim tekrardan,ailenin kulübesinde kalmaya başladım sen demiştin ne zaman üzülürsen oraya git diye bende tek yuvama gittim sevgilim"
Ağlayarak anlatıyordum sonra kolunun altına sarılarak yanına uzandım.
------------------------------
Harry
Çocuklarla beraber bugün hava güzel olduğu için dışarıda kahvaltı etmiştik. Niall ve Liam sofrayı toplarken Zaynle ben çayımızı içiyorduk.
Zayn yaklaşık 1 yıldır Liamı seviyordu. Liam hepimizin annesi gibiydi evde ama Zayne karşı her zaman daha ilgiliydi bunu Zayne kaç kere söylesek de kaybedeceğim diye korktuğu için açılamıyordu.
"Hey hey Harry iyi misin?" Zeynin seslenmesiyle kendime geldim bu sıralar çok dalıp gidiyorum aklım hep o mavi gözlü omegada gitmiş bile olsa aklım sadece onda kalıyor.
Gözleri denizi andırıyor ama uçsuz bucaksız gökyüzüyle birlikte omega gözünde hem denizi hemde gökyüzünü barındırıyor. Saçları ipek gibiydi en ünlü dokumacının en özel pamuğu gibi. Minicik burnu ince güzel dudakları kısa küçük parmakları her yeri gibi küçük bedeni kırılgan narin bir ceylan gibiydi. Dokunmaya kıyılamayan bir porselen gibi.
"Harry gene daldın gittin dostum iyi misin?" Gözlerimi kırpıştırarak Zayne baktım endişele bana bakıyordu.
"Evet evet iyiyim Zee sorun yok" başını sallasa bile inanmadığı belliydi ama onu inandırmakla uğraşmayacaktım zaten iyi değildim.
"Hey çocuklar şu Louis değil mi?"
Niallın dediği yere baktığımızda gözü kapalı yürüyerek gelen Louisi gördük.Hemen yerimden kalkarak koşarak yanına gittim sarhoş gibi değildi gözleri kapalıydı ama yalpalamıyordu. Sessiz bir şekilde ağzının içinde birşeyler konuşuyordu. Ama anlamıyordum değişik bir dil konuşuyordu büyük ihtimalle latinceydi.
"quod inpendebat exitio"
Anlamayarak Louise bakıyorduk. Louis bir anda gözlerini açtı. Gözleri simsiyahtı ama içinde bir yerde ateş yanıyordu. Artık endişeyle değil korkuyla bakıyorduk.
"MORTEM!"
Diyerek kollarıma bayıldı Louis bile konuşmuyordu onun sesi değildi.
"Bu onun sesi değildi" hepsi şaşırarak bana baktı
"Ne demek onun sesi değildi konuştu sende gördün" evet görmüştüm ama onun sesi değildi onun sesini asla unutmazdım.
"Hayır bu onun sesi değildi onun sesini asla unutmam"Louisi kucağıma aldığımda gözünden bir yaş düştü. Ardından o mavi gözlerini açtı.
"Harry yardım et" bunu söyledikten sonra göz yaşları içinde gözlerini kapattı.
---------------
Harry
Louisi eve getirdiğimden beri sürekli ağlıyor,rüyasında bağırıp kızıyordu. Her kelimesinde sürekli git,rahat bırak gibi kelimeler kullanıyordu.
Hepimiz endişeyle ona bakıyorduk. Onu bu hale getirenlerin kafalarını kopartmak istiyordum bunu gerçekten istiyordum.
Çok kötü gözüküyordu yüzü kıpkırmızı,uyuyor bile olsa elleri titriyordu ve asla durmayan göz yaşları...
Çığlık atarak uyandı. Biz ona hala korkarak bakıyorduk. İki alfa bile olsa karşımızdaki normal bir omega değildi. Gözlerini açarak şaşkın bir şekilde bize bakıyordu.
"Ben buraya nasıl geldim bilmiyorum ve neden öyle bakıyorsunuz bir şey mı noldu?" Bu sefer birbirimize baktık söylesek mı diye ama söylemesek daha iyiydi.
O sırada kapı çalmıştı. Niall kapıyı açtıktan sonra içeri giren kişi şifacıydı. Şifacı Louisi görür görmez bağırıp garip cümleler kurmaya başlamıştı.
"angelus mortis,Zabanius hangisisin sen?"
Louis kadına kaslarını çatarak bakıyordu.
"Ben neyden bahsettiğinizi bilmiyorum anlamıyorum"
"Yalan söyleme hissediyorum gücünü"
Louis kadına tekrar kaşlarını çattı ağzını açtığı an gözleri simsiyah oldu aynı ormanda olduğu gibi."Beni bu kadar kolay bulacağınızı sanmamıştım"
"Çocuğu rahat bırak ve bize ne olduğunu söyle"
"Onu bırakırsam ölür bunu istiyor musunuz?"
"Hayır hayır istemiyoruz sen nesin onu söyler misin bize" endişe içinde sormuştum çünkü ona birşey olmasını istemiyordum Tanrı aşkına bu çocuk neye bulaşmıştı.
"Ben bir zebaniyim ve açıkçası bu bedeni çok sevdim ama onu bıraktığımda ölecek olması çok üzücü"
Bu sözleri söyledikten sonra Louisin gözleri aynı rengine döndü ve anında tekrar bayıldı.
Bölüm sonu
Fikirlerinizi öğrenmek istiyorum açıkçası aklımda Louisi böyle yapmak pek yoktu.
Ve bölümü kısa tutmak istemedim ama böyle oldu umarım beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INEFFABLE|LARRY✓
WerewolfLouis ve Harry Louis acı içindeyken zor zamanlarında yanında olan sinir hastası bir alfayla birlikte Alfa/Harry Omega/Louis